8 Mart Dünya Kadınlar Günü her yıl olduğu gibi bu yılda ülkemizde çeşitli etkinliklerle kutlandı. Kadın örgütleri kendilerine ikinci sınıf muamele yapılmasını, şiddete maruz kalmalarını, toplumdan dışlanmalarını protesto ettiler. Devletin en tepesi bu yıl bir değişiklik yaparak anlamlı bir organizasyona imza attı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle bir resepsiyon verdi.

Resepsiyona aralarında temizlik görevlisi, polis, şehit annesi, şehit eşi, köy korucusu, Türkiye'nin ilk kadın hava akrobasi pilotu, vali ve rektörlerin de yer aldığı yaklaşık 250 kişi katıldı. Ayrıca ülkelerindeki savaş sonrası Türkiye'ye gelen 5 Suriyeli kadında resepsiyona katılanlar arasında yer aldı.  5 mülteci kadının resepsiyonda ağırlanması Türkiye'nin mültecilere sahip çıkma konusunda dünyaya verdiği önemli bir mesaj olarak kayıtlara geçti.

Dünya Kadınlar Günü tüm dünyada kadına verilen değeri daha iyi anlamak adına kutlanmakta. Merak edenler için 8 Mart'ın ne anlama geldiğini kısaca aktaralım.  ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi Kadın daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı. 8 Mart 1857 tarihinde yaşanan bu olay Dünya Kadınlar Gününün kutlanmasına vesile oldu.

8 Mart kadınlarımıza verilen değeri anlamak adına önemli bir gün ancak bunu bir günle sınırlamak doğru değil diye düşünüyorum. Her sene 8 Martta Kadına değer vermeyi hatırlıyoruz ancak diğer günler Kadına şiddet, ayrımcılık devam ediyor. Dünya Kadınlar Gününün kutlanması bile kadına yapılan bir ayrımcılık gibi geliyor bana. Dünya Erkekler günü neden kutlanmıyor mesela çünkü kadın ezilmiş, şiddet görmüş ve toplumdan dışlanmış da ondan. O zaman Kadına değeri 1 güne sıkıştıracağımıza zihnimize sıkıştırsak daha iyi olmaz mı ?

Neyse biz yine Kadına değeri hatırlama adına konumuza geri dönelim. TÜİK 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için çok önemli bir çalışmaya imza atmış. Kadının toplumdaki yerini anlamak adına bu değerli çalışmadan bazı bilgileri sizlere aktarmak istiyorum.

Türkiye'de 78 milyon 741 bin kişilik nüfusun yarısına yakınını 39 milyon 229 bin (yüzde 49.8) ile kadınlar oluşturuyor. TÜİK'in çalışmasında en dikkat çekici başlıklardan bir tanesi eğitim seviyesine göre elde edilen ücret. Bu kategoride kadınların tüm eğitim seviyesinde erkeklerden daha düşük ücret almaları dikkat çekiyor. Türkiye genelinde ortalama yıllık gelir 19 bin 51 lira iken, bu rakam erkeklerde 20 bin 74 lira, kadınlarda ise 15 bin 681 lira düzeyinde. Okuryazar olmayan erkekler yıllık 9 bin 619 lira, kadınlar 5 bin 897 lira kazanıyor. Herhangi bir okul bitirmeyen erkekler yıllık 11 bin 533 lira kadınlar 7 bin 105 lira kazanırken, lise altı eğitimli erkeklerin 15 bin 369 liralık yıllık gelirine karşılık, kadınların geliri 8 bin 339 lirada kalıyor. Lise ve dengi okul mezunlarında da benzer şekilde erkeklerin 20 bin 760 liralık kazancına karşılık, kadınların kazancı 14 bin 33 lira düzeyindeyken, yüksek öğretim mezunlarında erkekler 35 bin 398 lira, kadınlar ise 27 bin 206 lira yıllık ortalama gelir elde ediyor.

İşsizlik oranı % 50 daha fazla…

Kadınlar tüm kategorilerde erkeklerden düşük ücret almaları bir yana, işgücüne katılım ve istihdam konularında da geride kalıyor. TÜİK'e göre Türkiye genelinde işsizlik yüzde 10.5 olarak ölçülürken, bu oran erkeklerde yüzde 9.4 düzeyinde bulunuyor. Kadınlarda ise işsizlik oranı yaklaşık erkeklerin yüzde 50 fazlası ve yüzde 13 düzeyinde. Aynı şekilde işgücüne katılım oranı Türkiye genelinde yüzde 50, erkeklerde yüzde 71.3 olmasına rağmen, kadınlarda sadece yüzde 30.3 olarak hesaplanıyor.

Benzer bir istatistik de istihdam oranlarında gözleniyor. Türkiye genelinde yüzde 45.5 olan istihdam oranı, erkeklerde yüzde 64.8, kadınlarda ise yüzde 26.7 düzeyinde.

25 yaş ve üzerindeki nüfus içinde okuryazar olmayan nüfus oranı erkeklerde yüzde 1.8 iken kadınlarda yüzde 9.2 olarak belirlendi. Yüksekokul veya fakülte mezunu nüfus oranı ise erkeklerde yüzde 16.2, kadınlarda yüzde 11.7 olarak ölçüldü.

TÜİK'in değerli çalışmasında görüldüğü gibi ülkemizde kadına verilen değer ortada. Her yıl Mart ayında bu konuyu gündeme getiriyoruz ancak kadının toplumdaki yeri önemi konusunda ne yapıyoruz? Bu soruyu kendim dahil herkese soruyorum çünkü Kadın bizi biz yapan cennetin ayaklarının altına serildiği hepimizin ortak değeri. Onları bir günde değil her gün hatırlayalım…