Kapalıçarşı'nın ünü Gramofon babası tam 60 yıldır gramofonlara can veriyor. Kapalıçarşı Lütfullah Kapısı'ndan girdiğiniz zaman sizi karşılayan mütevazi dükkanı size kısa bir nostalji turu yaptırıyor. Duvarlarda asılı olan eski gazete küpürleri ve fotoğraflar sizi bambaşka diyarlara götürüyor. Dükkan camında ise gelenleri 5 dakikadan fazla rahatsız etmeyiniz yazılı bir tabela karşılıyor. 'Beş metrekare dükkanımda kocaman bir dünyam var'diyen Öztekin işini büyük bir aşkla yaptığını söylüyor. Gramofonları anlatırken gözlerinin içi gülen Öztekin, teknoloji ile nasıl mücadele ettiğinden kanser ile savaşına kadar her şeyi bize anlatıyor.

ÇIRAKLIKTAN BAŞLAMIŞ

Gramofonların hayatında çok özel bir yeri olduğunu söyleyen Öztekin, bu mesleğe hayatını adamış. Babasının yanında çırak olarak başladığı mesleğinde bugün yarım asırı geride bırakan Öztekin'in en büyük yardımcısı ise işine olan tutkusu ile eşinin destekleri olmuş. Gramofonların eskiden çok değerli olduğunu ve her evde bulunmadığını aktaran Öztekin, "Gramofonlarıma çocuklarım gibi baktım. Her parçası benim için çok kıymetli ve çok özeldir. Şimdilerde televizyonlar neyse gramofonlar da o dönemler için oydu. Sonrasında teknoloji ilerledikçe gramofonlar çatı aralarına atıldı o da yetmedi çöpe gönderildi. Gramofonun kıymetini bilen bir avuç insan kaldık" diyor.

USTALIK TÜKENİYOR

Uzun yıllardır çırak bulamamaktan şikayet eden Gramofon ustası Mehmet Öztekin, "Eskiden aileler çocuklarına altın bilezik olsun diye mutlaka bir ustanın yanına çırak olarak verirlerdi. Şimdilerde çocuklar yıllarca okuyor fakat gene de işsiz kalıyor. Okul bitirince sudan çıkmış balığa dönüyorlar. Günümüzde artık ustalar da çıraklar da azaldı. Gramofonlara verilen önem de her geçen gün düşüyor" ifadelerini kullandı.

ÇİN MALINA PLAK YOK

Aynı zamanda taş plak da satan Öztekin, "Dükkanıma gelen herkesi önce bir elekten geçiriyorum. Gramofonları gerçekten seviyor mu, onlara önem veriyor mu? Plakları nerede çalacaklarını da mutlaka soruyorum. Geçtiğimiz günlerde Çin malı bir gramofonda plaklarımı çalmak isteyen bir kişiye, plaklarımı satmadım. Çin malı cihazı olana plak satılır mı yahu?" diyor.

Mütevazi dükkanından bir gün ayrı kalsa özlediğini belirten Öztekin, "Ben bu dükkan sayesinde kanseri yendim, hayata tutunmayı başardım. Bir gün ayrı kalsam bile çok özlüyorum" diyor. Dükkanına olan ilgisini eşinin kıskanıp kıskanmadığını sorduğumuz Öztekin, "Ben şanslı bir insanım. Eşim de benimle aynı aşka meşk etti. O da gramofonları çok seviyor hatta üzerindeki çiçeklerini o yapıyor" dedi.


Sibel GÜLERSÖYLER / ÖZEL HABER