Beylikdüzü'nde ilginç bir "kumpas" hadisesi yaşandı. Kumpasın hedefinde İlçe Müftüsü var. Çünkü Müftü, onlarca milyonluk bir cami derneği vurgununu ortaya çıkarıp, kirli bir rant çarkını bozdu.

Kumpas, bir yerel gazetenin internet sitesinde yayınlanan habere yansıdı.

Haberde yer aldığına göre bazı müftülük çalışanları, sanal para Bitcoin'e yatırım yapıyor. İddiaya göre para batıyor ve hüsran yaşanıyor. Yatırıma teşvik eden kişiye 60 bin lira veren bir başka müftülük çalışanı ile arasında sert tartışma yaşanıyor, iş kavga boyutuna geliyor. 
Bu tartışmayla ilgili olarak yine "sözde" bir tutanak düzenleniyor. Sözde tutanağın "yerel" haber sitesine konulan görüntüsünde imza vs. yok. Ama olayın akışı anlatılıyor. İşin içerisinde 15 Temmuz gazilerinin adı geçiyor, gazilerin birbirlerini "sahte gazilik" ile FETÖ'cülükle suçladığı, birbirlerine tehditler savurduğu gibi ifadelerle haber köpürtülüyor. 
Haberde "Müftü Bitcoin için fetva verdi mi?" "Kaymakamlık bu işin neresinde?" gibi ifadelere yer verilince, dolayısıyla İlçe Müftüsü de Kaymakam da zan altında kalıyor. 

Konu; Müftü, 15 Temmuz gazileri falan olunca ilgi çekiyor tabii... Ne de olsa, keçisi çalınan müftünün haberinin "Müftü keçi çaldı" diye yayınlandığını görmüş bir ülkede yaşıyoruz.

* * *

Yerel gazetenin internet sitesinde yayınlanan bu habere, 4 saat içerisinde yayın yasağı geliyor. Haber gazetede de basılıyor ama herhangi bir toplatma kararı yok. Tekzip gönderildi mi, haberle ilgili dava açıldı mı henüz bilmiyoruz. Hedef alınanlar da kişilik haklarına saldırı yapıldığı gerekçesiyle savcılığa başvuruyor.

Sözkonusu sitedeki haberde, "Diyanet İşleri Başkanlığı müfettiş gönderdi, soruşturma başlatıldı" ifadesi de yer alıyor. 
Haberi yapan gazete ve internet sitesinin sahibi, tutanağın görüntüsünün "imzasız" olmasına rağmen gerçeği yansıttığını ve olayın da doğru olduğunu söylüyor. Yalnız bir farkla. Konu Bitcoin değil, bir yasadışı bahis... Yani; müftülükte diğer çalışanlarla sert bir tartışma yaşayan kişinin, bir yasadışı bahis sitesinde 60 bin lirası kaybedilmiş. Para kaybeden 15-20 kişi daha varmış. Ama yasadışı bahis olayına başka isimlerin de karıştığı iddiası sürüyor.

İlçe müftülüğü, il müftülüğü "657 sayılı Devlet Memurları Kanunu" sebebiyle konu hakkında konuşmak istemiyor. Ancak dost sohbetlerinde müftünün milyonlarca liralık rant çarkını bozduğu için böyle bir iddia ile hedef alındığı konuşuluyor.

* * *

Peki, bozulan bu çark neydi?

Beylikdüzü'nün en büyük camilerinin altında bir çarşı var. Çarşıda bir zincir marketin şubesi yanında, küçük küçük dükkanlar var. Fatura tahsilatı yapandan, saatçiye, tekel bayisinden, aktara, ıvır-zıvır satana kadar küçük dükkanlar. Bir de genişçe restoran...
Cami derneği, çarşıyı olduğu gibi o marketler zincirine kiralamış. Hatta yetki aşımı yaparak kira süresi de çok uzun tutulmuş.
Market, diğer dükkanların kirasını belirleyip tahsil etmeye başlamış. KDV ve stopaj gibi işler de karmakarışık yürümüş. Dükkanlardan her ay 150 bin liraya yakın bir kira toplanıyormuş. Ancak sözkonusu market cami derneğine sadece 70 kusür bin lira kira ödüyormuş.
Derneğin başkanlığını, eski bir milletvekilinin kardeşi yürütüyormuş. Öyle bir kardeş ki ağabeyi onun karışık işleri yüzünden daha önce de kurşun yemiş. Dolayısıyla birbirleriyle görüşmüyorlar. Yani, siyasetçi bu işin herhangi bir yerinde bulunmuyor. Fakat, çarkın dönmesinde "siyasi" nüfuz elbette kullanılıyor. Hepsi bir kenara, bu çarka göz yumuluyor.

* * *
İlçe müftüsü, buradan gelen pis kokular üzerine olaya el koyuyor. Kira sözleşmesinin usulüne uygun şekilde yapılmadığını, süre aşımı olduğunu tespit ediyor. Çarşıdaki tüm dükkanların kiracılarına tebligat gönderip "Marketle yaptığınız sözleşme geçersizdir. Yeni sözleşme ile ödemeyi artık dernek hesabına yapacaksınız" diyor. Metrekare üzerinden kira rayici tespit ediliyor. Dükkanların kiraları doğal olarak düşüyor. Ama marketin kirası da yüzölçümünden dolayı hayli artıyor.

Dernek yönetimi, camiye yapılan bağışları da topluyor ve "çarşılı cami" tıkır tıkır para basıyor.
Bu arada ne oluyorsa, dernek başkanı derneğin nakit paralarıyla birlikte kayıplara karışıyor. Ardından derneğe, çeşitli faktoring firmalarından vs. "Çekiniz var, ödeyin" bildirimleri geliyor.

Müftü olaya el koyuyor ve yapılan incelemede çok ilginç şeyler ortaya çıkıyor.

* * *

Dernek başkanı, yönetim kurulu onayıyla bazı işler için (Dernek kayıtlarında var) milyonluk çek yaprakları kesiyor. Çekleri bir akrabasına ait şirkete ciro ettirip, faktoring firmalarına falan kırdırıyor. Çeklerle birlikte cami derneğinin buharlaşan parasının 20 milyon liradan fazla olduğu konuşuluyor.

Muhatapları resmi makam, yani caminin asıl sahibi sayılan müftülük olduğu için, çarşı esnafı halinden memnun. Hem daha düşük kira ödüyorlar, hem de resmi bir makamla yapılmış sözleşmeyle ödedikleri için kendilerini güvende hissediyorlar.

Çarkı bozulanlar ise Müftü'yü bir kaşık suda boğmak için çırpınıyor. Ankara'nın yollarını dahi tutuyorlar ama sonuç alamıyorlar.

Bakalım işin sonu nereye varacak...