Bazen iş çıkış saatlerine denk gelen trafik ile boğuşmak, bazen yoğun iş temposundan dolayı devamlı stres halinde olan insanlar ile uğraşmak. Bir yandan da her şeye kolay ulaşmak, 24 saat yaşamaya devam etmek için çaba harcayan bir şehirde her daim canlı bir hayata tutunmak. Çoğu zaman şehirden şikâyet eden insanları gördükçe, yakın duraklara kaçmanın insanı yenilediğini ve bu şehirde yaşamaya devam etmek için enerji toplamak gerektiğine inanıyorum. Bu pazar sizler ve kendim için şehire çok yakın alternatifleri araştırdım.

Bahar Yaklaşırken Ağva

Özellikle motor kullandığımız dönemlerde sık sık ziyaret ettiğimiz Ağva’nın İstanbul’a bu kadar yakın olması gerçekten bulunmaz nimet. Eğer aracınız yok ise gitmenin bir parça zor olduğu bu doğa harikası bölge bahar yaklaşırken bir kez daha görülmeyi hak ediyor. İstanbul'da YaşamakYemyeşil yolları görür görmez şehrin betonarme görüntüsünden kurtulup derin bir nefes aldığınızı hissediyorsunuz. Ve yolculuğunuz başlamış oluyor. Hafta sonu kaçamak yapmak isteyenlerin çoğalmasından ötürü bazen gerçekten de kalabalık olsa da Şile’ye bağlı olan Ağva’nın kendine has bir naifliği ve güzelliği var. Aslında Ağva muhteşem doğası ve şehre yakınlığının yanı sıra tarih boyunca Hititler, Frigler, Romalılar ve Osmanlılar gibi birçok uygarlığın geçiş yeri olmuş. M.Ö. 7. yüzyıla dayanan tarihi kalıntıları görmek isterseniz Ağva'ya bağlı civar köyleri de keşfe çıkmalısınız. Kalem Köy'de Romalılara ait kilise kalıntıları ve mezar taşları, Hacıllı Köyü'nde, 3. yüzyıl sonu, 4.yüzyıl başlarında bulunan Gürlek Mağarası, Hisar Tepe'de bulunan kale kalıntısı, Sungurlu Mahallesi’ndeki dağ değirmeni ilk görülmesi gereken yerlerden. Ağva'ya 14. yüzyılın ikinci yarısında Konya, Karaman ve Balıkesir'den gelen Türkmen boyları yerleşmiş. Bugünkü Ağvalılar da doğal olarak aynı Türkmen boylarının sonraki nesilleri olmuş.

Ağva, Latince "iki dere arasına kurulmuş köy" ve "su" anlamına geliyor. İstanbul'un kuzeyinde, Göksu ve Yeşilçay derelerinin ortasında bir sahil kasabası. Göksu ve Yeşilçay dereleri Ağva'dan geçip Karadeniz'e dökülüyor. İstanbul'da YaşamakYeşilçay balıkçı teknelerinin mekânı. Göksu kıyısında ise oteller var. Derelerde kano veya deniz bisikleti ile gezinti yapılabiliyor. Motorlu teknelerle birkaç saatlik gezintiler organize edilebiliyor. Hatta son yılarda doğayı seven birçok çift düğünlerini bu güzel ortamda yapmayı tercih ediyor. Aslında 4 mevsim gidilebilecek bir yer olan Ağva yaz aylarında deniz keyfini sevenlere, 3 kilometrelik güzel plajı ile de çare oluyor. Altın sarısı, ince kumlu Ağva sahili yazında şehirden kaçıp küçük tatilcikler yapmanız için ideal. Yerleşim, sahilden uzakta, çam ağaçlarının arkasında olduğu için deniz ve sahil genel olarak tertemiz. Ağva'ya sadece 10-15 dakika mesafede bulunan ve Kandıra yolundan sapılarak gidilen Kadırga ve Kimlikli Koyları'nda gönlünüzce piknik yapabilir, bir yandan da denize girebilirsiniz.

Evcil Hayvan Kabul Eden Picco Mondo

Benim için bir otelde kendimi rahat hissetmenin dışında aradığım bazı özellikler var. Mümkünse güzel manzaraya sahip olması, güleryüzlü çalışanların hizmet vermesi, lezzetli yemeklerin servis edilmesi ve evcil hayvan kabul edilmesi gerekiyor. Picco Mondo tam olarak bu bahsettiklerimin hepsine sahip bir otel. Yemyeşil doğanın içerisinde, Göksu’nun kıyısında konumlandırılmış otel Ağva sahilinden 300 metre uzaklıkta bulunuyor.

Bir aile işletmesi olan Picco Mondo Osmanlı tarzı dikkat çekici cumbalı ev modelinde odalara da sahip. Toplamda 20 odası bulunan otelin bazı odalarında nehir, bazı odalarında dağ manzarası var. Keyifli ve huzurlu olan bu otelde odalarınızı evcil hayvanlarınız ile paylaşabiliyorsunuz. İster hamağınıza uzanıp ne zamandır okumak istediğiniz ama fırsat bulamadığınız belki de kafanızı bir türlü dingileştiremediğiniz için okumayı ertelediğiniz kitabınızı okuyabilir, ister otelin ağaç iskelesinin üzerinde kurulan masalarda bir şeyler atıştırabilir, isterseniz de şömine önünde keyif yapabilirsiniz.

Oksijeni Bol Kandıra

İstanbul’un karmaşasından uzaklaşmak ve yakın bir yerlere kaçamak yapmak isteyenlere ikinci önerim Kandıra. Kandıra’nın ben de biraz daha farklı bir yeri vardır. Çünkü üniversite yıllarımın bir kısmını orada geçirmiştim. Kandıra’nın henüz keşdefilmediği yıllarda ailemle Kerpe’de yazlık kiralayıp tüm yazımı geçirmişliğim de vardır. Yaz aylarında, özellikle hafta sonun da çok fazla kalabalık olduğu için artık tercih etmesem de bahar aylarında kaçamak yapmak için ideal bir belde. Kocaeli’nin sahil kesiminde olan bu ilçenin Karadeniz sahillerinde çok güzel koylar bulunuyor. Benim favorim Kerpe. İzmit’in sanayileşmeden payını almayan ender yerlerinden olan Kandıra’ya gittiğinizde önce meşhur Kandıra yoğurduğunu tatmanızı öneririm. Normal yoğurtlardan biraz daha sulu olarak imal edilen bu yoğurt lezzeti ve hafifliği ile aslında tüm Türkiye’de değer görmeyi hak ediyor. Kandıra’da zaman biraz yavaş akar. Çok fazla yapacak bir şey yoktur. Kandıra’dan Kerpe’ye giden yol bol yeşillik ve çam ağaçları ile süslü. Sanki şu tuvallerde gördüğümüz yollar gibi.

İstanbul'da YaşamakSahilleri ile ünlü Kandıra’nın en başlıca koyları Cebeci, Bağırganlı, Kefken, Kumcağız veya Kerpe. Küçük, sevimli balıkçı teknelerinin sahile getirip sattığı taze balıklar ve hemen oracıkta mangal yapma imkanı bence çok güzel. Aslında şehir hayatında bunaldığımızı söylüyoruz ama kendimize ve sevdiklerimize böyle küçük mutlu anlar yaratmıyoruz. Biraz zaman, emek ve çaba ile neler yapılabilir oysa.

Oksijeni bol Kandıra’ya gitmişken Karadeniz’in tek yerleşim adası Kefken’i de görmek lazım. Kale surları, sarnıç kalıntıları ve deniz feneri de ziyaretinizden nasibini almalı. Adını civardaki kayaların renginden alan Kefken Pembe Kayalar’a uğradığınızda, bu kayaların İstanbul’a getirilip Sultanahmet Camisi dahil birçok camide kullanıldığını da unutmayın.

Denizin Yanı Başında Lidya Beach

Kerpe’de bulunan Lidya Beach Hotel, hemen deniz kenarına konumlandırılmış ve kendine ait bir plajı bulunuyor. İçerisinde sabah ve akşam yemekleriniz için tercih edebileceğiniz restaurantlar da var. Özellikle gece deniz manzarasına karşı uyumak çok güzel. İstanbul'da YaşamakOtelde gece klubü, barlar, çeşitli oyun imkanları, kapalı havuz, kuaför, sauna ve masaj imkanları da bulunuyor. Havalar ısındığında gitmeyi tercih ederseniz eğer tüm gün, Kandıra güneşinde denizin kenarında minderlerin üzerinde güneşlenebilir, öğle yemeği için bir yürüyüş yaparak Kerpe merkezde bulunan çay bahçelerini ve mini restaurantları tercih edebilir ve tekrar yürüyerek otelinize dönüş yaparak keyfinize devam edebilirsiniz.

Kişisel olarak ben bir yere gittiğimde otelde de kalıyor olsam, otelde tüm imkanlar da olsa çevreyi dolaşmayı, kaldığım beldenin insanlarını gözlemlemeyi, başka bölgelerini ziyaret etmeyi çok seviyorum. Bu nedenle size tavsiyem gittiğiniz bölgelerde, her şey dahil tatil anlayışı hüküm sürse dahi etrafı görmeden, yeni lezzetler tatmadan dönmemeniz gerektiği. Hayat ve tatil anlayışının gelişmesi, bu küçük tatil içinde tatil kaçamaklarında gizli.

Müge Anlı’nın Sevgi İzi Projesi

Hafta içi zevkle izlediğim, benim de meslektaşım olan ve yaptığı her işte son derece başarılı bulduğum Müge Anlı’nın Sevgi İzi projesi son yıllarda gördüğüm en güzel proje. Kendim dahil yakın çevremde bulunan herkese şevkle anlattığım ve en kısa zamanda kendi dövmemi de İstanbul'da Yaşamakyaptıracağım bu proje; zihinsel engelli, alzheimer veya benzeri rahatsızlıkları bulunan yakınlarımızın bir gün aniden gözümüzün önünden kaybolacağı korkusunu ortadan kaldırıyor. Küçücük bir rakamı dövme olarak kolunuza işleterek siz de kendinizce önleminizi alabilirsiniz. İşlenecek rakamlar belirli bir sistemde toplanarak, hangi rakamın hangi kişiye ait olduğu kolaylıkla anlaşılabiliyor ve kaybolan insanların çeşitli prosedürler ile zaman kaybetmeden ailesine kavuşması hedefleniyor. Gönüllü olarak dövmeci olmak için ya da proje hakkında detaylı bilgi edinmek isterseniz www.benibuldular.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Yaptığı işlerle ülkemize çok büyük faydaları olduğunan inandığım Müge Anlı’yı bir kere de buradan takdir etmek ve teşekkür etmek istiyorum. İyiliğin ve yardımseverliğin unutulduğu şu günlerde hepimize yeni bir ufuk açtığı için başarılarının devamını canı gönülden diliyorum.

Yedikule Hayvan Barınağı

Madem bugün yardımseverlikten konuyu açtım, bir konuya daha değinmek istiyorum. Yedikule Hayvan Barınağı Türkiye’nin en iyi organize edilen ve yönetilen barınaklarından biri. Barınak gönüllüsü ve yöneticisi Meral Olcay’ın geçen hafta sosyal medyada yaptığı bir çağrı ile kendilerine küçücük bir yardımım oldu ve bu minik yardım günlük telaşımın arasında kendimi iyi hissetmemi sağladı. İstanbul'da YaşamakKemik kanseri hastası bir köpeğin tıp tedavilerine artık yanıt vermeyişinden ötürü yapılan çağrıda bu hasta köpeğimiz için paça çorbası isteniyordu. Kulağa biraz garip geldiğinin farkındayım. Fakat çocuk felci geçirdiğim dönemde günde 7 litreye varan çorba içmişliğim, yine eşimin motor kazası nedeni ile kırılan femur kemiğinin iyileşme döneminde bol bol paça çorbası yapmışlığım olan ben, bu çorbanin bu tip tedavilerde şifa olduğuna inanıyorum. Bu nedenle barınağa yakın bir lokantadan hasta köpek için çorba sipariş ederek onlara ulaşmasını sağladım. Siz de ister çiğ olarak paketleterek barınağa malzeme ulaştırabilir, isterseniz Zeytinburnu’nda bulunan Saruhan Gurme’den çorba siparişi verebilirsiniz. Tüm bu güzelliklerin ve hayvanlar için çaba veren bu insanların da yardıma ihtiyacı olduğunu unutmayalım. Aynı zamanda siparişim için telefon ederek köpek adına teşekkür eden Saruhan Gurme’yi de unutmamak gerek. Güzel insanlar, güzel işler yapıyor, katkımızı esirgemeyelim.