Sevmesem de "jenerasyon" diyorlar. Yani benim akranlarımın, kuşağımın ve akılca değil ama yaşça daha küçüklerin sanat mahfillerinde herkesçe kabul edilen bir manevi ağabey vardır. Allah uzun ömür versin Mustafa Kuşçuoğlu'na. Bir yıldan beri İstanbul'dan uzakta.   Güneyde bir sahil kasabasında kafasını dinlendiriyor. 

Önce Mustafa Kuşçuoğlu hakkında birkaç cümle yazayım. 1933 Malatya doğumlu. 1954'de TSK'ne katılmış, 1988'de emekli olmuş. Yazıları şiirleri 1944 yılından beri çeşitli dergilerde, gazetelerde yayınlanmakta. Bu bilgilere her zaman ulaşmak mümkün...  Geçelim bunları. 

"Ülkemizde nesli tükenen caretta kaplumbağaları ve kelaynak kuşları nasıl koruma altına alınıyorsa, bir insan var mıdır ki, koruma altına alsın," diye bir soru ile karşılaşsam, hemen "O kişi Kustafa Kuşçuoğlu'dur" diye yanıtlardım.  Her ailede kardeşler arasında zaman zaman alınganlıklar, kırgınlıkları olabilir, ama Mustafa Kuşçuoğlu'ndan bir kimsenin incinmiş olabileceğini düşünemiyorum. Ailenin ilk çocuğuydum. Ağabey'im olmadı. Ama eğer olsaydı "Mustafa Kuşçuoğlu olsun," derdim. Ama onun manevi ağabeyliği de servete bedel. 

Belki daha önce de bir vesile ile söz etmişimdir. Ama tekrar söz etmekte sakınca görmüyorum. Çünkü zaman zaman elime alıp sayfalarında gezindiğim bir kitapla avunuyor, özlem duygularımı bastırıyorum. Kuşçuoğlu'nun kitabının adı, "Ayağım altında çağala / Herkes evine dağıla" 

Çocukluğumda bitmesini istemediğimiz oyun saatleri, "Ayağımın altında ne var? Üzüm! / Herkes evine düzüm düzüm..." tekerlemesiyle bitirdi. Kaysı ve çağla diyarı Malatya da: "Ayağım altında çağala / Herkes evine dağıla" sözleriyle bitiyormuş. 

Divan Edebiyatımızda "laedri", Halk Edebiyatımızda ise "ölçülü söz" yani Mustafa Kuşçuoğlu'nun söylediği gibi "Uyaklı sözler" şairi unutulmuş beyit, üçlük veya dörtlüklerin sözlü ve yazılı kültürümüzde önemli bir yeri var.  

Mustafa Kuşçuoğlu'nun derlediği Malatya yöresinin uyaklı sözleri, düşünce ve duyguları az kelimeyle, sanatlı bir şekilde anlatıyor. Sözlü gelenekte dinleyenler, kitapta okuyanlar üzerinde etkisi var.  Dilden dile dolaşırken bazılarının ölçü ve kafiyelerinde bozulmalar olmuş. Ama çoğunluğu hece ölçüsüyle söylenmişler. Önemli bir bölümü atasözü, deyim haline gelmiş, kitaplara girmiş. 

Mustafa Kuşçuoğlu "sunuş" yazısında şöyle yazmış: "... Konuşurken, yazarken ifademizin kuvvetli olması için kullandığımız atasözleri ve deyimler bakımından Malatya'mız çok zengin bir hazineye sahiptir." 

Mustafa Kuşçuoğlu, gençlik yıllarından beri Malatya'da binlerce söz derlemiş. Bir bölümünün başka illerde de şive farklarıyla söylendiğinin farkında. İlk etapta "uyaklı söz" niteliği taşıyanları yayınladı. "Amacım, amatörce derlemeye çalıştığım güzel Malatya'mızın kültür hazinelerinden şu bir avuç cevherleri, zamanın unutturduğu, uçup giden rüzgârında savrulup kaybolmasını önlemekti," diyor. Ama saf atasözü ve deyim niteliğinde defterler dolusu ürün, yayınlanmayı bekliyor. 

Mustafa Kuşçuoğlu çalışmalarını "Konuşmayla", "Aile hayatıyla", " Ticaret ve meslek hayatıyla", "Tarım ve hayvancılıkla", "Dünyayı, hayatı, insanları değerlendirmeyle", "Felsefe ve bilgece düşüncelerle", "Aşk ve güzellik anlayışıyla", "Yiyecek, içeceklerle", "Toplum hayatındaki bozuklukların eleştirisiyle", "Öğütler, dualar, beddualarla" ilgili sözler gibi başlıklar altında sınıflayabilirdi. Ama o, sözlerin ilk harflerine göre alfabetik bir sıralamayı yeğlemiş:      

"Acı söz baş belâsı, / Tatlı söz gönül cilası."
"Aç karnına gelen keder / İki misli tesir eder."
"Adam adama yük olmaz / Can gövdeye mülk olmaz."
"Adın ne? Reşit. / "Ne söyle ne işit" (Bir söyle bir işit.)
"Aldık gittik kızınızı, / İt yalasın yüzünüzü."
"Aş veriyor, diş vermiyor / Diş veriyor, aş vermiyor."
"Bilirdik bilmez olduk / Görürdük görmez olduk"
"Böğürtlen dallanmış, bağ oldum sanmış;
"Cahil ata binmiş, bey oldum sanmış."
"Çökeleği sorarsan ağadır ağa, / Susuz yer arar ki adamı boğa..."
"Değirmene gittim derdim dökmeye; / Değirmen başladı şak şak dönmeye. / Değirmene vardım nöbet almaya, / Değirmen başladı ağır dönmeye..." 
"Deli terzi, kör köşger, / İğne ipliği yitirmese; / Günde bir kaftan diker..." 
"Deve bir pula, pulu getir; / Deve bir pula, deveyi getir..." 
"Ekmek Beder'in, su Hıdır'ın / Yiyin için kudurun..." 
"Emine bacı, gel otur. / Gözüm çıka yer yoktur. / Sana katmer pişirem; / Tava delik, yer yoktur." 

Mustafa Kuşçuoğlu'nun derlediği Malatya'dan uyaklı sözleri içeren "Ayağımın altı çağala / Herkes evine dağıla" adlı kitabından gelişi güzel örnekler aktardım. Kitapta binin üzerinde söz var.