İstanbul Arkeoloji müzesi her gün binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Müzenin yanı sıra birçok kültürel ve sanatsal organizasyonlara da ev sahipliği yapan müze yakın zamanda Troya sergisine de yer verdi. Müzenin bir bölümünde halen restorasyon çalışmaları sürüyor.
Gülhane Parkı ile Topkapı Sarayı arasında bulunan Arkeoloji Müzesi Türkiye'nin ilk müzecilik çalışmalarının yapıldığı yer. Müze; Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi olarak üç ana bölümden oluşuyor. Anadolu'nun dört bir yanından gelen eserlerle donatılan müzede ayrıca 80.000 civarında kitap ve bir milyondan fazla eser bulunuyor.
Müzenin bahçesinde hala sergilenmeyen eserler bulunuyor. İstanbul Arkeoloji Müzesi Osmanlı İmparatorluğu döneminden, Balkanlar'dan Afrika'dan, Mezopotamya'dan Arap Yarımadası'dan, Afganistan'a kadar uzanan bölgelerden toplanan eserlere ev sahipliği yapıyor.
YÜZ YIL SONRA ÖDÜL
Bu müze dünyanın en köklü ve nitelikli müzelerinden biri. Hem mimarisi hem de bahçesiyle büyüleyen bu yapı farklı dönemlerdeki uygarlıkların tarihinden izleri gözler önüne seriyor. Ziyarete gelenler de tarihe tanıklık ettiklerini söylüyorlar.
Osman Hamdi Bey, kurucusu ve müdürü olduğu bu müzenin ayrıca küratörlüğünü de yapıyordu. 1891 yılında ziyarete açılan müze, 1993 yılında Avrupa Konseyi Müzecilik Ödülüne layık görüldü.
Arkeoloji Müzesi'nin alt katında İstanbul'un Yunan ve Roma dönemine ait mezar taşları, Yunan, Latin, Lidya, Kıbrıs dillerinde yazılmış kitabeler, Roma çağı eserleri bulunuyor. Büyük boy heykeller arasında çeşitli tanrı figürleri ile güçlü yöneticiler ve zengin sınıfa ait kişiler sergileniyor. Savaş Tanrıçası Athena, Aşk ve güzellik Tanrıçası Afrodite, Nehir tanrısı Okeanos, Denizlerin Tanrısı Poseidon gibi tanrı ve tanrıçaların bulunduğu heykeller de Roma devrinin ele alındığı görülüyor.
FETİH ÖNCESİ İSTANBUL
Üst katta "Çağlar Boyu İstanbul" teması işlenmiş. İstanbul'da Kadıköy, Beyoğlu, Beyazıt, Bakırköy, Haliç, Küçükçekmece gibi belli başlı semtlerinden İslamiyet öncesine ait eserler sergileniyor. Ayrıca fetih sırasında Haliç'e çekilen zincir ile Galata Kulesi'ne ait bir çan da bulunuyor.
Anadolu'nun tarih öncesi kültürlerine ait Fikirtepe, Yortan, Troya, Frig kapları da sergilenenler arasında. Başka bir bölümde Suriye- Filistin'de çok tanrılı dinsel yaşamlarına ait bulgular da ele alınmış.
MISIR'DAN KALMA MUMYALI KEDİ
Müzedeki mezar kalıntılarından bulunan mumyalanmış cesetler ve lahitler Mısırlıların dini inançlarını gözler önüne seriyor. Sergilenen cesedin kucağında, kendisi gibi sonsuza kadar yaşayacağına inanılan mumyalanan kedisi de bulunuyor.
Öte yandan Arap eserlerinden Sümerlilere ait ilginç konulu çivi yazılı belgeler de müzede yer alıyor. En eski aşk şiirlerinden, borç senedine, kısa ve özlü iş mektuplarından cinayetle ilgili mahkeme kararlarına kadar çok küçük taşlara işlenmiş Sümerce yazılar bulunuyor.
Türk çini ve seramik sanatının başarılı örneklerinin sergilendiği Çinili Köşk, 1472 yılında Fatih Sultan Mehmed tarafından inşa ettiriliyor. Bu yapıt, Osmanlı sivil mimarisinin İstanbul'daki tek örneği olarak tarihteki yerini alıyor. Salonda Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı'ya ait çini ve seramiklerin 12.yüzyıl sonu 20.yüzyıl başlarına ait örnekleri sergileniyor.
İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde çeşitli kültürlerin harmanlandığını görüyoruz. Kişiyi değişik dünyalara, ruh hallerine sürükleyen bir yapıya sahip olan müze, bizlere tarihimizin gerçekliğini sunuyor.
Haber: Ezgi Ayhan (İAHA)
Fotoğraf: Sinan Daşpınar (İAHA)