Başakşehir'de yaşayan tahta kaşık ustası Hüseyin Bolat evinin bahçesine kurduğu atölyesinde günümüzde unutulmaya yüz tutan tahta kaşık sanatını canlandırmaya çalışıyor. Amasya'nın Gümüşhacıköy ilçesinin Pusacık Köyü'nden olan 53 yaşındaki Hüseyin Bolat, tam 300 yıl önce Anadolu topraklarında ortaya çıkan tahta kaşık sanatını evinin bahçesinde kurmuş olduğu atölyesinde devam ettiriyor. Günümüzde unutulmaya yüz tutan meslekler arasında bulunan tahta kaşık sanatını günümüzde yapan çok az kişi bulunuyor.

EMEKLİLİK HOBİSİ

İstanbul'da bir kamu dairesinden emekli olduktan sonra, çocukluk yıllarında öğrenmiş olduğu altın bileziğini değerlendirmeye karar veren Bolat, evinin bahçesinin bir bölümünü bu işe ayırmış. Köylerinde dedesinin, babasının amcasının ve abisinin tahta kaşık yaptıklarını ve aile yadigarı bu mesleğin unutulmamasını isteyen Bolat, "Bizden sonra gelecek kuşaklar bu işin ustalarını kitaplardan değil, canlı olarak görsünler. Bu konuda yetkililer de ellerinden geleni yapmalı. Kendi kültür ve geleneklerimizden gelen bu meslekler unutulmamalı" diyor. Eşi Ayşe Bolat'ın da kendisine kaşık konusunda yardım ettiğini belirten Bolat, "Arada bana ortalığı dağıtıyorum diye söylense de o da bu işi çok seviyor. Ortak bir emek harcayarak bir şeyler üretiyoruz" diyor. Başakşehir Olimpiyat Stadı karşısında yeşillikler arasında kurduğu bahçesinde her çeşit ağaç olan Bolat, "Organik bir şekilde doğanın içerisinde çalışıyoruz. Burası bizim köyümüz gibi her şey doğal. Her gelen bahçemize hayran kalıyor. İstanbul gibi bir yerde nasıl bu şekilde bozulmadan kalabildiğimize şaşırıyor" ifadelerini kullandı.

TİCARİ KAYGIM YOK 

Tahta kaşık sanatına ticari bir amaç ile başlamadığını altını çizen Bolat, "Komşularımız, eşimiz dostumuz gelip satın almak istiyor. Biz de onların gönlü olsun diye uygun fiyata satıyoruz. Ben bu işe tutku ile bağlıyım. Emekli olduktan sonra daha çok üstüne düşmeye başladım. Emekliyim, mutluyum" diyor.Tahta kaşık sanatının Ahmet Yesevi ile köylerine kadar ulaştığını ve kendi soylarının da Ahmet Yesevi'den geldiğini belirten Bolat, "Hayatımda da Ahmet Yesevi'nin öğretilerini kendime destur edindim. Bize huzura giden yolu öğretti" şeklinde konuştu. 

Çocuklarının tahta kaşık sanatına pek ilgisi olmadığını ancak bunun da çağın getirdiği şartlar ile ilgili olduğunu belirten Bolat, "Her nesil çağın kendilerine getirdiklerini yaşar. Onlardan tahta kaşık yaparak hayatlarını ikame ettirebilmelerini bekleyemeyiz fakat onlara bu mesleği öğretip gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayabiliriz" diyor. 

Sibel GÜLERSÖYLER / ÖZEL HABER