Yeni düzenlemelerle hızlanması beklenen kentsel dönüşüm sürecinde yıkılan binalarda bulunan kanserojen madde asbestin oluşturduğu riskler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi'ne taşındı. Bahçelievler Belediye Meclis Üyesi Mehmet Berke Merter, iki ilçe dışında yıkılan binalardaki asbeste karşı önlem alınmadığını belirterek, belediyeleri göreve çağırdı. 

İKİ İLÇEDE ÖNLEM ALINMIŞ

İstanbul'da asbest ve tehlikeli atıklar bulunduran binaların yıkımında sadece 2 ilçede önlem alınmış. Kadıköy ve Maltepe Belediyeleri, yıkımı yapılacak binalar için "asbestten ve zararlı atıklardan temizlenme" şartı getirdi. Belediyenin koyduğu standartlar yerine getirilmeden, bina yıkım ruhsatı verilmiyor. Ancak, İstanbul'un hızla gelişen ve kentsel dönüşüm kapsamında binaları yenilenen diğer ilçelerde kansorojen madde olan asbeste karşı alınan herhangi bir önlem bulunmuyor. İnşaat atıklarının rastgele, ormanlara döküldüğü gerçeği de gözönüne alındığında, kanserojen madde olan asbest halk sağlığı için büyük tehdit oluşturuyor. 

ESKİ BİNALARDA VAR

Asbest, 1980 yılından önce yapılmış hemen hemen tüm binalarda bulunan tehlikeli bir madde. Özellikle binalardaki atık su giderleri için "künk" yapımında kullanılan asbest, kontrolsüz bina yıkımı sırasında molozların arasında liflere ayrılarak dağılıyor. Özel önlem alınmadan yapılan yıkımlarla çevreye saçılan asbest, kansorojen etkisini toprakta ve havada sürdürmeye devam ediyor. Asbestli inşaat atığının döküldüğü alanlar, kanser saçmayı sürdürüyor.

İBB MECLİSİ'NE ÖNERGE

Konu ile ilgili çalışmalar yürüten Bahçelievler Belediyesi ve İBB Meclisi CHP Üyesi Mehmet Berke Merter, kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan bazı binaları yerinde inceleyerek fotoğrafladı, meclise sundu, dünyada başka ülkelerin yaptığı çalışmaları örnek gösterdi ve hazırladığı yazılı soru önergesinde yıkılan binalardaki kanserojen madde olan asbestin tehlikelerine dikkat çekti. 

"Kentsel dönüşüm İstanbulluları depremin getirdiği risklerden korumak için şart, ama bir tehlikeden kaçarken acaba başka büyük bir tehditle karşı karşıya mı kalıyoruz? sorusunu sormak gerekir" diyerek tehdide dikkat çeken Merter, belediyeleri göreve çağırdığı önergesinde şunları söyledi:

GÖREVE ÇAĞIRDI

"İstanbul'da şimdiye kadar Kadıköy ve Maltepe bu büyük sağlık tehdidini ciddiye almış görünüyorlar. Kadıköy Belediyesi, kentsel dönüşüm faaliyetlerinin yoğun devam ettiği ilçede, eski binaların yıkımı sırasında halk sağlığını tehlikeye atabilecek asbest gibi kanserojen maddelerin temizlenmesi zorunluluğu getirdi. İnsana, çevreye, doğaya ve yer altı sularına oldukça zarar veren asbest için İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere ve bütün ilçe belediyelerimizi asbest konusunu daha ciddiye almalarını ve İstanbul halkını bu sağlık tehdidine karşı korumaya davet ediyoruz" dedi.
Önerge, Berke Merter, Hasan Tapan, Seyit Ali Aydoğmuş, Şenol Yolbir ve Musa Keleş'in de imzası ile başkanlığa sunuldu, sonrasında da oy birliği ile  başkanlık makamına havale edildi.

ASBEST KULLANIMI AVRUPA'DA YASAK

Avrupa Birliği'nin 1999 tarihinden itibaren uyguladığı direktifle (1999/77/EC) Avrupa Birliği ülkelerinde asbestin kullanımının ve pazarlanmasının yasaklanması yoluna gidilmiştir. Direktifin tüm üye ülkeler için 1 Ocak 2005 tarihinde yürürlüğe girmesiyle Avrupa Birliği'nde asbest yasağı başlamıştır. Türkiye'de de 2008 yılından itibaren asbest kullanımı kontrol altına alınmış. Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, kansere neden olan asbestin, Türkiye'de üretim, kullanım, piyasa arzı ile asbest içeren eşyaların piyasaya arzını 31 Aralık 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yasakladı. Yasak ülkemize gelene kadar Türkiye'de 500 bin ton asbestli ürünün kullanıldığı öğrenildi. Şu an da eski binalarımızın içindeki asbest bir zaman bombası gibi yerinde sayıyor.

Asbestin tehlikelerine dikkat çeken uzmanlar, solunum yolu ya da içme suyu ile vücuda girebildiğini ve cilde de nüfuz edebildiğini belirtiyor. Asbestin neden olduğu hastalıkların bazıları, akciğer zarları arasında sıvı toplanması, kireçlenme, akciğer zarı kalınlaşması ve akciğer dokusunda bağ dokusu oluşumu olarak gösteriliyor. Asbestden dolayı en sık akciğer kanseri ve malin mezotelyoma olarak adlandırılan akciğer zarı kanseri ile karşılaşılıyor. Asbestin solunduktan sonra etkisinin hemen çıkmadığını belirten uzmanlar, hastalığın sinsi olduğunun 10-40 yıl arasında bir süreçte gelişebildiğinin altını çiziyor. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC)'nın yaptığı araştırmaya göre, kanserojen maddeler listesinde asbest maddesi, "kesin kanserojen" tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırılıyor. 

Uzmanlar, 1990 yılından önce yapılan her binada asbest olduğu uyarısında bulunuyor. 

Sibel GÜLERSÖYLER / ÖZEL HABER