Son günlerde özellikle bazı medya gruplarında nafaka konusunda akıl almaz bir kampanya yürütülüyor.
Nafaka veren eşler mağdur, çaresiz, nafaka yüzünden yıkım yaşamış halde gösterilirken nafaka alan kadınlar ise acımasız, sömürücü olarak hedef yapılıyor.
Hele bir gazete daha da ileri giderek, bazı ilahiyatçılara dayandırarak, kadınların nafaka almasının helal olmadığını yazdı…
İddet süresinden sonra kadının nafaka alamayacağını, erkeğin kadına bakmakla yükümlü olmadığını iddia ediyorlar…
O zaman İslâm’ı ölçüye göre değerlendirme yapalım…
Nisa Suresinin 4. ayetinde, “Kadınlara mehirlerini borcunuzu öder gibi verin. Eğer onun bir kısmını size gönül razısıyla verirlerse onu da âfiyetle yiyin” diye emrediliyor.
Hz. Peygamberimiz (SAV) veda hutbesinde, “Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız” diye buyuruyor.
Dinimizin emri bu şekilde iken kadınlara karşı bu düşmanlığı, özellikle nafaka konusunda koparılan bu yaygarayı anlamak mümkün değil.
Hele hele İslâm’ın kadınlara verilmesini emrettiği mehri akıllarına getirmediklerini düşününce…
Kadınları Allah’ın emaneti olarak alacaksın, hakaret edeceksin, döveceksin, kafasını gözünü kıracaksın, sokak ortasında bırakacaksın…
Sonra da nafaka veremem diye dert yanacaksın…
Sokak ortasında bırakılan kadın, ömür boyu helak oluyor. Çoluğu çocuğu ile aç perişan yaşıyor.
Çalışamıyor, iş yok; zaten “kadın çalışır mı” diye kıyameti koparıyorsunuz…
Peki, ona kim bakacak? O kadının ne kabahati var?
Keyfine göre evleneceksin, hatta üstüne kuma getireceksin, keyfin geldi boşayacağım diye her türlü şiddeti yapacaksın…
Ama kadın hakkını aramayacak… Aman paran kadına gitmesin, ne hali varsa görsün!
Diyeceksiniz ki bütün erkekler aynı değil, gerçekten mağdur olanlar var…
Kadın suçlu olduğu için boşamışsa erkek niye nafaka ödesin?
Önce tespiti doğru yapmak lazım…
Her boşanan kadına nafaka ödenmez. Belli geliri olan kadına zaten nafaka ödenmiyor. Daha da önemlisi, boşanmada daha çok kusuru olan kadına da nafaka verilmiyor. Mahkeme nafaka takdir ederken hem gelir araştırması yaptırıyor, hem de kusur durumuna bakıyor. Tekrar evlenirse kadının nafakası zaten kesiliyor.
Buna rağmen gerçekten az da olsa mağdur olan erkekler tabii ki vardır…
İstisna olan durumu genele yayıp kadınlara nafakayı tamamen kaldırmak, boşanan kadınları çaresizliğe itmektir…
Allah göstermesin ama kendi sevdiklerinizin başına aynı şeyler gelse ne yapardınız…
Düşünün, ona göre karar verin…
*****
Tuzsuz yemek
Yeni evli çift sudan sebeple tartılmaya başlamış. Tartışma alevlenmiş, kavgaya dönüşmüş. Hiddetlenen adam karısına vermiş veriştirmiş. Karısı kırılmış ama bir şey diyememiş.
Siniri geçen koca, karısına sofrayı hazırlamış. Adam yemeğe başlamış, karısı kırgın olduğu için sofraya oturmamış.
Bir süre sonra adam sofrada tuz olmadığını fark etmiş. Karısına tuz getirmesini söylemiş. Karısı “Olur, getirim demiş” ama getirmemiş.
Adam yemeğe devam etmiş, bir süre sonra karısının tuz getirmediğini fark etmiş. “Tuz getirir misin?” demiş. Kadın “Biraz sonra getireceğim” demiş. Adam bir yandan tuz gelir diye ummuş ama bir yandan da karnını doyurmuş ve sofradan kalkmış.
Adam karnını doyurunca karısını kırdığını hatırlamış, ondan özür dilemiş. Karısı da tuzu getirmiş. Adam şaşırmış:
-Yemeği tadı tuzu olmadan yedim zaten. Yemeği yedikten sonra tuz getirmenin bir anlamı olur mu?
Karısı cevap vermiş:
-Peki, birini kırdıktan sonra özür dilemenin anlamı olur mu?
*****
TEBESSÜM
Yurt
Üniversitede dönemin ilk gününde Rektör yeni gelenleri toplamış, üniversite kurallarını anlatmış. Yurt kurallarına gelince Rektör demiş ki:
- Kız yurtları erkek öğrenciler için yasak bölge. Erkek yurtları da kız öğrenciler için. Yasak bölgede yakalanan kişiye ilk seferinde 20 dolar ceza kesilecek. İkinci yakalanışında 60 dolar, üçüncü yakalanışında da 180 dolar ceza kesilecek. Sorusu olan var mı?
Arka taraftan bir erkek öğrenci sorar:
- Sezonluk bilet ne kadar?
*****
GÜNÜN SÖZÜ
Bir sürü erkek başarısını ilk karısına borçludur. İkinci karısını da başarısına…
Jim Backus
