Megakent İstanbul'da motorlu araç sayısının hızla artması yanında plansız kentleşme yüzünden adım atacak yer kalmadı. 3 milyon 571 bin kayıtlı motorlu aracın bulunduğu şehirde, yeterince otopark bulunmadığı için kaldırımlar otopark olarak kullanılıyor. Sağlı sollu kaldırımlara park eden araçlar yüzünden yola yürüyen yayalar sık sık kazalara hedef oluyor. Otopark olarak işgal edilmeyen yerlerde ise, kaldırımlar masa-sandalye ve satış tezgahıyla işgal ediliyor. Nüfusu yoğun ilçelerde yayalar yürüyecek kaldırım bulamıyor. Bazı ilçelerde ise Belediye tarafından "işgaliye bedeli" alınarak kiraya verilen kaldırımlar restoranlara tahsis ediliyor. Mallarını kaldırıma çıkararak satanlara ise cüzzi bir para cezası kesiliyor. 

YAYALAR RİSK ALTINDA

Her geçen gün aldığı göçler ile dev bir ülke haline dönen İstanbul'da nüfus artışı ile birlikte araç kullanan vatandaşların sayısı da hızla artıyor. Hızla artan araç sayısına otoparklar yetersiz kalınca, çoğu vatandaş yayaların hakkı olan kaldırımlara park etmeyi çare olarak görüyor. Kaldırımlara park eden araçlar, özellikle yaşlı, bebek arabalı veya engelli aracı ile seyahat eden yayalara büyük zorluk çıkartıyor. Yayalar her an risk altında olduklarını belirterek, bu sorunun çözülmesini talep ediyor.

İstanbul'da 3 milyon 571 bin kayıtlı araç bulunuyor. Yılın ilk 4 ayındaki trafik kazaları geçen yılın ilk dört ayına göre, yüzde 7 artarak 129 bin 914'e çıktı. Trafik kazalarındaki en büyük etkenlerden birisi olarak gösterilen kaldırım işgallerinde, yaya sağlı sollu park eden araçlardan kaçamadığı için kazalar meydana geliyor.

CEZALAR YETERSİZ KALIYOR

Son olarak, İstanbul Sarıyer'de kaldırımlara park eden araçlar yüzünden yola inen yolcuya minibüs çarpması ile kaldırım işgalleri yeniden gündeme geldi. Vatandaşların, can güvenliğini de hiçe sayan kaldırım işgallerinin başı araçlar çekerken, ikinci sırada da kapısının önüne masa ve sandalye atan işletmeler yer alıyor. Belediyeden izin aldıklarını belirten çoğu esnaf, daha fazla kazanabilmek için kapılarının önünde yayaların geçmesi için yapılmış alanlara, masa ve sandalye atıyor, hatta ürünlerini kapısının önünde sergileyenler de bulunuyor. Kaldırım işgalleri, Kabahatler Kanunu kapsamındaki suçlar arasında yer alıyor. 

YAYA ÖNCELİKLİ TASARIM

Türkiye'de bir ilk olarak yayalar için özgür ve güvenli yollar sloganı ile kurulan Yaya Derneği, yayaların yaşadığı sorunlara dikkat çekmek ve kent yaşamında araçları önceleyen politika ve stratejiler yerine çocukları, yetişkinleri, kadınları, engellileri, bisikletlileri ve sokak hayvanlarını önceleyen uygulamaların hayata geçirilmesi için çalışmalar yürütüyor. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Yaya Derneği kurucu üyelerinden Şehir Planlamacısı Nehir Yüksel, "Biz yayalar Yaya Hakları Bildirgesinde de belirtildiği gibi kent nüfusunun büyük çoğunluğunu oluşturan ve toplumun her kesiminden gelen bir kitleyiz. Bebekler, çocuklar, hamileler, engelliler olmak üzere her yaştan oluşan diğer insanlara hiç bir şekilde zarar vermeyen bu insan topluluğunun güvenli bir sağlıklı bir biçimde ulaşım hakkının olmasını talep etmekteyiz. Motorlu araç yerine alternatif ulaşım sistemlerini ele alan ve yayaları gözeten önerileri kamuoyunda tartıştırmak istiyoruz. Bizler, bugün çözümsüz görünen bir dolu kent sorununa en mantıklı çözümün yaya öncelikli kent tasarımı olduğuna inanıyoruz" ifadelerini kullandı.

Kaldırımların sürekli işgallere konu olmasının tüm kentlileri rahatsız ettiğinin altını çizen Yüksel, "Kent merkezlerinin ve tüm kamusal alanlarımızın yayanın ve toplumsal karşılaşmaların mekanı olduğunu, zeminde yayanın öncelikli olduğunu, yayaların gereksindiği kadar sık yaya geçişi ve uygun bilimsel süreleri içermesi gerektiğini, kentlerimizdeki yaya kullanım alanlarımızı ortak akıl ve bilimsel gerçekliklerle şekillendirmek gerektiğini söylüyoruz" şeklinde konuştu.

SİBEL GÜLERSÖYLER