İngiltere'nin gözde şehirlerinden biri olan Oxford'daki ihtişamlı yaşantı, görkemiyle herkesi kendine hayran bırakır. Peki benim gibi birilerinin kafasından da Oxford'da okuma hayali geçmiş midir? 
Oxford deyince akla gelen ilk şeylerden biri Oxford Üniversitesi'dir. Oysa ki bunun yanı sıra şehirde birbirinden güzel çok sayıda mekân ve yapı var. Hepsi görülesi, tanıklık edilesi yerler. 
Oxford'da birbirinden değerli tarihi eserlerin sergilendiği müzeler ve tarihi dokusunu koruyan sokaklar dikkatleri üzerine toplar. Şehirde nüfus 150 bine yakın ve daha çok bisiklet şehri olarak bilinir. Güzel kentin sokaklarında keyifle dolaşırken de farklı bir havaya bürünmemek elde değil açıkçası. 

Burada birçok müze gezerken en çok etkilendiğim iki yerden bahsedeceğim. Bir tanesi Ashmolean Müzesi diğeri ise Christ Church. 

NADİDE ESERLER VAR

Ashmolean Müzesi, Oxford'un kalbinde 1683'te kurulan en önemli sanat ve arkeoloji müzesidir, yenilenen müze 7 Kasım 2009'da yeniden açıldı. Ashmolean, yalnızca İngiltere'nin en eski halk müzesi değil, dünyanın en eski müzesidir. Oxford çağdaş sanatlara kadar uzanan muazzam bir koleksiyon sergileyen Oxford Üniversitesi'ne ait. 

Müzenin beş katında da çeşitli sanat eserlerini, arkeolojik kalıntıları, antik dönemlere ait birbirinden farklı eserleri görme şansınız var. İçeride bir bölümde yazdığına göre İngiltere'nin Çin resimlerine adanmış tek müze galerisi ve Batı'daki en büyük Çin koleksiyonu Ashmolean müzesinde yer alıyor. 
Müzede dünyadaki birçok ülkelerinden olmak üzere her ülkeye ait bölümler de bulunmakta. Ulusal paralardan, yöresel kıyafetlere, heykelden, porselen ve kılıçlar olmak üzere akla gelmedik birçok eşyaları burada görmek mümkün. 

TÜRKİYE'DEN ÇİNİ

Müzenin bir bölümünde Orta Doğu İslam'ına ait eserler olması beni şaşırttı. Çoğu eser Arabistan'dan olsa da bu bölümde Türkiye'den Kütahya'ya ait porselen çini sergileniyor, hatta ülkemizden farklı senelere ait eski paralar bulunuyor. Bu eserler turistler tarafından da yoğun ilgi görülüyor.

Bu bölümün içinde belki dünyayı derinden etkileyen muhteşem eserler bulamazsınız fakat bir şekilde tarihle bağınızı kuran, o yerel bölgenin özelliklerini anlatarak sizi hikâyelere doyuran güzel bilgiler edinebilirsiniz. 

HARRY POTTER'IN YEMEK SALONU

Oxford, kolejleri ve okullarıyla ünlü bir şehir. Burada kaldığım sürede şahit olduğum da buydu. Öğrenciler 1 haftalık, 1 aylık da olsa Oxford'a okumak için geliyor. Christ Church'te bunlardan biri. 
İngiltere Kralı 7. Henry tarafından 1546 yılında İsa Kilisesi'ne koro üyeleri yetiştirmek üzere erkek öğrencilerin eğitim görmesi için bir okul kurulmuş. Burası İngiltere'ye 13 tane başbakan yetiştiren bir kolej. Ayrıca Harry Potter filminin birçok sahnesinin çekildiği yer ve Alice Harikalar Diyarında'nın yazarı Lewis Carroll'un da mezun olduğu okul. 
Harry Potter filminin daha çok yemek odası olmakla birlikte bazı kısımlarının çekildiği kilisedir burası. Öğrencilerin ve öğretmenlerin yemek yediği salona ilham kaynağı olan salonun gerçeğini görmek sizi filmdeymişsiniz gibi hissettiriyor. Upuzun masaları görünce filmdeki atmosfer canlanır bir anda gözünüzde. Yemeklerle dolup taşan bir sonu gözükmeyen masalar, altın, gösterişli tabaklar ve tabii herkesin hayali olan sihirle yapılmış gökyüzü manzaralı bir tavan... 
Güzel bir mimariye sahip bu kolejin duvarları, odaları insanı bambaşka hayallere götürüyor. Yolunuz buraya düşerse ya da bir Harry Potter hayranıysanız mutlaka ziyaret etmelisiniz. 

konusunda yeterli imkanlar sağlanırsa bunun faydasını Avcılar görecek ve Türkiye görecektir. Yıllardır ülkemizi karıştırmaya çalışıyorlar bunun tek çözüm yolu bir olmak, birlik olmaktan geçiyor. Vatandaşlarımızın başımızın üstünde yeri var. Kapımız herkese açık, herkes kapımızı çalabilir" dedi.

Haber: Rumeysa Yılmaz (İAHA)