İznik’te gezilip görülecek yerler arasına çini atölyelerini de almanızı öneririz, o muhteşem renk cümbüşünü göz nuru, el emeğiyle birleştiren ve sizlere görsel bir şölen sunan atölyelerden geri dönüşte sevdiklerinize alacağınız harika hediyelik parçalar bulacağınızdan eminiz.

1648 yılında, İznik’e uğrayan, ünlü seyyah Evliya Çelebi; İznik’te büyük bir çarşı ve çini fırınlarının bulunduğunu yazar. 17. yüzyılın sonlarından itibaren, İznik çini sanayii ve tekniğinde duraklamalar başlar. Çünkü bu devirde Osmanlı imparatorluğunda siyasi ve askeri otorite boşluğunun ortaya çıkması ve ekonomik krizin yaşanmasına paralel olarak, sarayın mimari faaliyetlerinde de azalma başlar. Dolayısıyla sarayın, İznik çini yapımcıları üzerindeki himayesi de kaybolur. Böylece, İznik çini sanatı, eski parlak dönemlerindeki önemini maalesef yitirir.

İznik ilçesine bağlı 37 adet köy bulunmaktadır. Bunlar: Elbeyli, Boyalıca Aydınlar, Bayındır, Çakırca, Çam dibi, Çamoluk, Çandarlı, Çiçekli, Derbent, Dere köy, Dramalı, Elmalı, Göllüce, Hürmüzlü, Hacı Osman, Hisar dere, Hoca köy, İhsaniye, İncikli, Karatekin, Kaynarca, Kırıntı, Kutluca, Mahmudiye, Mecidiye, Mustafalı, Müşküle, Nükhetiyle, Orhaniye, Osmaniye, Ömerli, Sansara, Sarıağı, Süleymaniye, Şerefiye, Tacir, Yeni şerefiye ve Yürüklerdir.

SANSARA KANYONU

İznik’in bir diğer gizli kalmış cevheri de Sansara Kanyonu. Burası da doğa yürüyüşü ve sonrasında yüzmek için harika yerler. İznik’e bağlı Sansara Köyü içinde bulunan kanyon, toplamda 7 kilometrelik içinde yaz aylarında yüzülebilecek havuzcukları ve 1,7 kilometrelik çok da kolay olmayan orta seviyede bir parkuru olan orman içinde bir kanyon. Kanyonun içinden geçtiği Sansara Köyü de 500 yıllık bir Osmanlı köyü. Bu köyden geçerken geleneksel olarak odun ateşinde pişen çaydan içmeden yola devam etmeyin deriz.

Yöresel halkın geçim kaynağı, çinicilik, zeytincilik, balıkçılık, sebze ve meyveciliktir. Kestanesi ile de anılması gerekir İznik’in; ilk kestane şekerinin buradan çıktığı pek bilinmemektedir. İznik çevresindeki köylerde yetiştirdikleri yerli ürünleri, bilhassa lezzeti çok konuşulan zeytin, üzüm, domates, biberi, taze, taze getiren pazarcılar büyük rağbet görüyor ve pazar çok kalabalık oluyor.

İsmini bulunduğu antik kentten alan İznik gölünden iki satırla anlatıp geçmek olmaz. Göl üzerindeki gün batımını izlerken, ruhunuzun dinlendiğini başka bir boyuta geçtiğinizi hissedeceksiniz, ressamları kıskandıracak kadar muhteşem bir tablo, hele gün batımını göl üzerinde kano ile gezerken izlerseniz aşık olmamanız mümkün değil. Bir de İznik gölünün içinde batık BAZİLİKA yattığını, dünyanın en önemli 10 keşfi arasında yer aldığının düşünüldüğünü varsayarsanız büyülenmemeniz mümkün değil.

Akşam oldu ve maalesef geri dönme vakti geldi, buraya gelmişken İznik’in yöresel yemeklerinin tadına bakmadan, akşam yemeği yemeden tabi ki dönülmez İznik’te yöresel yemek çeşitleri denilince ilk akla gelen muhteşem tadıyla İznik köftesi ön sırada yer alıyor… Köfte yanında acı ezme, salata ve köy ekmeğiyle servis ediliyor harika bir lezzet. Istakoz güveci, sazan balığı çorbası, yayın balığı, şiş veya buğulama, kerevit salatası ve kerevit güveç İznik Gölü çevresinde bulunan lokantalarda tadılabilecek yiyecek türleri olarak sayılabilir.

Gölün etrafındaki lokantalarda kendinize şöyle; hele ki gün batımını yakalarsanız unutulmayacak anılarınız arasına katacağınız muhteşem bir ziyafet çekmeden kesinlikle dönmeyin deriz.

İznik’e yeniden gelmek için pek çok nedeniniz vardır… Öyleyse, gezi takviminize İznik’i işaretlemeyi unutmayınız. Bizden söylemesi… Hoşça kalınız. Yolunuz ve bahtınız açık olsun…

Son...