“Muzaffer Sarısözen demek, Türk musiki folkloru, Türkiye Radyoları, Yurttan Sesler Toplulukları demektir. O olmasaydı Türk Halk Musikisi bu kadar tanınmaz, bu kadar yayılmaz, bu kadar sevilmezdi. O Halk Musikisi için yaratılmış, ömrünü halk musikisine onun derlenmesi notaya alınması, memlekete yayılması uğrunda harcanmış bir fedai, bu yolda yorulmak usanmak bilmeyen bir insandı… Sarısözen’in yaptığını aynı sadakatle yapabilecek başka bir kimse bulmak çok zordur.”

Bu sözler Halil Bedi Yönetken’indi.

Muzaffer Sarısözen,1899 yılında Sivas’ta doğdu. Babası Sarıhatipzadelerden Şeyh Hüseyin Hüsnü Efendi, annesi Zeliha Hanım'dı. Ailesinin bir lakabı da “Saçlılar”dı. Onun için Sivas’ta Muzaffer Sarısözen’e “Saçlılar’ın Muzaffer” derlerdi.

Sivas’ta lise öğrenimini sırasında Valilik tarafından müzik öğrenimi görmesi için İstanbul Belediye Konservatuarına gönderildi. Öğrencilik günlerinde Konservatuar müdürü Yusuf Ziya Demircioğlu’yla birlikte folklorla ilgili çalışmalar yaptı.  Daha sonra Sivas’a gelerek müzik öğretmenliğine başladı. Öğretmenliği sırasında, bir yandan da halk müziği ve oyunlarıyla ilgili derleme çalışmalarını sürdürdü.

1930’da Sivas Milli Eğitim Müdürü olan Ahmet Kutsi Tecer ile tanıştı. Birlikte  "Halk Şairlerini Koruma Derneği"ni kurdular. 5 Kasım 1931 ‘de ilk halk şairleri bayramını yapıldı. Aralarında Âşık Veysel, Süleyman Fahri, Karslı Mehmet, Hikâyeci Ağa Dayı, Yarım Ali, Talibi, Müştak, Yusuf, Sanatı, İcazet gibi on beş âşık katılmış. Diyebiliriz ki, Ahmet Kutsi Tecer ve Muzaffer Sarısözen olmasaydı, belki bir Âşık Veysel’i bilmeyecektik. Köy sınırlarının dışına çıkamadan kaybolup gidecekti.

17 Ağustos 1937 de Halil Bedii Yönetken, Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar, Necil Kazım Akses ve teknisyen Arif Etikan'dan oluşan grup Ankara'dan Sivas'a derleme yapmak amacıyla gelmişlerdi.  Ahmet Kutsi Tecer, Halil Bedii Yönetken'e Sarısözen'i tavsiye etmiş gruba katılmasını istemişti. Böylece Konservatuarın folklor arşivindeki 10.000 ezginin derlenme yolculuğu başlamıştı.

Muzaffer Sarısözen, Halil BediiYönetken ve Rıza Yetişen'den oluşan grup 1943'te Tokat, Amasya, Samsun, Ordu, Giresun ve Trobzon'da; 1944'de Elazığ, Tunceli, Bingöl ve Muş'ta; 1945'te Ankara, Çankırı, Yozgat ve Kırşehir'de; 1946'da İçel, Antakya ve Antalya'da; 1947'de Çanakkale, Bursa ve Tekirdağ'da; 1948'de Bolu, Sinop ve Zonguldak'ta; 1949' Bilecik ve Eskişehir'de; 1950'de Van, Kars, Çorum ve Ağrı'da; 1951'de İzmit'te; 1952'de İzmir, Siirt, Mardin ve Bitlis'te derleme yaptılar.

Muzaffer Sarısözen,1938 yılında Ankara Devlet Konservatuarı Folklor Arşivine atandı. Derleme gezilerinde kendi çabası ve emeği ile topladığı bağlama, cura, ney, çifte kaval, kemençe, kaval, tulum, davul, zurna, tef, darbuka, gibi birçok halk sazından koleksiyon oluşturmuştu. Ayrıca derleme gezileri sırasında kaynak kişiler ile halk oyunlarını görüntüleyen fotoğraflardan bir resim albümü yapmıştı.

Muzaffer Sarısözen’in Türkiye’deki folklora katkısı, türkü ve oyun havalarının derleme ve notaya alınmasından başka, Türkiye düzeyinde yaygınlaştırılması, tanıtılması konusunda oldu.

1950 yılında İtalya ve İspanya'daki Avrupa Uluslararası Raks yarışmalarına, Erzurum bar ekibi ve davulcu Kara Yılan, zurnacı Mümtaz Ardıç ile katılmıştı.. Madrid'te 68.000 kişinin önünde, Biariz ve San Sebastian'da yapılan beş yarışmada ekip birinciliği almıştı. 

Halk müziğiyle ilgili radyo yayınları Sarısözen’in 1938’de Ankara’ya gelmesiyle, önceleri birer ikişer solo program olarak sürmüş, Milli Musiki Sanatkârları Kolu adıyla Türk Halk Müziği ve Klasik Türk Müziği birlikte yürütülmüştü.

1941 yılının sonlarına doğru Sarısözen yönetiminde “Biz Türkü Öğreniyoruz” ve “Yurttan Sesler” adı altında Klasik Türk Müziği korosundan ayrılarak yayınlarını sürdürmeye başlamıştı.

Sarısözen’in 1941 yılında “Seçme Köy Türküleri” adlı kitabı yayınlandı. 1952 yılında “Yurttan Sesler”, 1962 yılında halk müziği ile ilgili önemli bir kaynak olan “Türk Halk Musikisi Usulleri” adlı kitabını yayımladı.

3 Şubat 2009’da vefat eden Neriman Altındağ, 1941 yılında Yurttan Sesler Korosuna girmişti. Muzaffer Sarısözen'le tanışmıştı. 1951 yılında evlendiler. 1952 yılında oğulları Memil Sarısözen dünyaya geldi. Evlilikleri dört yıl sürdü.

Muzaffer Sarısözen 4 Ocak 1963 tarihinde Ankara’da vefat etti. Asri mezarlıkta büyük bir törenle defnedildi.

TRT Repertuarında binin üzerinde türküsü var. Hemen her gün radyolardan, televizyondan dinliyoruz. O bıraktığı eserlerle yaşıyor.