Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar krizi ile ilgili yaptığı görüşmelerden sonra Katar'a ambargo uygulayan Körfez ülkelerine bir çağrı yapmış ve "Sorunu Bayrama kadar çözün" önerisinde bulunmuştu. Ancak, ortadaki gelişmeler, Körfez ülkelerinin Katar krizini çözmeye niyetli olmadıklarını gösteriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Kral Salman'a seslenmiş "Kâbe'nin hizmetkârı" şeklinde övgüde bulunmuş, sorunun çözümünde de büyüklük göstermesini istemişti.

Çözüm konusunda Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Suudi Arabistan'a gitmiş, yapılan görüşmelerde bir sonuç elde edilemediği de görülmüştü. Çavuşoğlu, temaslarında aynı zamanda Türkiye- Suudi ilişkilerinde bir sıkıntı yaşanmaması konusunda da "Taraf tutmuyoruz, Müslüman ülkeler arasındaki çatışmalara ve küskünlüklere karşıyız" görüşünü Suudi yetkilileriyle de paylaşmıştı.

Özetle Kral Salman'ın Katar konusunda geri adım atmayacağını görmekteyiz.

Katar da Suudilerden geri kalır mı? Son gelen açıklama şöyle:

Suudi Arabistan'ın başını çektiği dokuz ülkenin 5 Haziran itibariyle diplomatik ve ticari ilişkileri kopardığı Katar, rest çekti. Doha yönetimi, uygulanan boykot kalkana kadar herhangi bir müzakerenin söz konusu olmayacağını duyurdu.

Burada özellikle şu noktaya da değinmeden geçemeyeceğiz:

Türkiye ile Suudi Arabistan arasında yapılan daha önce bir anlaşma tasarısı vardı. Bu tasarıda Türkiye 2 milyar dolarlık bir savaş gemisinin yapımını üstlenecekti. Katar krizinden sonra Suudiler bu görüşmeleri anlaşma aşamasında iptal etti. Bunun Türkiye için çok büyük bir kayıp olduğunu da söylemeliyiz.

Kaldı ki, Çavuşoğlu ile birlikte Suudi Arabistan'a giden bir TRT kameramanın önce gözaltına alınması, daha sonra Çavuşoğlu'nun girişimi ile Kral Salman tarafından serbest bırakılması da Suudilerin Türkiye'ye karşı bir tavır sergilediği izlenimini vermiştir.

Daha önce Türkiye'ye gelen Bahreyn Dışişleri Bakanı ile görüşen Erdoğan'a konuk Bakan'ın uzlaşmasız tavrını da anımsayalım.

Şimdi de Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Enver Gargash, Katar'a yönelik izolasyon politikasının yıllar boyunca devam edebileceğini söylemesi, Katar krizinin kördüğüm olduğunu göstermesi bakımından önemsenmelidir.

Gargash, "Türkiye'nin âkil olmasını ve çıkarlarına en çok hizmet edenin Katar'a yönelik girişilen eylem olduğunu anlamasını umuyoruz" açıklaması Katar karşısındaki Körfez ülkelerinin uzlaşmaz tutumunu ve kararlılıklarını gösteriyor.

Katar, görebildiğimiz kadarı ile sıkıntıda ve çıkış yollarını da arıyor. Ancak, Türkiye'nin Körfez ülkeleri ile yapılan görüşmelerde bir sonuç elde edememiş olması da bu ülkede hayal kırıklığı yaratmış gibi. Türkiye, daha önce verdiği kararlarla Katar'a gıda yardımlarını aralıksız olarak sürdürüyor.

Mısır ile olan ilişkilerimiz nedeni ile bu ülke ile Katar konusunda bir araya gelmemiz de şu an için mümkün değil. Mısır Devlet Başkanı Sisi'nin aynı zamanda "Türkiye'ye de Katar'a uygulanan ambargo uygulansın" çağrısı ile bu ülke ile olan ilişkilerimizin iyiden iyiye sarsıldığını da vurgulayalım.

Öte yandan Katar, kendisiyle tüm ilişkileri kesen Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır'ı "karalama kampanyası" yürütmekle suçladı.

Katar hükümetinin iletişim ofisi direktörü Şeyh Saif Bin Ahmed, "Ülkemize yönelik abluka iki haftadır sürüyor ve bize abluka uygulayan ülkeler krizi çözmek için hiçbir formül önermedi" dedi. Bin Ahmed "Komşularımızın temeli olmayan bir propaganda kampanyasına zaman ve kaynak ayırmaları çok talihsiz. Abluka uygulayan ülkeler terörizmi bir karalama kampanyası olarak kullanıyor" dedi.

Katar'da bir darbe olasılığından söz edilirken, Katar Emiri'nin Amerika ile 12 milyar dolarlık savaş uçağı anlaşması yapması, bize göre bu darbe olasılığını da ortadan kaldırmıştır. Katar Emiri, öyle görünüyor ki önüne konulan bu anlaşma ile şimdilik de olsa yerini koruyacaktır.

Bundan sonra Türkiye ne yapabilir?

Körfez'de büyük oyuncu Amerika ve onun sözünden çıkmayan Suudiler bundan sonraki süreçte önemli bir aktör olarak ortada olacaklar. Rusya bile işin içine fazla giremiyor. Kuveyt'in çabalarının da sonuç vermemesi Körfez'deki oyunun büyüklüğünü gösteriyor.

Arapların işine fazla karışmamak gerektiğini bir kez daha gördük. Çıkarlarımızın korunması açısından da tarafsızlığımızı korumanın en doğru yol olacağını düşünüyoruz. Temennimiz de Katar sorununun öyle veya böyle kısa zamanda çözüme kavuşmasıdır.