Mustafapaşa (Sinasos)

Cumhuriyet Dönemi

Kurtuluş Savaşı sonrasında demografik yapısı tümüyle değişen Mustafapaşa, bu sefer de Selanik’ten getirilen muhacirlerin yerleştirildiği bir karma yapıya bürünüyor. Rumlar’ın terk ettiği evler, önce yerli halk tarafından paylaşılıyor, kalanlarına yeni gelenler yerleşiyor. Belediye’nin kurulduğu 1966’ya kadar muhtarlarla yönetilen Mustafapaşa’da, cehalet ve fakirlik, önemli tahribatların yaşanmasına neden oluyor: Taşları satılan, doğramaları yakılan konutların yanısıra bir hamam, bir kilise ve bir okul yapısı, bizzat dönemin muhtarlarının gözetiminde sökülerek, satılmak üzere yıkılıyor... Ortahisar ve Uçhisar’daki birçok yeni yapının, Mustafapaşa taşlarıyla inşa edildiği söyleniyor. Çoğu sözlü bilgiye dayanan bu gelişmeleri tarihleri ve nedenleriyle ortaya koyabilmek için, yine araştırmalar gerekiyor. 1927’de İlk okul binası yapılıyor. Bu okul 1972’de restore edilip genişletiliyor. Köyde açılan Kapadokya Üniversitesi ise, köyün nüfusunu artırmış olup, turizm potansiyeli ile de tanıtımına katkı sağlamaktadır...

Osmanlı dönemi

Sinasosluların büyük bir kısmı İstanbul’a gelmiş yerleşmiş. Belli bir yaştan sonra  devamlı İstanbul’a göç oluyor. İstanbul’da iki sektörü tutmuşlar. Onlara “havyarcılar” deniyor. Rusya’dan havyar ithal ediyor ve Osmanlı’nın taşrasında ve İstanbul’da bunun satışını yapıyorlar. Aynı zamanda tuzlanmış ve kurutulmuş balık gibi her türlü deniz ürününün ticaretini yapıyorlar. Zenginlikleri buradan geliyor. İkincisi de Karadeniz’e açılan gemilerin ihtiyaçlarını karşılıyorlar, gemilere eşya ve yiyecek satıyorlar. Yine bunlardan mal alıyorlar. Bunlara da “boyacılar” deniyor. Bu iki sektörü tutmuşlar, buradan büyük bir zenginlik elde etmişler ve bunu da kasabalarında değerlendirmişler. Hem evler ve  konaklar yapmışlar, hem de kültürel yatırımlar yapmışlar. Bölgedeki bütün diğer Rum cemaatlerinden daha ileriler okullar yönünden gelişmişler.

Bu gün de Mustafapaşa (Sinasos) Köyünde açılan Kapadokya Üniversitesi ile yoğun bir öğrenci hareketliliği gözlenmektedir. Bu da farklı bir turizm potansiyeli olarak, yerli ve yabancı turistlerin de şikayet konusu olan aç gözlü ve kazıkçı esnafı memnun etmektedir.

Nevşehir Kültür ve Turizm İl Müdürülüğü ve Ürgüp Belediyesi’nin ilgisizliği sonucu; özellikle yabancı turistlere çok pahalı fiyat uygulayan bazı esnaf, taksici ve hediyelik eşya satıcıların bu kötü davranışları, Anadolu insanının konukseverliğine gölge düşürmektedir...

Devamı yarın...