Işıklar Köyü Bayramiç’in köylerinden biri. Bu köy yıllar önce terk edilmiş. Yanlışlıkla annesini öldüren Kadir Amca uzun süre hapiste kaldıktan sonra çıkınca buraya gelip yerleşmiş ve uzun yıllar burada tek başına yaşamaya devam etmiş. Hapisten çıktıktan sonra ben dışarıda yapamıyorum diyerek yeniden hapishaneye alınmasını istemiş. Sonunda kendini başka bir yalnızlığa mahkum etmiş ve buraya sığınmış Kadir Amca.

Yıllarca tek başına yaşadıktan sonra köye emekli olmuş bir gardiyan gelip yerleşmiş ve Kadir Amcaya komşu olmuş. Bir mahkum ve bir gardiyan; isterseniz yeni bir Godot’yu Beklerken çıkarın bu ironiden; isterseniz devasa bir roman. Belki de ‘’hiçlik’’ üstüne bir film.

Işıklar Köyü bin üç yüzlü yıllarda kurulmuş bir köy. Yüksekçe bir tepenin üzerinde Bayramiç ve Ezine’yi görüyor. Geceleri ışıklar yandığında seksen dört köyün ışıkları görülüyor buradan. Buralar yani  Bayramiç bölgesi Truva Krallığına bağlıymış. Homeros Truva şehrini ‘’güzel duvarlı Truva’’ diye anlatarak taş işçiliğini övüyor ya Işıklar da de çok güzel taş duvarlı evlere sahip.

Asırlık çınarların çevrelediği ufak bir mesire alanında yaz kış akan minik bir pınarı var Işıklar’ın. Bilenler buraya pikniğe geliyor. Kuş seslerine, pınarın ve hiç kesilmeden akan çeşmenin sesine tatlı rüzgarlarla hışırdayan yaprakların sesi karışıyor.

Bölgenin en kaliteli zeytini ve zeytinyağı Işıklar Köyünde üretiliyor.  Bu bölgenin yani Bayramiç’in zeytinyağı kalite ve lezzet olarak muhteşem. Bayramiç zeytinyağı ve Bayramiç balı ayrı bir yazının konusu olsun.

Yıllarca iki hanede iki kişinin yaşadığı köyün nüfusu Korona salgınıyla bir den on iki haneye çıkmış. Geceleri on iki evin ışığı yanmaya başlamış. Burada evleri olanlar salgından kaçmak, dört duvar arasında mahkum olmamak için buraya gelmişler. Artık bu insanlar pencerelerini açtıklarında karşı binanın camlarını, duvarlarını değil gelincikleri görüyorlar. Kapıdan çıkınca çiçek denizinin içinde olmak kadar güzel ne olabilir?

Bayramiç ve Kaz Dağları dışarıdan göç almaya devam ediyor. Buraların doğasını keşfeden insanların dışında şehrin uğultusundan, kirinden, kalabalığından bıkan bireyler Korona virüs salgınıyla biran önce kaotik şehirlerinden kaçmak istiyorlar.

Bayramiç’in sıcakkanlı ve uyumlu insanlarıyla Korona Virüsüne karşı başarılı bir savaş verildi. Polisin, jandarmanın ve belediye çalışanlarının özverili mücadelesi ile kazanıldı bu savaş. İlçe girişinde jandarma ve polis sürekli kontrol yaptı, zabıtalar sürekli ilçeyi dolaştı. Türkiye’nin bir çok yerinde maske dağıtımı sorun olurken ilçede polisler sokak sokak gezerek esnafa ve insanlara maske dağıttı. Bu başarılı çalışmanın arkasında Bayramiç Kaymakamı Sercan Gökdemir ve Belediye Başkanı Mert Uygun var.

Ömrünün neredeyse tamamını İstanbul’da geçirdim. Son birkaç yılda farkına vardım ki ben baharı sadece takvimlerde görmüşüm. Cemal Süreya’nın  ‘’kişi/Marmara'dan yirmi yılda çıkaramayacağı gerçeği /okyanusu beş dakika seyretmekle kavrar’’ dizelerinde söylediği gerçeği ben burada kavrayabildim. Artık biliyorum ki insanın en büyük kazanımı bir fazla bahar görmektir.

Bir fazla bahar görmek ve o baharı duyumsamak, o baharla yenilenmek, o baharla her şeyi yeniden sevebilmek.

Umarım hepimizin baharı çok olur.