Ülkemizde cezaevlerinin durumu herkesin malumu... Yaklaşık 100 bin kişinin "ikame" edebileceği cezaevlerindeki mevcut 150 binin çok üzerine çıktı. İnsanlar, üst üste, vardiyalı uyuyor, hatta neredeyse tüm cezaevlerinin spor salonları ve kantinleri, "yer yataklarıyla" dolu. Yer yatakları kelimesini tırnak içine almamızın nedeni ise yeterince yatak olmadığı için mahkumlar, bazen bulabildikleri fazla battaniyeleri ikiye katlayıp üzerinde yatıyor, bazen kendi eşyalarının. Bu yazının ana fikri "af" değil bu nedenle yanlış anlaşılmaya maruz kalmak istemeyiz. Cezaevlerindeki durumdan girizgah yapmamızın nedeni aslında cezaevi gibi görünse de aynı zamanda devletin bir gelir kaynağı olduğunu hatırlatmak. Şöyle ki: Cezaevinde bulunan her bir mahkumun haftalık "harçlık istikakı" 2012 yılında 150 liraydı. Yani bir cezaevinde bulunan mahkum yakınınıza haftada 150 liradan fazla para yatıramıyordunuz. Bu rakam birkaç yıl önce haftalık 300 liraya kadar çıktı. Yani ayda bin 200 lira... Peki 2018'de bu rakam ne oldu diye merak ettik. Aylık olarak tam 2 bin lira... Yani cezaevinde bir mahkum yakınınız varsa haftada 500 lira harçlık yatırabiliyorsunuz. Yani asgari ücretten aşağı yukarı 400 lira fazla... Ve bu paranın harcanabileceği tek yer cezaevi kantini.

Şiddetin modası olur mu?

Konu cezaevlerinden açılmışken, sadece İstanbul'un değil, Türkiye'nin de kriminal gündemine bir haller oluyor. Maalesef Türkiye uyuşturucu için yine bir köprü oldu. Bunu biz değil, devletin en tepesindeki insanlar söylüyor. Her gün onlarca hatta yüzlerce kilo uyuşturucu, evlerden, mahallelerden hatta havaalanlarından toplanıyor. Ancak yine de başa çıkılamıyor. Sadece uyuşturucu mu, insanlar birbirlerini öldürmeye devam ediyor. Son olarak iki lise öğrencisi aralarındaki "husumet" nedeniyle kanlı-bıçaklı oldu. 15 yaşındaki çocuk yine kendi yaşlarındaki bir çocuk tarafından resmen infaz edildi. Üsküdar'da bir öğretmen veli tarafından vuruldu. Yüksek ihtimal incir çekirdeğini bile doldurmayacak bir konudan çıktı kavga. Kadına şiddet ise aylık olarak istatistik olarak yayınlanıyor. İnsanın insana yaptığını hayvan hayvana yapmıyor lafı artık resmen doğrulandı. Çünkü hırsını insanlardan alamayanlar bu kez hayvana şiddete yöneliyor. Türkiye'nin her yerinden hayvanlara yapılan eziyet, şiddet ve işkence haberleri geliyor. Sanki evinden para çalan, yakınına tecavüz eden, yanlış yere arabasını park eden, çocuğuna düşük not veren ya da döven küçük bir kedi ya da köpekmiş gibi. İnsanlar başkalarından çıkartamadığı hırsı küçücük ağzı var dili yok hayvanlardan çıkarıyor.

'Eğitim şart'ı aştı

Türkiye'de her hafta bir şey "moda" oluyor. Kadına şiddet, cinayet, tecavüz, çocuğa taciz, şiddet, tecavüz, hayvana işkence, yollarda drift yapan magandalar ve daha neler neler... Toplumsal patlama noktasına gelinen toplumun bu durumuna artık sosyologlar, psikologlar ve psikiyatristler de bir çare bulamıyor. Bulsa da dillendiremiyor. Cezalar caydırıcı değil, cezaevleri tıklım tıklım dolu. Konu artık "eğitim şart" meselesini de aşmış durumda. Ya bu duruma bir çözüm bulunacak ya da herkes "kendi adaletini" sağlayacak ve inceldiği yerden kopacak.