Türkiye’de evde sağlık hizmetleri hem Sağlık Bakanlığı, hem de ruhsatlı ve kriterlere uygun bir şekilde profesyonel evde bakım hizmeti veren özel kurumlar aracılığı ile yapılıyor. Koronavirüs salgınının başlamasıyla beraber evde bakım hastalarının pek çok ihtiyacı için hastaneye ulaşmaları zorlaşsa da Sağlık Bakanlığı ve özel kurumların evde sağlık hizmetleri rutin olarak devam edecek. Ancak hasta ve yakınlarının bu konuda endişeler yaşadığını anlatan Medical Center Evde Bakım Hizmetleri Uzmanı Dr. Tayyar Vardar, “100 yıldır ilk defa insanların gündeminde, her gün devam eden ve ne kadar süreceği belli olmayan bir sağlık problemi var. Ülkemizde 15 milyona yakın diyabet hastası, 4 milyon KOAH, 500 bin Alzheimer, 500 bine yakın da yatağa bağımlı hasta Covid-19 açısından en büyük risk grubu olan bireyler. Artık hastaneye götürmek daha da zorlaştı. Aileler sadece süreci yönetmekle ilgili ihtiyaçları, hastanın risklerinin tekrar belirlenmesi için profesyonelleri arayabilirler. Örneğin ekstra besin takviyesi almaları gerekir mi, ister kamu, ister özel kurumların evde bakım hizmetlerine mutlaka danışılmalı. Belki bir hekim muayenesi olabilir, belki bir telefonla danışma olabilir; bu hastalar çok fazla et tüketemediği için B vitamini ihtiyacı duyabilirler, özellikle B12 vitamini, sürekli enflamasyon (yangı) durumu olduğu için enfeksiyona direnç kazanmaları için C vitamini ihtiyacı olabilir. Çok fazla güneş görmedikleri için D vitamini gerekebilir. Hekim tavsiyesi ile bunlar belirlenmeli. Yatağa bağımlı hastanın ayda bir kere mutlaka idrar tetkikinin yapılması gerekir” dedi.

Temizlik rutini değişmeli, ev sık sık havalandırılmalı

Evde alınabilecek önlemlerle ilgili de bilgi veren Dr. Vardar, “Evin mutlaka günde 2-3 kere havalandırılması gerekiyor. Çünkü havalandırınca virüsler bakteriler kaybolur. Güneş ışığındaki radyasyon virüsleri öldürür. Ev temizliğine artık biraz daha dikkat edilmesi gerekli. Çok hastalıklı bir şekilde değil ama yine de çamaşır suyuyla kapı kollarının günde bir kere geçilmesi, el temas eden yüzeylerin düzgün temizlenmesi, mikrop kaynağı cep telefona da biraz mola verilmesi, sosyal medyadan vs uzaklaşılması bu anlamda iyi olacaktır. Ortak kullanım olan birçok malzeme var, bunlar muhakkak ayrılmalı, havlu, tabak, bardak gibi” diye konuştu.

Tıbbi cihazlar hijyen açısından dikkatli kullanılmalı

Hastalar için kullanılan medikal malzeme ya da tıbbi cihazların eskiden doğru ölçüp ölçmediğinin sorgulandığını ancak şimdi bu cihazlarla ilgili hijyen kaygısının da başladığını anlatan Dr. Vardar, “O malzemeyi aslında hasta direkt kendisi kullanmıyor, onu kullandıran bir bakıcısı ya da yakını var. Bu nedenle hijyene ekstra dikkat etmek gerekli temas açısından. Bu cihazların başında oksijen konsantratörü yer alıyor. Havadan bir maske ile oksijen temin eden cihazlar bunlar. Ağız içi temizliği yapılan, hastanın boğazını temizleyen aspiratörler, bazen de trakeostomi ile evde takip edilen cihaza bağlı hastalarda kullanılan cihazlarda en önemli şey, cihazların kiralık değil, o hastaya özel yeni alınmış olmasıdır. Bu cihazlarla beraber kullanılan maskeler zaten disposible yani tek kullanımlıktır. Ayrı bir dezenfeksiyona girişmelerine çok gerek. Ancak cihazlarla temas eden aile bireyleri ya da bakım verenler, muhakkak hijyen kurallarına dikkat etmeli ve kendi temas ettikleri yerleri temizlemeli veya cihazları eldivenle kullanmalı” dedi.

Yaşlılar da çok hazır gıda tüketiyor

Yaşlı veya bakım hastalarında beslenme bozukluklarına çok sık rastlandığını anlatan Dr. Vardar, şu uyarılarda bulundu: “Çok hazır gıda tüketiliyor, karbonhidratı, katkı maddesi çok fazla olan abur cubur tüketiliyor. Yaşlılarda da çoktur bu oran, sadece çocuklarda değil. Sıvı tüketimi çok az yaşlılarda, içemiyorlar, sevmiyorlar, zor geliyor. Muhakkak günde minimum 1,5 litre su tüketmeleri gerekiyor. Ayrıca yatağa bağımlı hastaysa yatak yarası var mı, cilt bütünlüğü bozulmuş mu, günlük kontrol önemli. Bezlenen hastaların altının kuru kalması, ekstra bir idrar yolu enfeksiyonuna sebebiyet vermemesi önemli. Hastaya beslenirken doğru pozisyon verilmeli aksi taktirde aspirasyon dediğimiz akciğere kaçak olabiliyor mideden. Basit cihazlar var, tansiyon aleti gibi, oksijen satürasyonu ölçen parmağa mandal gibi takılan pulse oksimetreler gibi. Günlük solunum sayılarını saymak takip için önemli olabilir bu süreçte. Normalde insanlar dakikada 14-16 kere nefes alır; solunum sayılarının artması kendini ifade edemeyen hastada solunum problemi olduğunun gösterebilir.”

Kağıt kalem alıp günde iki kez not edin’

Bakım hastalarının genel durumunun dışındaki değişikliklerin not edilmesinin de çok önemli olduğuna değinen Dr. Vardar, sözlerini şöyle noktaladı: “Hastayı sadece gözlemek yeterli değil, kalem kağıt alıp günde iki kez ateş, nabız, tansiyon, solunum bulgularının her gün düzenli kaydedilmesi ve bakım verenin gördüğü değişikliği not etmesi gerekir. Ekstra ne gelişirse, önemlidir. Bu virüse ait olsun olmasın, hastada aniden bir takım değişiklikler olursa bu, kendi başına bir problemdir. Eğer bir solunum rahatsızlığı hissediyorsanız hastada, yani nefes alıp vermesi derinleşmişse, daha sık nefes alıyorsa, bir nefes açlığı durumu varsa, göğüs kafesi sık inip kalkıyorsa, ağzı açık solunum yolunda bir takım garip sesler geliyorsa, burnu tıkalıysa, genel durumunda farklı bir şey hissediyorsanız direkt bakarak bunu anlayabilirsiniz. Diğer ölçülebilir bulgularla da ateşini vs takip edip beraberinde eşlik eden kuru öksürük varsa alarma geçilmelidir. Hızlı olarak tıbbi destek alma gerekliliği olabilir, Bakanlığın bunun için bir hattı var, 184; bunu arayıp bilgi alabilirsiniz. Genel durumundaki bozulma hızlıca devam ediyorsa o zaman acil olarak bir kamu kurumuna gidilmesini tavsiye deriz. Bir de bakıcıların alması gereken ekstra önlemler var; hastalık izin için dışarı çıktıkları zaman genel sağlık tedbirlerine mutlaka dikkat etmeliler herkes gibi; eve geri döndüklerinde ise özel bir hastanın yaşam alanında bulunacağı için hemen kıyafetleri değiştirmeli; belli derecelerde yıkanmalı bu kıyafetler, ayakkabılar kesinlikle dışarıda çıkarılmalı, el hijyeni ve vücut hijyenine dikkate dilmesi, önemlidir. Yine bir süre bakıcının halsizliği, yorgunluğu var mı, bunların da izlenmesi gerekir. Sağlık tedbiri açısından bakım veren arkadaşlar hasta ile bir metrelik mesafeden daha yakın temas durumunda kalacaksa, muhakkak maske kullanmalıdır.”