Türkiye'nin şu anda sayıca ve yaygınlık açısından en büyük cemaati, Mekke'de, Beytullah'ta bir birine girdi. Kafalar yarıldı, kaburgalar kırıldı. Kavgada 8 kişi yaralandı. Kavgayı ilk önce Fatih Medreseleri'nin sosyal medya hesabından "canlı" yayınlayan mağdurlar duyurdu. "Kalabalık bir şekilde aniden saldırdılar, hocamızın eşi ve küçük çocuğu yanındayken saldırdılar" diye canlı yayın anlatımıyla paylaştılar olayı.

Ardından, aynı cemaate bağlı KIYAMDER'i suçladı Fatih Medreseleri. İsmailağa Cemaati'nin içerisinde palazlanmış Fatih Medreseleri adıyla merkezi Beykoz Çengeldere Mahallesi'nde bulunan bir grup. Başlarında da Masum Bayraktar var. Çengeldere'deki devasa bina, arkasındaki spor alanıyla birlikte yüzlerce "minik" ve "erişkin" talebeye medrese eğitimi veriyor. Çoğu hiç okula gitmemiş, yani kirlenmemiş (!) çocuklar bunlar. Bir de televizyon kurdu Masum Bayraktar ekibi. Sosyal medyada hızla yayılan bir videoda "Anayasamızı yazıp, Cumhurbaşkanımıza teslim ettik" diyen grup da onlar...

Masum Bayraktar ekibi, kendilerine saldırının nedeniyle ilgili olarak "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a çok özel dua ediyorduk, o yüzden saldırdılar" açıklamasını yaptı. Kendilerine saldıran KIYAMDER üyelerinin "Türkiye'de kimse bizden hesap soramaz" dediğini de iddia ettiler sosyal medya hesaplarındaki açıklamalarında.

KIYAMDER, bu iddiaya karşılık "Masum Bayraktar ve müntesiplerinin mağdur edebiyatı yaparak türlü yalanlarla yoğun bir şekilde algı operasyonlarına devam ettikleri anlaşılmıştır" dedi. Ama kavganın bir tarafı olduklarını reddetmedi hiç.

İsmailağa Cemaati ile Masum Bayraktar ekibinin arası uzun zamandır açık. İsmailağa cephesi, şeyhleri Mahmut Ustaosmanoğlu'nun, Masum Bayraktar ekibini cemaatten dışladığını duyurmuştu birkaç yıl önce. Masum Bayraktar'ın, Vahhabilik, Selefilik yaptığı iddiası cemaat içerisinde hızla yayıldı. Mahmut Ustaosmanoğlu'nun Çavuşbaşı'ndaki villasına "ziyaret"e gelenlere sürekli olarak Fatih Medreseleri'nin yanlış işler yaptığı ve Selefiliğe geçerek Efendi Hazretlerine ihanet ettiği fısıldandı.

Zaten, Fatih grubu, Çavuşbaşı grubu ve Cüppeli Ahmet grubu olarak üç ayrı damara bölünmüştü cemaat. Fatih grubu, Mahmut Ustaosmanoğlu'nun oğlu, torunu dahil İsmailağa Camii çevresindeki talebelerinden oluşuyor. Çavuşbaşı grubunu, Mahmut hocanın bacanağı Muhammed Keskin yönetiyor. Cüppeli Ahmet olarak bildiğimiz Ahmet Mahmut Ünlü hocanın ekibi "Lalegül" çatısı altında toplanmış vaziyette.

* * *

Önce cemaat içerisindeki bir başka çekişmeyi hatırlatıp, daha sonra Beytullah'taki kavganın asıl sebebine gelelim. Çünkü, kavganın sebebi öyle iddia edildiği gibi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a özel dua edilmesi falan değil. Hatırlarsanız bir dönem "Beytullah'ta rüyamda gördüm, Ahmet Davutoğlu'na başbakanlığı Peygamber Efendimiz sallallahü vesellem verdi" diyenler de çıkmıştı bu cemaat içerisinden. Kendilerini, Peygamber efendimizi rüyada görecek kadar "mübarek" sayarken, Davutoğlu'na da bir "kutsallık" yüklüyordu aklı sıra o arkadaş. Nasıl olsa inanan yüz binler, milyonlar var...

İsmailağa'da, hem Çarşamba grubunun hem de Cüppeli Ahmet grubunun hedefinde bacanak Muhammed Keskin var. Yaşamını tekerlekli sandalyede sürdüren, işitmekte ve konuşmakta büyük güçlükler çeken Mahmut Ustaosmanoğlu'nun tüm hizmetini Muhammed Keskin görüyor. İstediğini Efendi Hazretleri'yle görüştürüyor, istemediğini de görüştürmüyor Muhammed Keskin.

Bacanak Keskin, Mahmut Ustaosmanoğlu'nu, Çeçenistan'a götürüp Putin'in Çeçenistan valisi Kadirov'la görüştürmeye yeltenmiş, olay Yenişafak'ta yayınlanıp tepkiler büyüyünce o seyahat engellenmişti. Hatta, akçeli iddialar da gündeme gelmişti. Cüppeli Ahmet de, kendisinin Mahmut Ustaosmanoğlu ile görüştürülmediğini belirterek, Muhammed Keskin'e ve grubuna tepki gösteren açıklamalar yapmış, hatta hayatının tehlikede olduğunu söylemişti.

Hayvancılık yapmak üzere kiraladığı arazideki ağaçları kesip binalar yapan ve kaçak inşaat yıkılınca da "Külliyeyi yıktılar" diye feryat figan eden de bacanak Muhammed Keskin'di.

* * *

Gelelim Masum Bayraktar'a...

İsmailağa cemaati içerisindeki bir grup, Masum Bayraktar hakkında geçtiğimiz yıl savcılığa suç duyurusunda bulundu. Dilekçedeki iddia şu: "Cemaatimizin adı kullanılarak sadece İstanbul'da 35 binden fazla esnafın işyerine kumbara bırakıp, milyonlarca lira topladığı ve lüks içinde hayat sürdüğü." Dilekçede Bayraktar için "organize suç örgütü oluşturma" ve "dolandırıcılık" suçlaması yapıldı. 35 binden fazla kumbara, çok önemli bir gelir. Tamamen kayıt dışı. Kumbaradaki payalar, dükkandan cemaat mensubu bir kişi tarafından alınıyor ve sayılmadan bir çuvala boşaltılıyor. Dernekler Kanunu'na da aykırı uygulama, Yardım Toplama Kanunu'na da...

İsmailağa'nın şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu'nun, bünyeden dışlamasına, savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına rağmen Fatih Medreseleri ve Masum Bayraktar'ın talebesi de arttı, bağışçısı da, kumbarası da... Bir tarafın artması, diğer tarafın azalması anlamına geliyordu. Kumbara paralarıyla gidilen Umre, pek hayır getirmemiş olacak ki, hem Beytullah'ta kavga edip rezil oldular, hem de hayli dikkat çektiler. Sahi, savcılık kumbaralarla ilgili suç duyurusu hakkında işlem yaptı mı? Bilen var mı?