Zaman zaman asayiş sorunları ve uyuşturucu madde bağımlılarının kullanım alanları olarak anılan metruk binalara Fatih Belediyesi’nden ‘tuğlalı’ önlem geliyor. İlçe sakinlerinin şikâyetleri üzerine harekete geçen ekipler, uyuşturucu zulası haline gelen binaların girişlerini duvar örerek kapatıyor. Belediye Başkanı Mustafa Demir, “İnsanların içeri girmelerini engellemek adına kapılarına, pencerelerine duvar örmeye başladık. Ancak çözüm bu binaların kente tekrar kazandırılmasıdır” dedi. Uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele faaliyetleri kapsamında atılan adımlardan biri de bağımlıların sıklıkla kullandığı metruk binalarla ilgili. Mayıs ayı itibarıyla 81 il valiliğinden alınan verilere göre, Türkiye’de 14 bin 519 adet metruk bina tespit edilmiş, bunların 6 bin 548’i yıkılmıştı.

UYUŞTURUCU YUVASI OLDU

Milliyet gazetesinin haberine göre, İstanbul’da metruk bina yoğunluğunun yaşandığı ilçelerden Fatih’te belediye, yıkımı için Anıtlar Kurulu engeline takılan birçok metruk binanın kapısına tuğla örüyor. Son dönemde artan uyuşturucu bağımlılığı ve kullanım yaşının ilkokul seviyesine düşmesi İstanbul Narkotik polisini de harekete geçirdi. Geçtiğimiz hafta Fatih’te çok sayıda adrese eş zamanlı operasyon düzenleyen güvenlik birimleri, ilçedeki metruk binalarda çok sayıda uyuşturucu madde ele geçirdi. Bölgede yaşayan vatandaşların da en büyük şikâyeti olan metruk binaların uyuşturucu yuvası olarak kullanılması sonrası Fatih Belediyesi de harekete geçti.

ÇALIŞMALAR HIZLA SÜRÜYOR

İlçede özellikle Kumkapı ve Balat gibi semtlerde bulunan ve yıkım izni alınamayan metruk binaların kapı ve camlarına tuğla örülme çalışmaları hızla sürüyor. Metruk binalarla ilgili çalışmalarına devam eden belediye önceki gün de Fatih Akbıyık Sokak’ta belirlediği kullanılmayan üç katlı bir metruk binanın kapı ve pencerelerini tuğlayla ördü.

‘TİNERCİLER KOLAY AÇIYOR’

Konuya ilişkin açıklama yapan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, ilçede bulunan metruk binaların süreç içerisinde tehlike arz eden yapılara dönüştüğünü belirterek çalışmaları şöyle anlattı: “Metruk binalar hem semtin dokusuna hem de etraftaki insanlara, komşulara da zarar verecek enfeksiyon odakları haline dönüşüyorlar. Maalesef bizdeki 200 metruk binanın 119’u tarihi eser, tescilli binalar. İlk yaptığımız şey, bu tescilli binalara, Allah korusun, yukarıdan yıkılırsa insanların, çocukların üzerine düşmesin diye korumak adına sac geçiriyorduk. İkincisi, birtakım şahısların buralara girmesini engellemek için sac panelleri tercih ettik. Ama sac panellerle ilgili şöyle bir sıkıntı yaşadık; tinerciler orayı çok rahatlıkla açıyorlar, içeri giriyorlar ve yapmak istediklerini daha rahat yapıyorlar.”

‘ÇÖPLERİNİ ATIYORLAR'

“Bir de tabii buralar maalesef çöp alanı haline geliyor. Konteyner var, bazı insanlar gidip oraya atmıyor elindeki çöp poşetini, fırlatıp binadan içeri atabiliyor. ‘Ne yapabiliriz?’ diye düşündük. ‘Metruk binalara duvar örebilir miyiz?’ diye düşündük. İnsanların içeri girmelerini engellemek adına kapılarına, pencerelerine duvar örmeye başladık. Bu da bir yöntem tabii. Şüphesiz yüzde 100 korunaklı değil. Çözüm müdür? Kesinlikle değil. Çözüm; bunlar tarihi eserse restorasyonlarını yapıp, içerisine girip yaşanabilir hale getirilmesidir. Yani kente kazandırılmasıdır."