Malum Türkiye seçim atmosferinde... Biz de zaman zaman kulislere dikkat kesilip, partilerin kimi nereden aday göstereceğini öğrenmeye çalışıyoruz. Bu seçim gerçekten çekişmeli geçeceğe benziyor. Zira hâlâ partilerin İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve kritik ilçelerdeki adaylarıyla ilgili ses soluk çıkmıyor. Hatta çoğu ilçede kendi partilerinden rakip olacak aday adaylarından haberdar olmayan isimler var. Kulislerde adı geçen ya da aday adaylıklarını açıklayan isimlerle kimi zaman biraraya gelip sohbetler ediyoruz. Bu isimlerden biri de Sarıyer İlçe Başkanı Salih Bayraktar. Partisinin ismini yazmamamın nedeni Bayraktar'ın Sarıyer'de partisiyle değil, kişiliğiyle tanınmış olmasından. Sarıyer'de, kendisiyle aynı siyasi düşünceye sahip olmayanların bile sevdiği, saydığı, yardımsever olarak bildiği bir isim Salih Bayraktar. Özellikle seçim atmosferine girildiğinden bugüne kadar herkes tarafından adı telaffuz edilen ve belediye başkanlık koltuğunda görmek isteyenlerin sesine kulak verip başkanla tanışmak için kapısını çaldık. Çay, kahve eşliğinde deniz manzarasında sıcak bir sohbet ettik. Salih Bayraktar, birkaç kuşaktır Sarıyerli ve tam bir Sarıyer aşığı. Bir ilçe başkanından öte belediye başkanı gibi çalışan, bir gün cenazede, bir gün pazar esnafının yanında, başka bir gün molozların üstünden atlayarak yardıma ihtiyacı olan birine koşturan, terleyen bir başkan.

* * *

Makamında oturmaması, sürekli sokakta olması onun "yeni" Sarıyerliler tarafından bile tanınmasını sağlamış. Yalılardan gecekondulara, Sarıyer'in tepelerine yapılan yeni yapılarda oturanlardan kenar mahallelere kadar herkesin yakından tanıdığı bildiği bir isim. Salih Bayraktar, imar barışı fikrini ortaya atan ilk isimlerden ve bu konuda ekibiyle birlikte kapsamlı bir çalışma yapmış. Sarıyer'de aşağı yukarı 70 bin başvurunun hatta tüm Türkiye'nin "kaçak" röntgenini çekmek için elinden geleni yapmış. Bir şehir planlamacısı gibi ilginç fikirleri var. Örneğin Boğaz öngörünümünde yer alan binaların; İstanbul'un hatta Türkiye'nin zenginliklerinden olan yalı ve köşklerle aynı hizada ve tek tip olmasını savunuyor. Her yer yeşil alan olsun, çocuklar koşup oynasın, aileler, gençler Sarıyer'de sürekli tatil havasındaymış gibi yaşasın istiyor. Yüzlerce yıldır bir arada yaşayan Müslüman, Yahudi, Hıristiyan komşuların yine biraraya gelmesini ve eskiden olduğu gibi kültürlerini paylaşmasını hayal ediyor. Sinagog, havra, kilise, cami açısından oldukça zengin bir ilçe olan Sarıyer, hizmete boğulsun istiyor. Güzel şeyler bunlar, kim istemez ki!

* * *

Hayalleri var ama Sarıyer'le sınırlı değil, İstanbul'da ne kadar kaçak yapı, haksız edinilmiş mal varsa kayıt altına alınmasını istemesinin nedeni bu. Özellikle Hazine arazileri üzerine yapılmış kaçak yapılar canını sıkıyor ancak onun için de bir fikri var Salih Başkanın. Tüm sohbet boyunca söyleyeceği hiçbir şeyi unutmamak için bir o konuyu bir bu konuyu açıyor. Gözleri parlıyor, çocuk üniversitesi, çocuk eğlence ve eğitim kampı, sokak hayvanları için yerden ısıtmalı 5 yıldızlı hastane vs. örgütünün en önemli başarılarından... İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle hayata geçen bu yapıları sık sık ziyaret edip ne durumda olduğunu kontrol ediyor. Sadece Salih Başkan değil, tüm ilçe teşkilatı arı gibi çalışıyor ve tüm bunlar gönüllülük esasına göre gerçekleşiyor. "Sarıyer için yapılacak çok şey var" diyor Salih Başkan. Ancak tüm bu sohbete ve fikirlere rağmen bir türlü belediye başkanlığı koltuğuna talip olup olmadığını söylemiyor. "Verilen her görevi yaparız. Kimin nerede duracağına halk karar verir. O yüzden bir şey söylemem doğru olmaz" diyor. Kim bilir hayalleri Sarıyer'le sınırlı olmayan Salih Başkanı, belki bir son dakika sürpriziyle Sarıyer hatta Büyükşehir Belediyesine aday görürüz. Bu arada bilmeyenler, bilmek isteyenler için söyleyelim Salih Bayraktar, doğma büyüme bir Sarıyer çocuğu, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ise ilçe başkanı...