İzmir'in Ödemiş ilçesindeki Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Köymen, makamında okulun iki öğrencisi tarafından öldürüldü.

Olayla ilgili iki öğrenci ile azmettirici olduğu gerekçesiyle öğrencilerden birinin babası tutuklandı. Zanlı öğrencilerden birinin ifadesi ise kan dondurdu; "Pişman değilim, yine olsa yine yapardım."

Olay gerçekten çok vahim... Ancak maalesef kamuoyunda yeterince yer bulamadı.

Öğretmenler, "Bir öğretmenin öğrencisi tarafından pompalı tüfekle öldürülmesi; öğretmenin öğrencinin kulağını çekmesi kadar gündem oluşturmadı" diyerek haklı olarak feryat ediyor.

Bir öğretmenin, iki öğrenci tarafından katledilmesi, eğer magazin programları kadar gündem olmuyorsa, bunda hepimizin suçu var...

Asıl tartışılması gereken husus, ülkemizin, okullarımızın buraya nasıl geldiğidir...

Öğretmenleri suçlamak, yargılamak için bahane arar hale geldik. En küçük bir olayda, öğretmenler şikâyet ediliyor, iftiralarla disiplin soruşturması başlatılıyor... Hatta kimi zaman ortada ciddi bir sebep yokken bile ceza davası açılıyor...

Asıl sahip çıkması gereken, etkili ve yetkili kişiler de öğretmenleri hedef gösteren açıklamalar yapıyor.

Geçmiş yıllarda bir Milli Eğitim Bakanı, "Öğretmenler gün boyu yatıyor, sabahtan akşama kadar kahvede okey oynuyor" diye açıklama yapmıştı...

"Öğretmenler iş yapmıyor, yılın 4-5 ayı yan gelip yatıyor" türünden asılsız haberler eksik olmuyor.

Bütün bu olumsuz haberler, öğrenciyi de veliyi de kinlendiriyor... 

Oluşan öfkenin patlaması da maalesef bu şekilde oluyor...

Tabii ki, her meslekte olduğu kadar öğretmenler arasında da işini iyi yapmayan vardır, olması da olağandır. Ancak bunu bütün öğretmenlere mal etmek, her fırsatta öğretmenlerin saygınlığını ayakaltına almak, korkarım daha büyük felâketler de getirebilir.

Diğer büyük bir sıkıntı, okullarda disiplin sağlanamıyor... Okul müdürleri ve disiplin kurulları gereği gibi çalıştırılmıyor. Disiplin suçu işleyen, okulda düzeni bozan öğrenciler cezalandırıldığı zaman, hemen öğretmenler ve okul aleyhine kampanya başlatılıyor. Disiplinsiz öğrencilerle ilgili gereken işlemi yapmak yerine, öğretmen ve okul müdürleri hedef tahtasına oturtuluyor.

Her şeye rağmen kuralları uygulamak isteyen ve disiplinsizliğe meydan vermeyen okul müdürleri ise bunun bedelini canıyla ödüyor...

Sınav sistemini tartışmaktan daha büyük sorunlarımız var. Öncelikle okullarda, öğretmenlerin de öğrencilerin de can güvenliğini sağlamalıyız... Öğrencilerimize, öğretmene saygıyı ve tabii ki insana saygıyı ve de hoşgörüyü öğretmeliyiz... 

Bunu başaramazsak sınav sistemini değiştirerek hiçbir yere varamayız...

****

İyi ve kötü

Yaşlı Kızılderili reisi, kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini seyrediyordu. Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı. 12 yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup dururlardı.

Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğiydi bunlar. Çocuk, kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyordu. Dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyaç duyduğunu, renklerinin neden illa da siyah ve beyaz olduğunu çok merak ediyordu. Merakla dedesine bunu sordu...

Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı:

- Onlar, benim için iki simgedir evlat.

"Neyin simgesi?" diye sordu çocuk.

- İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.

Çocuk, dedesi konuşurken; 'mücadele varsa, kazananı da olmalı' diye düşündü ve her çocuğa has, bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:

- Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?

Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa ve devam etti:

- Hangisi mi evlat? Ben, hangisini daha iyi beslersem!

***

TEBESSÜM

Mucize

Öğretmen, öğrencilerin "mucize" kelimesini bulmalarını istiyordu.

- İnsan yirminci kattan düşüp ölmezse buna ne denir?

Temel cevap verir:

- Tesadüf öğretmenim.

- Peki, insan yirminci kattan ikinci kez düşer, yine ölmezse ne denir?

- Şans.

- Peki, üçüncü kez olsa?

- Alışkanlık...

****

GÜNÜN SÖZÜ

Yaşlanarak değil, yaşayarak tecrübe kazanılır; zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır.

Peyami Safa