Kadın Kadına köşemin bu haftaki konuğu Türk Halk Müziği sanatçısı Feride Gülhan. Ninni ile başlayıp bozlakla devam eden türkülerle bağı hiç kopmayan Feride, bu bağın kopmamasını da Neşet Ertaş, Mahsuni dinleyerek elinden bağlamayı düşürmeyen ailesine bağlıyor. 6 yaşında ağabeyinin çaldığı türkülere eşlik ederek müzik hayatına başlayan Feride'nin 16 yaşında da rüyasında bağlama çaldığını görüp, sabah rüyada gördüğü türküyü perde seslerine göre çıkarıp bağlama çalmaya başladığı ilginç bir hikayesi var. Bunun bir kulak dolgunluğu ve bilinçaltı olabileceğini söylüyor. Gülhan'ın babası, amcası, abisi ve kardeşi de hem müzikle ilgilenip hem de enstrüman çalan insanlar olunca hayat hikayesi de bu yönde çizilmeye başlanmış. Kısa süreliğine işçi ailesi olarak Almanya'da yaşayan Feride, yurda döndüğünde yaşam koşulları nedeni ile alamadığı müzik eğitimini Jirayr Arslanyan, Yavuz Top, Hüseyin Fırtına gibi üstatlardan aldığı eğitimle telafi etmeye çalıştığını söylüyor.  İlk albümü 1992 yılında çıkan Feride'nin ikinci albümü ise 2015 yılında dinleyici ile buluşmuş. Türküleri bu kadar içselleştirip ikinci albüm için neden bu kadar beklediğini sorduğumuzda ise, Feride müzikten hiçbir zaman kopmadığını ancak ilk albümünü yapan eşinden ayrıldıktan sonra yalnız bir kadın ve anne olarak hayat mücadelesi içinde olduğunu belirtiyor. Bu mücadele içerisinde mesleği olan gümrük müşavirliği ile hayatını idame ettirmeye çalıştığını, o dönem için müziğin bir hobi olduğunu belirten Feride, doğru zamanın 2015 yılı olduğuna karar vermiş. Halen gümrük müşaviri olarak görev yapan Feride, bugüne kadar yurt içi yurt dışı birçok organizasyonlarda sahne almış. 2015 yılında çıkardığı 'Yürekteki Ses' isimli albümü ile iyi bir çıkış yakalayan Feride'nin belli periyodlarda yaptığı konser ve belli mekanlarda yaptığı türkü gecelerinde sevenleriyle buluşuyor."

Müziğe gönül verme hikayeniz nasıl başladı?

"Evde annem hariç herkes müzik ile ilgileniyordu. Benim de ilgim o yönde gelişmeye başladı. Bir gün rüyamda saz çaldığımı gördüm ve uyandıktan sonra abimin duvardaki sazını alarak notalara basmaya başladım, kendimce anlamlı bir şeyler çaldım, rüyam gerçek olmuştu. O günden sonra da sazımı elimden düşürmedim. Küçükken de abim saz çalar, ben de türküler söylerdim, hatta onun gözüne girebilmek için hep yeni yeni türküler öğrenmeye çalışırdım. Sonrasında da dönemin önemli isimlerinden eğitimler aldım, gündüzleri işe gider akşamları da kurslara gidip kendimi yetiştirirdim. Müzik hayatım işte böyle başladı."

İlk albümünüz ne zaman yayınlandı?

"Evlendikten sonra eşim de müzik ile ilgilendiği için bağım hiç kopmadı. Dersim Halayı ve Oğula Ağıt isimli ilk albümümü de 1992 yılında eşim ile birlikte çıkardık. Sonraki süreçte Halkla İlişkiler bölümünü kazandım ve eğitimimi tamamladım. Aynı zamanda Gümrük Müşavirliği sınavlarına girdim. Sanat, iş ve okulu bir arada götürdüm."

2015 yılında da son albümünüz yayınlandı. Bu albümün de çıkış hikayesini bizlerle paylaşır mısınız?

"Etrafımdan sürekli neden albüm çıkarmıyorsun soruları geliyordu. Birgün Radyo Karadeniz'den Ali İhsan bey benden bir Karadeniz klibi istedi. Ben de uzun yıllar ara verdiğim için müzik piyasasına girme konusunda çekimser davranıyordum. Sonrasında, 'Oy Benim Sevdiceğim' klibi ile yaptığım başlangıç kendi emeğimle yapacağım albümün de öncüsü oldu ve 11 eserden oluşan 'Yürekteki Ses' isimli albümüm ortaya çıktı. Bu albümü de 2009 yılında arka arkaya kaybettiğim annem ve babama atfediyorum."

MÜZİK VAZGEÇİLMEZİM

Müzik sizin için ne ifade ediyor?

Müzik hayatımın vazgeçilmezlerinden biri. Müzik denilince aklıma Nazım'ın şu dizeleri gelir.

'İnsanların türküleri kendilerinden güzel, kendilerinden umutlu,
kendilerinden kederli, daha uzun ömürlü kendilerinden.
Sevdim insanlardan çok türkülerini. İnsansız yaşayabildim 
türküsüz hiçbir zaman.'

Hayatınızın olmazsa olmazları neler?

"Ne ararsan kendinde ara felsefesi ile hayata her zaman pozitif bakarım. Hayatımın olmazsa olmazları arasında müzik, ailem ve dostlarım bulunuyor. Türkü benim için nefes almak demek."

Hayatınızda keşke yapmasaydım dediğiniz şeyler var mı?

"Ben yaşanması gereken şeylerin yaşandığına inananlardanım."

Önümüzdeki süreçte ne gibi projeler ile sizi göreceğiz?

"Hikayeli türküler şeklinde bir projemiz olacak. Hikayesi olan türküleri tiyatral bir şekilde anlatacağız. Aynı zamanda soft bir albüm de hazırlayacağız. İçerisinde Ege'den Karadeniz'e, Trakya'dan Anadolu'ya kadar her bölgeden türküler olacak."

SANATA GEREKEN ÖNEM VERİLMİYOR

Müzik sektörüne dair neler söylemek istersiniz? 

"Emeğe saygının kalmadığını düşünüyorum, artık albümler satılmıyor. İnsanlar şarkıları internet üzerinden indiriyor. Telif haklarına yönelik sanatçıyı koruyacak yasal düzenlemeler ne yazık ki yok. Ülkemizde emek karşılığını bulamıyor. Sanata ve sanatçıya değer verilmiyor."

Bu değersizliğin temelinde yatan sebep ne olabilir?

"İnsanlar artık üretime yönelik değil, sadece tüketime yönelik yaşıyor. Temelinde tüketim olgusunun yattığını düşünüyorum."

Örnek aldığınız isimler var mı?

"Neşetler, Mahsuniler, Veyseller gibi pek çok ozanımızın yanında, örnek aldığım değil de dinlemekten zevk aldığım sanatçılar olarak Neriman Tüfekçi, Mine Yalçın, Emel Taşçıoğlu, Belkıs Akkale, Sabahat Akkiraz, Nida Ateş, Erkan Oğur'u sayabilirim."

KADINLARIN MÜCADELESİ ÇOK ÖNEMLİ

Ülkemizin kanaya yarası kadına yönelik şiddet konusuna bir sanatçı gözü ile neler söylemek istersiniz?

"Ülkemizde kadınlar çocukluklarından itibaren kadın olmanın zorluklarını yaşamaya başlıyor. Kadın sürekli gelenek ve göreneklere uygun yetişmesi gereken, onun baskıcı ortamında ben de varım diyebilmek için mücadele etmesi gereken bir varlık olarak algılanıyor. Sen kadınsın yapamazsın, bunu giyemezsin, oraya tek başına gidemezsin gibi dayatmalar ile kadınlar sindirilmeye çalışılıyor. Bu baskı ortamını da kadınların mücadele ederek aşabileceklerine inanıyorum."

Kadınların çalışma hayatında daha aktif bir şekilde yer alabilmesi için neler yapılmalı?

"Kadınlar özgür olursa çalışma hayatında aktif bir şekilde yer alır ve başarılı olur. Kadın, toplumun ona giydirdiği giysiyi söküp atmalı ben de varım diyebilmelidir.