Sinop’un Eymür köyünde 1990 yılında köy camisi yapılır. İstanbul’da bulunan Eymür Köyü Derneği camiye minare yaptırmaya karar verir. Dernek, minarenin caminin sağında olmasını, köylüler ve muhtar ise solunda olmasını ister.
Anlaşma sağlanamayınca köyde oylama yapılır. Yine sonuç alınamaz.
Bu kez taraflar kapı kapı dolaşarak kendilerine göre imza toplar. Ancak bu çabalar da sonuç vermez.
Her iki grup da ayrı ayrı Sinop İl Müftüsü Ali Hayri Çelik’i ziyaret ederek, müftünün vereceği karara uyacaklarını söyler. 
Müftü, cami üzerinde bulunan sağ baştaki ilk küçük kubbenin yıkılmasını ve minarenin oraya yapılmasını ister. Taraflar önce kabul eder, sonra yine cayar. Müftünün çabasına rağmen minarenin yapılacağı yer sorunu hâlâ çözülemedi.
Bu haber aslında Türkiye’nin gerçeğini yansıtıyor.
Cami yapılmış ama minarenin yeri konusunda karar verilemiyor.
Minare sağda olsa ne olacak, solda olsa ne olacak?
Teknik bir bilgiye dayalı veya caminin güvenliği açısından sağda veya solda olsun denilmiyor. Tamamen inat uğruna, benim dediğim olsun mantığıyla hareket ediliyor.
Bu kadar küçük ve detay bir konuda bile aynı köyde oturan, aynı safta namaz kılan insanlar anlaşamıyor.
İslam kardeşliğinden bahsediyoruz ama en küçük bir meselede bile kardeşler arasına nifak giriyor.
Caminin minaresi için bile anlaşamayan bir toplumun, ülkenin önemli meseleleri için bir araya gelmesi mümkün olabilir mi?
Toplum olarak o kadar ayrıştık, o kadar zıtlaştık ve tahammülsüz olduk ki…
Neredeyse birbirimizin gözünü çıkaracak haldeyiz…
Komşusu açken tok yatmayan bir ümmetten, minarenin yeri için bile anlaşamayan bir topluma geldik…
Hoşgörüyü, saygıyı rafa kaldırdık. Her şey benim istediğim gibi olsun mantığıyla yaşıyoruz…
Bencil bir toplum olduk maalesef…
Keşke camide cemaatle kılınan namazdaki cemaat ruhunu kavrayabilsek… 
Emin olun birçok sorunumuzu aşmış olacağız…
 
*****
Kızılderili nasihati

Bir atın susuzluğunu giderdiği yerden su iç; at hiçbir zaman kötü su içmez. 
Kedinin yattığı yerde uyu, kurdun değdiği elmayı ye. 
Sivrisineklerin yerleştiği mantarları korkusuzca topla. 
Köstebeklerin kazdığı yere ağaç dik. 
Yılanın ısınmaya durduğu yere ev yap.
Sıcak günlerde kuşların yuva yaptığı yere kuyu kaz. 
Horozlarla beraber uyu ve uyan ki tüm gün için en sarı mısırlara ulaşabilesin.
Daha çok yeşillik ye ki bir hayvandaki gibi güçlü bacaklara ve dayanıklı bir kalbe sahip olabilesin. 
Daha çok yüzmeye git ki dünyada bir balığın kendini denizde hissettiği gibi hissedebilesin.
Daha sık gökyüzüne bak, daha az ayaklara; böylece düşüncelerin daha net ve hafif olacaktır. 
Konuşmak yerine, daha çok sessiz kal; böylelikle ruhun sakinliğe ve huzura erebilecek.

  ***

TEBESSÜM

Fotoğraf

Temel bir gün fotoğraf çektirmek için stüdyoya girer.
Fotoğrafçı: Buyurun beyefendi, nasıl yardımcı olabilirim?
Temel: Ben fotoğraf çektireceğim, fakat vesikalık istemiyorum.
Fotoğrafçı: Tabi ki efendim, 30 çarpı 40’a ne dersiniz?
Temel: 1200 eder de, bunun konumuzla ne alakası var?

*****
GÜNÜN SÖZÜ
Affetmek geçmişi değiştirmez ama geleceğin önünü açar.
PauI Boese