Türkiye yüzlerce sorunla boğuşuyor ama kamuoyunda günlerdir cam filmi konuşuluyor...

Geçmişte araçlara cam filmi takılması yasaktı. 26 Ekim 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan ve ay sonra yürürlüğe giren yönetmelikle araçlarda cam filmi serbest bırakıldı.

21 Ekim 2017 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan başka bir yönetmelik ile bu kez cam filmi tekrar yasaklandı.

Halen resmi olarak yasak devam ediyor. Gayri resmi olarak yasağın kaldırıldığı söyleniyor. İçişleri Bakanı, cam filmi olan araçlara ceza kesilmeyeceğini açıkladı...

Tak çıkar, tak çıkar durumuna düştük...

Aslında cam filminin yasaklanıp kaldırılmasından çok, yaşananlar garabet...

Bu kadar basit bir olay için insanları çıkmaza düşürmek akıl işi değildir.

Bir şey tehlikeli ise yasaklarsın, yok tehlikesiz ise yasağı kaldırırsın...

Madem güvenlik için tehlike oluşturuyordu niçin yasağı kaldırdınız? 

Yasağı kaldırınca mı tehlikeli olacağını fark ettiniz...

Yasağı kaldırmadan Emniyet'e sormak aklınıza gelmedi mi?

Hukukta temel kural istikrardır... 

Kuralların sık sık değişmesi, hele hele aynı konuda önce yasaklanıp sonra yasağın kaldırılması hukukun temel kurallarına aykırıdır.

İstikrar olmazsa insanların hukuka da, devlete de olan güveni sarsılır.

Ekonomik olarak da insanları sıkıntıya düşürürsünüz...

Bu durum, sadece cam filmi için değil, her şey için geçerlidir.

İnsanlar hukuka güvenerek, mevcut yasal düzenlemelerin geçerliliğini düşünerek iş kurar, yatırım yapar... Araç alır veya satar.

Mevcut kurallar sık sık değişirse, insanlar yatırım yapmaktan çekinir, iş kurmaktan korkar...

Hukuktaki güvensizlik ekonomiyi de sarsar...

Sorun sadece cam filmi değildir. Aynı hatalar birçok alanda tekrarlanıyor. 

Konu hukuktaki istikrarın bozulması, devlete olan güvenin sarsılmasıdır.

Bu sebeple yasaklarken de, yasağı kaldırırken de çok iyi düşünmeli...

***

Satılık köpek yavrusu

Dükkân sahibi, dükkânın kapısına; "Satılık köpek yavruları" yazısını astı. Bu tür ilanlar genellikle çocukların dikkatini çeker diye düşünmeye kalmadan küçük bir erkek çocuğu kapıya geldi.

Çocuk, "Köpekleri kaç paraya satıyorsunuz?" diye sordu.

Dükkân sahibi, "30 dolarla 50 dolar arası" diye cevap verdi.

Küçük çocuk, elini cebine attı, bozuklarını çıkardı;"2 dolar 37 sent param var. Köpeklere şöyle bir bakabilir miyim?" diye sordu.

Dükkân sahibi gülümsedi. Islık çalınca kulübeden dışarı bir bayan çıktı, ardından da şeker mi şeker 5 kürk yumağı. İçlerinden biri bariz bir şekilde diğerlerinin gerisinde kalıyordu. Küçük çocuk ayağı seken köpek yavrusunu işaret edip; "Bu yavrucuğun nesi var?" diye sordu.

Dükkân sahibi, veterinerin yavrucuğu muayene ettiğini ve kalça kemiğinde bir sorun bulunduğunu anlattı. Maalesef yavru köpek, hep topallayacaktı.

Küçük çocuk; "Ben bu yavruyu almak istiyorum" dedi heyecanla.

Dükkân sahibi; "Yok hayır, onu satın almak istiyor olamazsın. Eğer gerçekten onu istiyorsan, o zaman para vermene gerek yok" dedi.

Küçük çocuğun üzüntüsü yüzünden okunuyordu. Dükkân sahibinin gözlerine dik dik baktıktan sonra parmağını dükkân sahibinin gözüne sokacak gibi konuşmaya başladı;

"Onu bana parasız vermenizi istemiyorum. Bu da diğer köpek yavruları gibi satın alınmaya ve sevilmeye değecek bir köpek. Size şimdi 2 dolar 37 sent vereceğim. Sonra da parası neyse onu tamamlayana kadar her ay 50 sent getireceğim."
Dükkân sahibi hâlâ; "Bu yavruyu almak istiyor olamazsın. Hiç bir zaman koşamayacak, zıplayamayacak ve diğer yavrular gibi seninle oynayamayacak" diyordu.

Küçük çocuk, hemen pantolonunun paçasını sıvadı ve demir bir çubukla desteklenmiş sakat bacağını gösterdi. Dükkân sahibine baktı ve "Ben de koşamıyorum. Bu yavrunun onu anlayabilecek birine ihtiyacı olacak" dedi.

***
TEBESSÜM

Bir saat

Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca, evdeki saatleri toplayıp saatçi Temel'e gider:

- Temel, saatler geri alınacakmış. Biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunları geri alacaksın.

Temel kendinden emin bir şekilde:

- Öyle yağma yok. Ben de duydum ama sadece 1 saat geri alınacakmış. 1 tanesini alırım, diğerlerini almam...

****

GÜNÜN SÖZÜ

Seni affedecek kadar olgunum ama tekrar güvenecek kadar aptal değilim.
W. Golding