Kadın Kadına köşemin bu haftaki konuğu Kahkeci Gül abla. Meşhur kahkeleri ile hem damakları hem de yüzleri güldüren Kahkeci Gül ablanın film tadındaki hikayesi yıllar öncesine dayanıyor. Mersin'de tekstil işi yapan varlıklı bir ailenin kızı olarak 1959 yılında dünyaya gelen ve asıl ismi Gürsel Altınöz olan Kahkeci Gül abla,  20 yıl evli kaldıktan anne ve babasını kaybetmiş. Bir süre sonra eşinden de boşanan Gül abla, kızını da yanına alarak cebinde sadece 9 milyon lira(TL'den 6 sıfır atılmadan önce)  ile İstanbul Fatih'e gelmiş. Kızı ile bir süre camilerde sabahlayan Altınöz, zorlu hayat mücadelesine bulaşıkçılık ve evlerde yemek yaparak başlamış. Bir süre sonra çalıştığı yerin yüzde 50 ortağı olan sonrasında da kendi işletmesini kuran Gürsel Altınöz, şu anda yanında çalıştırdığı kadınlara da istihdam alanı yaratarak güzel bir farkındalık örneği sergiliyor. Dükkanına gelen herkesi diş ikramı diyerek boş göndermeyen Altınöz, küllerinden doğuşun en güzel örneğini bizlere yaşatıyor. Meraklıları için Kahkeci Gül Abla'nın dükkanı Fatih Hırka-i Şerif Mahallesi'nde bulunuyor ayrıca fiyatlar da oldukça uygun.

Her şeyi arkanızda bıraktınız ve kızınızı da yanınıza alarak İstanbul'a geldiniz. Hiç korkmadınız mı?

"Ben açıkçası bu duruma hicret diyorum. Bu benim hicretim oldu. İstanbul'a geldiğim ilk gün Fatih Cami'ye gittim. Allahım bizi alimler ile karşılaştır, zalimler ile karşılaştırma diye dua ettim ve öyle de oldu. Niyetiniz halis olduktan sonra inanın size tüm kapılar açılıyor. Sonraki süreçte de çok iş aradım. Bulaşıkçılık yaptım, evlerde yemekler yaptım. Davetlerde çalıştım. Meslek lisesindeyken pastacılık bölümünü bitirmiştim ve eskiden durumumuz iyi olduğu için çalışma gereği duymamıştım. Bu altın bilezik de hikayemin sonunda işime yaradı. Evimizi tuttuğumuzda içerisinde hiç eşyamız yoktu. Zaman içerisinde küçük küçük eşyalar alarak yerleşmeye başladık. Güzel dostluklar kurduk, iyi insanlar tanıdık. Bir gün doğum günümde arkadaşlarım bana fırın aldılar. Ben de bu sefer evde tepsi tepsi pasta ve kurabiyeler yapmaya başladım. Çukurova yöresi yemekleri pişirdik ve bu şekilde kızımla birlikte hayatımızı kurmayı başardık. Kızımın üniversite sınavlarına gireceği dönemler İstanbul Üniversitesi'nin önüne giderek dua ettim ve dualarım kabul oldu. Kızım İstanbul Üniversitesi'nde okudu ve mezun oldu. Kızıma biz 9 milyon lira ile İstanbul'a geldik, sen de 20 milyon lira ile Amerika'ya gitmenin yollarını ara demiştim."

İstanbul'a gelirken neden özellikle Fatih bölgesini seçtiniz?

"İstanbul'a eskiden ailecek gezmeye gelirdik. O gezilerimiz sırasında ben Fatih ve çevresinin manevi ortamından çok etkilenmiştim ve bu sebepten Fatih'e yerleştim."

Asıl isminiz Gürsel Altınöz. Gül abla ismi nereden geliyor?

"İnsanlar güler yüzlü olduğum için bana sürekli Gül abla diye seslenirlerdi. Ondan sonra da Gül abla marka ismimiz oldu." 

KAHKE BENİM İÇİN DOĞRU SEÇİMDİ

Kahke ile tanışma hikayeniz nasıl oldu?

"Nuruosmaniye Cami'de tanıştığım hafız bir kardeşimin ikramı sayesinde kahke ile tanıştım. Tadını çok beğendiğim için ben de Eminönü'nden gidip aldım. Bizim Tarsus çöreklerine benzettim biraz. Sonrasında da Fatih'te bir gün bir kahkeci gördüm ve oradan sürekli kahke almaya başladım. Bir süre sonra da orada işe başladım. Kahke benim için doğru seçimdi, lezzetliydi, içinde katkı maddesi yoktu ve bayatlamıyordu. Orada bir süre çalıştım ve yüzde 50 ortak oldum. Sonraki süreçte de kendi işyerimi açtım. Şu an içinde olduğumuz dükkanı çok zor şartlarda açtık, çok mücadeleler verdik. İkinci bir dükkan daha açtık fakat onu bir süre sonra kapattık. Ben olanda da olmayanda da hayır olduğunu düşünüyorum. Buradan da çıkarmamız gereken bir ders varmış demek."

Kahkenin kelime anlamı nedir?

"Kahke Arapça'da kurabiye anlamına gelir. Osmanlı döneminde Halep ve Şam yörelerinde oldukça sık tüketilirmiş. Özellikle bayramlarda bayram kahkesi, Halep'te yapılana Halep kahkesi denilirmiş. Portakallı, tarçınlı, ballı çıtırı, sosyete kahkesi, köy kahkesi ve çubuk kahke olmak üzere 36 farklı çeşidini yapıyoruz. Kahkenin diğer biz özelliği de tam 60 gün boyunca bayatlamıyor."

Kahkelerinizin bu kadar lezzetli olmasının sırrı ne?

"Kahkenin içerisine nohut mayası koyuyorum. Nohutu önce dövüyorum, içine biraz tuz biraz da şeker koyuyorum. O küçük bir şişede mayalanıyor ve hamur haline geliyor, yani mayadan maya yapılmış oluyor. Yaptığımız işe sonsuz güveniyorum. Kendim yemediğim bir şeyi asla başkalarına satmıyorum."

GÖZ HAKKI KÜLTÜRÜNÜ YAŞATIYORUM

Gül hanım giderek AVM'leşen dünyada unutmuş olduğumuz göz hakkı kültürünü de burada yaşatmaya çalışıyorsunuz. Bu duruma ne yönde tepkiler geliyor?

"Burada her gelene göz hakkı olarak önce ikram ediyorum. Bu kültürü yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyorum. Karşımızdaki kişi ile sevgi alışverişinde bulunuyoruz, kahkemiz de aracı oluyor. Gayet güzel yönde tepkiler alıyorum."

Merak edenler için kahkenin nasıl yapıldığını tarif eder misiniz?

"Öncelikle malzemelerinden başlamak istiyorum. 1 ölçü kabı nohut, 1,5 ölçü kabı sıcak su, 3 büyük kaşık un, bir fiske(1/4 küçük ölçek) tuzumuzu alalım. Yapılışı da şu şekilde: Öncelikle nohut mayasının en az 1 gece önceden yapılması ve tutturulması gerekmektedir. Nohut mayasının tutturulabilmesi için, sürekli sıcak ortam, cam ya da çok iyi kalite plastik kavanoz organik nohut, tahta karıştırma kaşıkları ve sabır gerekmektedir. Mayanın yapımına nohutları ezerek başlanmalıdır. Ezme ifadesinden püre haline getirme değil, 4-5 parçaya ayırmak yeterlidir. Ezilen nohutlar tercihen önceden kaynar su ile çalkalanmış cam kavanoza konulur. Üzerine un ve tuz serpiştirilerek hafifçe sallanıp karışması ve havalanması sağlanır. Arkasından çevire çevire sıcak su konularak ağzı kapatılır ve gece boyunca beklemeye bırakılır. Ortamın sıcak olmasına dikkat edilmesi gerektiğinden kavanoz pamuklu beze sarılıp, kaloriferin üzerinde bekletilir. Ortalama 16 saat sonra nohut mayası tutmuş durumda ve kullanıma hazır hale geliyor."

MUTFAK CESARET İŞİDİR

İşletmeci olmak isteyen kadınlara neler önerirsiniz?

"Mutfak, cesaret işidir ve yemek asla sevgisiz olmaz. Ben kahkeye başlarken Allahım, adını biz koyduk tadını da sen ver diye başlarım. Sevgi ile pişen her şeyin lezzetli olduğuna inanıyorum. Kadınlar bir yola çıkmadan önce zorluklarını da bilmeliler. Bir kahke kolayca masanıza gelmiyor. Aşamaları var ve en önemlisi cesaret. Kadınlarımız, hata yapmaktan korkmasınlar."

DÜNYAYI GÜZELLEŞTİRMEK KADINLARIN ELİNDE

Ülkemizin kanayan yarası kadına yönelik şiddete karşı neler söylemek istersiniz?

"Bazı duygularımızı toplum olarak kaybettiğimizi düşünüyorum. İnsanlar da hep ben duygusu var, çok fazla tüketiyoruz. İnsanlar artık bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığını bırakmalı. Hiçbirimiz mükemmel değiliz fakat bu dünyayı güzelleştirmek de bizim elimizde. Ben kadına yönelik şiddetin temelinde Allah korkusu olduğunu düşünüyorum. Kalbinde bu tarz bir korku olan bir insanın şiddet uygulayacağını zannetmiyorum. Şiddet, ailede öğrenilir. Şiddet gören bir çocuk büyüdüğü zaman da eşine şiddet uygular."