1 Nisan da vizyona girmeye hazırlanan "Somuncu Baba Aşkın Sırrı" sinema filmini vizyondan önce izleme şansı buldum.

Bu hafta Aksaray galası İstanbul galasından önce yapıldı ve bende galadaydım.

İlk galanın Aksaray ilimizde yapılma sebebi ise, Somuncu Babanın hayatının önemli bir döneminin bu şirin ilimizde geçmiş olması ve kabristanının da burada bulunmasıdır.

Film, manevi aşkı çok güzel bir dille, etkileyici kamera görüntüsü ve kurgusu ile gerçekten çok etkileyici olmuş.

Somuncu Baba Aşkın Sırrı sinema filminde dört mevsim anlatılmış ve her mevsim kendi döneminde çekilmiş. Yani karlı sahneler gerçekten kışın, yaz görüntüleri de gerçekten yazın çekilmiş.

Filmde hiçbir şekilde plato gibi aldatmaca görüntüler veya montaj hileleri yok. Türk tiyatrosunun ve dizilerin önemli isimleri bu filmde kamera karşısına geçti.

Furkan Palalı ve Tuvana Türkay başrollerde oynuyor. Ali Sürmeli, Altan Akışık, Altan Gördüm, Fırat Tanış, Gürkan Uygun, Saruhan Hünel, Sinan Albayrak, Suna Selen, Kenan Bal gibi saymakla bitmeyecek önemli oyuncu kadrosu var. Bu kadar önemli oyuncuları bir filmde toplamak inanın çok zor. Özellikle filmi izleyince göreceksiniz hepsinin rolleri küçük küçük.

Filmde kısa kısa rolleri olması da rağmen her bir oyuncu rollerinin tadının damaklarında kaldığını söylüyor. Bu film de genç bir dervişin ilahi aşkı arama hikayesi gönüllerimize nakış nakış işleniyor.Somuncu Babanın ilahi aşkı ararken bu yoldaki zorlu mücadelesi, ayrılık, sabır ve tevazuyu imrenerek izleyeceksiniz.

Somuncu Baba'nın aşkı arama yolunda Hicaz'dan Şam'a ve Bursa'dan Aksaray'a uzanan hikayesinde aynı zamanda bir yol hikayesine de şahitlik edeceksiniz.

Bu filmin çekilmesine öncülük yapan Aksaray Belediye Başkanı Haluk Şahin Yazgı'yı cesaretinden dolayı gerçekten kutlarım. Aynı zamanda hikayeyi kaleme alan ve filmin yönetmeni olan Kürşat Kızbaz'ı da kutlamadan geçemeyeceğim. Gerek Belediye Başkanı Haluk Bey'in gerekse Kürşat Bey'in günümüzün ticari filmlerinin arasında böylesi bir hikayeyi beyaz perdeye taşıması büyük cesaret ister.

Filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum, inanın izlemek için ödeyeceğiniz paranın hakkını fazlasıyla alacaksınız...

Bir de önemli bir hatırlatma yapmak istiyorum; ilk bakışta bu film dini bir film gibi görünse de izleyince tam olarak öyle olmadığını göreceksiniz. Sonuçta bir dervişin hayatı anlatılıyor! Bu film, unutulmuş bir takım duygularımızı bize tekrardan hatırlatacak.

SEVGİ VE HOŞGÖRÜ İLE KALIN