Çünkü şehrin kaosu ve stresi onlara işlemez. Gerçek birer süper kahraman olarak ilham verirler, mutlu ederler, güldürürler, sakinleştirirler ve gözlerinizin en içine dik dik bakıp bizi uyarmaya çalışırlar. İşte bu mutluluğu yaşamayı seçmiş tarihteki bazı ünlü kadınlar.
Frida Kahlo
Kahlo’nun evinde beslediği birçok farklı cins hayvanın olduğunu biliyoruz. Etkileyici karakteri ve ilham verici sanat eserleri ile geçtiğimiz yüzyılın en önemli figürlerinden olan Kahlo, oto portrelerinde kedilerini çizerek onlara verdiği önemi göstermiştir.
Vivien Leigh
Rüzgar Gib Geçti filminin yıldızı Leigh, tam bir kedi delisi olarak bilinir. Özellikle siyam türü olan kedisi New Boy ile ilgili birçok sözü vardır. Ayrıca iyi şans getirdiğine inandığından yanından hiç ayırmamıştır. Turnelerde soyunma odasında dolaşmasına izin verir.
Audrey Hepburn
Hepburn’u dünya çapında bir moda ikonu ve şöhret haline getiren 1961 yapımı Breakfast at Tiffany’s filmindeki kedi Orangey, ekranda en az onun kadar dikkat çekici durmuştur.
Florence Nightingail
Bir kedi delisini nasıl anlarız. Florence Nightingail’in kedi sevgisini bu kategoriye sokabiliriz. Nedeni olarak da çalışırken bile cebinde yavru kediler ile durmasını sayabiliriz. Ayrıca şişman bir İran kedisine de sahipti ve adı da Bismark’tı. Yaşadığı savaşlara çok ilginç bir gönderme bizce.
Patti Smith
Punk’ın kraliçesi, muhteşem insan Patti Smith de kedisever kadınlardan. Yazdığı kitaplarda da sık sık kedilerinden bahseden Smith, kedilerin ona müthiş şans ve koruma getirdiğine inanıyor.
Cher
Orijinal bir kedi kadın olan Cher, özellikle hayatının başka dönemlerinde sahibi olduğu siyah kedilerle biliniyor. 2012 yılında kedisi Mr. Big’in hastalanıp hastaneye kaldırılışıyla ve tedavi süreciyle ilgili attığı twitlerde sürekli ağladığıdan ve iyi olması için dua ettiğinden bahsederek, kedi sevgisinin derecesini gösterdi.
