İYİ Parti'nin 1. Olağan Kongresi sonrası yapılan açıklamalar ve ortaya çıkan tablo partiye olan ilginin giderek arttığını gösteriyor. Kurmaylardan Koray Aydın "Seçim sathına girildiğinde oylarımız daha da yükselecek "derken, Ümit Özdağ da " Demokrasi mücadelemiz için güvencemiz millet" açıklamasını yapıyor.

PİAR Kamuoyu Araştırma Grubu'nun son yaptığı ankette de İYİ Parti'nin yükselişini görüyoruz.

Türkiye genelini temsil eden 26 ilde, yaş ve cinsiyet kotası kullanılarak 5 bin 620 seçmenle yüz yüze görüşerek yapılan ankete göre, iktidar partisinde büyük bir gerileme yaşanırken, İYİ Parti'nin yükselişi göze çarpıyor.

Bugünlerde muhalefet partilerinin de bir ittifak çalışması var. Bu çalışma içinde olanlar kendi Cumhurbaşkanı adaylarını çıkaracaklar ama % 50+1'i aşabilmek için de böyle bir ittifakın kaçınılmaz olduğu görülüyor.

Daha önce yazmıştık:

İYİ Parti ile Saadet Partisi'nin bir ittifakla seçimlere girmesi iktidardaki AK Parti'nin oylarında daha da erimeye neden olabileceği hesaplanıyor.

SP'nin tabanının, böyle bir ittifakın olması halinde daha önce AK Parti'ye oy verenlerin yeniden partiye dönebileceğini gösteriyor. Bu nedenle İYİ Parti-SP ittifakı önem kazanıyor.

PİAR Araştırma Danışmanlık firması 6-18 Mart tarihlerinde yaptıkları kamuoyu araştırmasını açıkladı. Bu açıklamanın detaylarına birlikte bakalım:

Araştırmaya göre, 1 Kasım'da AKP'ye oy verenlerin yüzde 63'ü Recep Tayyip Erdoğan'a oy vereceğini belirtirken, her 5 MHP seçmeninden yalnızca 1'i Erdoğan'a oy vereceğini söylüyor. Buna göre Cumhur İttifakı MHP tabanında tam anlamıyla karşılık bulamıyor.

Öte yandan MHP seçmenlerinin yarıdan fazlasının Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda Meral Akşener'e oy vereceğini söylüyor olması da bu durumu doğruluyor.

CHP adayının henüz belli olmaması ve sol parti adayının sağ seçmenden çok fazla oy alamayacağının düşünülmesi sebebiyle "CHP adayına oy veririm" diyenlerin oranının CHP'ye oy verenlerin oldukça altında seyretmesine sebep oluyor.

Ankete göre, "İYİ Parti en fazla oyu CHP'den alıyor" algısının doğru olmadığı ortaya çıkıyor. İYİ Parti, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 1 Kasım'daki oylarının yüzde 14'ünü alıyor. Bu durumda Adalet ve Kalkınma Partisi, İYİ Parti'ye yaklaşık 7 puan kaybederken, CHP yaklaşık 4, MHP ise 6 puan kaybedecektir.

Sadece oy oranlarına bakarak değil, reel oylara bakılarak yapılacak tespitler doğru olacaktır. Diğer yandan partisine en sadık seçmen grubu olarak HDP seçmenleri göze çarpıyor. Ankete göre, AKP ve MHP oy toplamı 45,4 iken ittifaka oy vereceklerin oranı 43-44 civarında görülüyor.

Bu tablo MHP seçmeninin bir kısmının ittifaka oy vermeyeceğini, AKP seçmenlerinin ise milliyetçi olmayanlar ile Kürt kökenli olanlarının bir kısmının MHP ittifakına sıcak bakmadığını gösteriyor.

Muhalefet için en verimli ittifak modelin ise CHP ve HDP'nin ayrı ayrı seçime girmesi, İYİ Parti'nin ise Saadet Partisi'yle ittifak kurması olduğu görünüyor. Zira Adalet ve Kalkınma Partisinden oy almanın en kolay yolu Saadet Partisi'nin baraj sorununu ortadan kaldırmak olacaktır.

Bu arada Saadet Partisi, CHP'nin de içerisinde olduğu bir ittifaka girmesi durumunda, Adalet ve Kalkınma Partisi'nden alması muhtemel oyları alamayacaktır. CHP ve HDP ittifak kurdukları takdirde toplam oylarından çok çok az da olsa kayıp vereceklerinden bu ittifak modelinin gerçekleşme ihtimali düşüktü .

Muhalefetin birinci partisi olma konumunu kaybetme baskısıyla CHP yönetiminin HDP ile bir ittifak modeline son anda evet deme ihtimali de vardır. Sonuç olarak İYİ Parti'nin Saadet Partisi ile ittifak halinde seçime girmesi Cumhur İttifakı'nın Meclis çoğunluğunu kaybetmesine sebep olacaktır. Bu durum ise Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda çıkacak sonucu doğrudan ve çok güçlü bir biçimde etkileyecektir.

Çıkan sonuçlar, AK Parti-MHP ittifakının % 50+1'i kolayca bulamayacağını gösteriyor. Yapılan açıklamalarda da "Zaten sonuçlar istenildiği gibi olsa, hemen erken seçime gidilir" deniliyor.

Bugün erken seçime gidilmemesinin de nedeni olarak ittifak yapanların % 50+1'i bulamadıklarından kaynaklandığı ifade ediliyor. Böyle bir tablo karşısında da "Erken seçim kolay kolay olmaz" deniliyor.