Sudan'ın yaşam kaynağı Mavi ve Beyaz Nil Nehri

Kara Afrika'ya yaşam veren Nil Nehri, kıtanın beline dolana dolana akar durur.  Özellikle Sudan'ı güneyden kuzeye kuşatır. Nehrin geçtiği yerlerde, tarih boyunca insanlar barınmışlar ve yaşamlarını sürdürmüşler. Toprak renginde akan koca Nil, Sudan'ın başkenti Hartum'da ikiye ayrılır. Tam burada oluşan delta adası Tuti, ülkenin en verimli sebze ve meyve bahçesi. Beyaz ve Mavi Nil olarak adlandırılan kolları Afrika'yı sarar. Bir fil hortumuna benzediği için de Hartum adını almış. Sudan'da Türkler devlet yönetiminde Osmanlı askerlerinin ve Anadolu'dan getirilip Hartum ve Kızıldeniz kıyısında bulunan Port Sudan ve Suakın adasına yerleştirilen Türklerin 1881'den sonra Sudan'da kalan torunları, bugün Sudan Cumhuriyeti'nin yönetiminde söz sahibi. Türk kökenli Sudanlılar, özellikle teknik, idari, iktisadi ve hukuki alanlarda en üst düzeylerde yönetici konumunda. Eski Cumhurbaşkanı Omar Hasan Ahmed Al-Bashir ekibinin önde gelen isimlerinin başında Türk kökenli bürokratlar var. 23 Aralık 2000'de yapılan genel seçimlerde 360 sandalyeli parlamentonun ezici çoğunluğunu alan iktidardaki Ulusal Kongre Partisi (NC)'nin önemli bakanlıklarında Türk kökenli parlamenterler bulunuyor.

Tüm ülke ekonomisinden sorumlu eski Maliye ve Milli Ekonomi Bakanı Abdel Rahim Hamdi, eski Dış Ticaret Bakanı Abdel Hamid Musa Kasha, eski Dış İşleri Bakanı Dr. Mustafa Osman İsmail, eski Adalet Bakanı Ali Ahmet Karti, eski Sanayi Bakanı Ali Ahmet Osman, eski Başkent Hartum Valisi Dr. Abdulhalim Al-Müdafi, Cumhurbaşkanı eski Müşteşarı Ankara'da Sudan Büyükelçisi Dr. Bahattin Hanefi, Sudan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve pek çok sivil toplum kuruluşunun ve bürokrasinin başında Türk kökenli olduklarını açıklayan Sudanlı bulunuyor. Özellikle Türkiye Sudan ilişkilerinin canlandığı 1980'den bu güne, hemen her işkolunda ikili ilişkiler sürüyor. Türkel Fuarcılık tarafından Hartum'da geleneksel olarak düzenlenen "Türk İhraç Ürünleri Fuarı" bu bağlamda öncülük ediyor. Resmi ilişkilerin canlanmasında eski Devlet Bakanı Prof. Dr. Ramazan Mirzaoğlu'nun yanı sıra; Sudan'daki eski Türkiye Büyükelçisi Duray Polat, Anakara'da Sudan eski Büyükelçisi Dr. Bahattin Hanefi ve biz gezgin gazetecilerin katkısı büyüktür...

Port Sudan'da İstanbullu kara kargalar

Afrika'nın en önemli kara ve deniz yollarının birleştiği yerde, Kızıldeniz kıyısındaki Port Sudan limanı, Osmanlı döneminde de önemini korumuş. Ulaşım, ticari ve stratejik özellikleri bakımından Port Sudan, bu günde Türklerin yoğun olarak yaşadıkları bir şehir. Hatta, Türk kökenli olduğunu söyleyen Sudanlı ailelerle, çalışmak için Sudan'a gelmiş Türk gençlerinin evlenmeleri bile oluyor. Yeni ve eski nesilin kucaklaşmasına tanık olunuyor. Port Sudan Maarif Mahallesinde oturan Türk kökenli Ahmet Ali Hüseyin ailesi bize geleneksel konuk severliklerini gösterdi. 75 yaşında ve İngilizce de konuşan baba Ahmet Ali, 3 kızını okuttuğunu ve onlarla öğündüklerini söylerken gözleri şavkıdı. Türkiye'de soy ağacını araştırmış. Ama bir ize rastlayamamış. Bize Kızıldeniz'in odun közünde kızartılmış en leziz balığı "Bhar" ikram eden eşi Fatıma ve acılı Sudan kahvesi sunan güzel kızı Sümeyya ile havadan sudan konuştuk. Sudan'ın sudan sebeplerden geri kalışını tartıştık. İstanbul, Anadolu ve şiirden söz ettik. Sudan'da kızların sünnet olmasından, çok eşlilikten ve kına gecelerinden konuşttuk. Hatta evin annesi Fatıma Hüseyin; bir kara karga esprisi patlattı. Dışarıda ki ağaçlar üzerine konmuş onlarca kargayı göstererek, "bunları 120 yıl önce İngiliz gemiciler İstanbul'dan getirdi. İstanbul'dan gelen bir çift kara karga, bu gün binlerce oldu ve Port Sudan'ı işgal ettiler. Bizim gibi kara benizli bu kuşlarla baş edilmiyor artık. Afrika'da yalnızca burada var. Port Sudan kara kargaların cenneti. Kargalarda bizim gibi Türk kökenli. Akrabayız nede olsa... "

 

Devamı haftaya…