Bugün seyahatseverlerin kendi aralarında devamlı konuştuğu konu ‘şu Schengen’im bitmeden bir ülke görmeyi daha tatil planlarımın arasına sıkıştırsam’ düşüncesi ile planladığımız Bulgaristan-Bansko tatilimizi yazacağım size. Yogadan çıkmış, tatil planları yapmaya çalışırken eğitmenim Seda’nın ‘Bansko ya hu’ demesi ile aydınlandığım ve bugüne kadar nasıl da gitmemişim dediğim Karlar Ülkesi muhteşem doğası ve olanakları ile bizi çok şaşırttı.

Uçak ile de gidebileceğiniz Bansko’ya biz tur şirketi ve otobüs ile gittik. Tur şirketi dediğime bakmayın, normalde tur ile tatile çıkmayı hiç sevmediğim için kullanmayı tercih etmiyorum. Bu bahsettiğim tur ise sadece ulaşım ve oteli organize eden bir tur şirketi. Gittiğiniz yerde özgürce dolaşmanızı engelleyenlerden değil. Gümrük işlemlerine göre 9-10 saat sürecek yolculuğumuz Kadıköy Evlendirme Dairesi önünden başladı. Kadıköy’de bu bölgede gecenin bir yarısı kayak ya da boardları ile dolaşan insanlar bana tuhaf gelmiş olsa da Bansko’da her yerde böyle insanları görünce inanılmaz hoşuma gitti. Burada yemek yemeye dahi boardunuz ile gitmeniz hiç garipsenecek bir durum değil.

Yol biraz uzun olmakla birlikte kolay bir yol, gümrükte giriş yaparken birkaç saat kaybettik, yurtdışı çıkış harcınızı önceden yatırmanız Bulgaristan’ın dondurucu soğuğunda dışarıda kuyruk halinde beklemenizi bir nebze hafifletebilir. Sınırdan itibaren – 15 derece hava sıcaklığı veren otobüs derecesine şaşkın şaşkın bakarken sabah karşılaşacağımız muhteşem güzelliği hiç bilmiyorduk tabii.

İlk gün otelimize yerleştik, hemen hazırlandık ve kendimizi pistlere attık. Biz 4 gece 6 gün tatilimiz için oda-kahvaltı ve ulaşıma 170 Euro ödedik. Pistlerin başlangıcı olan Gondola sabah erken saatlerde ve öğlen ski-passının başladığı saat olan 12:30’da epey kalabalık olsa da tatilde karşılaştığımız bu küçük problemi göz ardı etmeyi başardık. Gondola ile çanağa çıkış süresi yaklaşık 20 dakika. İki duraktan istediğinizi seçerek inebiliyorsunuz. Çanağa vardıktan sonra ise zorluk derecelerine göre mavi-kırmızı-siyah olarak tanımlanmış pistlerden istediğinizi seçerek yola devam edebiliyorsunuz.

Pist dediğime bakmayın, gerçekten ucu bucağı olmayan, çok iyi düzenlenmiş, etrafı upuzun çam ağaçları ile çevrili doğa harikalarından bahsediyorum. Telesiyej ya da Gondola’da bu olağanüstü doğa güzelliğini seyrederek yol almak çok ama çok güzel bir his. Çanakta ve pistlerin sonlarında yorgunluğunuzu atacak, bir şeyler içilebilecek güzel mekanlar bulunuyor. Pistler sabah 08:30’da açılıyor 17:00’da kapanıyor. Tüm pistleri kapsayan ski-passın günlük fiyatı yaklaşık 75 lira. Yolda karşılaştığımız hava derecesi ise burada -4, -5’lerde. Biz Ocak ayının sonunda gittik. Sömestre tatiline denk geldiğimiz için oldukça kalabalık olsa da çok büyük olan pistlerde hiç sorun yaşamadık. Türk turist sayısının çokluğu kadar Türkçe bilen esnaf sayısı da azımsanmayacak kadar çok. ‘Hi’ diye girdiğimiz her mekandan ‘Güle Güle’ diye ayrıldık. Ülkemize bu kadar yakın bir kayak merkezi hem güzelliği hem insanların sevecenliği hem de ucuzluğu ile bizi olumlu anlamda çok şaşırttı.

Bulgaristan Lezzetleri

Bansko birçokları için sadece kayak tatili demek olsa da barları, clubları ve restaurantları ile de göz dolduruyor. İstediğiniz her tür lezzeti kolaylıkla bulabiliyorsunuz. Bunların içinde salyangoz, geyik eti, ördek eti ya da lezzetli Bulgar sucukları ile karşılaşabilirsiniz. Taverna kültürünün olduğu Bulgaristan’da bir tavernada gayet lezzetli seçenekler arasında kaybolurken birden Sezen Aksu’nun ‘Ah İstanbul’ şarkısı ile de karşılaşabilirsiniz. Dediğim gibi burası neredeyse küçük bir Türkiye. Sizi uyarmak istediğim bir durum ise fiyatların uygunluğuna kapılıp porsiyonlar küçüktür diye düşünmemeniz. Her nereye gidersek gidelim inanılmaz büyük porsiyonlar ile karşılaştık.

Dönmeden mutlaka denemeniz gereken lezzetler listesinde; Bulgar mezeleri, ev yapımı şaraplar, geyik eti ve çıtır kalamar bulunuyor. Ülkemize çok yakın olan bu cennette gün boyu kayak yaptıktan sonra ya da molalarda elinizin altında uzun yemek listeleri bulabileceksiniz. Müzik sesi ise kasabada devamlı var. Burada insanların yardımseverliğini de düşünürsek küçük bir şirinler kasabasındaymışsınız gibi hissedebilirsiniz.

Alışveriş Listenizde Neler Olmalı?

Dönüş yoluna çıkarken mutlaka Aldo isimli büyük markete uğramalısınız. Buradan vakumlu paketlerde kuru et, Bulgar sucuğu, füme hindi-et temin edebilirsiniz. Bizim gibi peynir çeşitlerini sevenlerdenseniz yine vakumlu paketlerde Gouda’dan Rokfor’a birçok çeşit peynir satın alabilirsiniz. Alkol konusuna gelince kişi başı 2 litre olan sınırı aşmanız halinde gümrükte sorun yaşamanız olası bir durum. Bulgaristan’dan Türkiye’ye sokulan açık içkilerden dolayı karşılaşılan zehirlenme olaylarından sonra bu konuda gayet sıkı takip halindeler. Marketten 3 litrelik biralar, uygun fiyatlarda kokteyller ya da Bulgaristan’ın meşhur köpek öldüreni Savoy’dan satın alabilir, kendi şehrinize dönüş sonrasında Bansko’yu Bulgar lezzetleri ile bol bol anabilirsiniz.

Market alışverişi dışında Bansko’dan almanız gereken birkaç önerim daha olacak. Yünden yapılmış bot patikler her yaşa uygun ve çeşitleri oldukça fazla, Hemen hemen tüm hediyelik eşya dükkanlarında 30-35 liraya bulmanız mümkün.

Bulgaristan’da gül kozmetiği çok önemli bir konu ve epey de gelişmiş durumda. Gece kremleri, duş jelleri, scrublar temin edebilirsiniz. Kendilerine has özel kozmetik dükkanlarında bulabileceğiniz gibi Aldo’da da birçok alternatif mümkün. Doğal olarak üretilmiş gül esanslı kozmetikler dışında yine farklı kokularda birçok krem, parfüm ya da sabun alacaklarınızın en başında geliyor. Body Shop’u aratmayacak bu uygun fiyatlı kozmetik ürünlerini almanızı şiddetle öneriyorum.

Son önerim de sokaklarda sıklıkla rastlayacağınız şeker dükkanları, bildiğimiz Haribo şekerlerinin birçok alternatifini bulabileceğiniz gibi Bansko’ya özel açık renk ballardan, ev yapımı reçellerden satın alabilirsiniz.

1936 Olimpiyatlarından Kalma Antikalar

Dekoratif ürünlere meraklı olanlar için bizce Bansko’nun en güzel dükkanlarından birini bulduk. 1936 yılında yapılan Olimpiyatlardan kalma kayaklardan tutun, savaş pilotlarının kullandığı kasklara, özel etkinlik logolu saatlerden, 200 yıllık telefonlara kadar çok güzel antikaların bulunduğu minik dükkandan Bağdat Caddesi’nde bulunan kuaför salonumuz Kulis by Ömer Durak için çok güzel objeler aldık. Çoklu alımlarda fiyat konusunda da çok yardımcı oldukları gibi Türkler’i çok sevmelerinden ötürü gerçekten çok güzel bir ilgi ile karşılaştık.

Bansko’da Gece Hayatı

Tüm gün kayak yaptıktan sonra ne kadar gücünüz kalır bilmiyorum ama Bansko gece hayatı ve casinolar için de bir cennet. Özel kulüplerden, dans mekanlarına kadar farklı müzik zevklerine hitap eden yerler bulabilirsiniz. Casinolar Türkler tarafından sıklıkla tercih ediliyor, yorgunluktan ötürü genelde kalabalık olmasa da imkanlar dahilinde olduğunu bilmenizi isterim. Bansko’da gece hayatı çok güvenilir, farklı ülkelerden gelen insanlar ile tanışmak ve kaynaşmak için çok ideal olmakla birlikte genelde tüm mekanlarda hayat 01:00 civarı bitiyor. Ertesi gün için güç toplamak da gerekli olduğundan uygun bir saat denilebilir. Sokaklarda devamlı insanlar olduğundan ve herkesin mutlaka yardım etmek isteyişinden ötürü bu kasabada kendinizi asla yalnız hissetmeyeceksiniz.

Yola Çıkarken

Geçen haftalarda bir yazımda kış tatiline giderken ne almanız gerektiğini detaylıca yazmış olsam da bir kere daha hatırlatmak isterim. Board ya da kayak malzemelerinizin yanında çok soğuk (ama güzel ve iç açıcı bir soğuk) olduğu için termal içlikleri kayak yapmadığınız esnada da kullanmak zorunda kalıyorsunuz. Bu nedenle valizinize fazladan eklemeyi unutmayın. Yol uzun sürdüğü için mutlaka gazete ya da kitap edinmelisiniz. Güneş için krem, kas ağrıları için kas gevşeticiler, özel ilaçlarınız, kulaklık, boyunluk, termal çoraplar valizinize eklemeniz gereken diğer malzemeler.