Koronavirüs tedbirleri kapsamında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından alınan kararla üniversiteler de uzaktan eğitim sürecine başlamıştı. Uzaktan eğitim sistemiyle derslere devam etmenin eğitim sistemine ivme kazandırdığını, hem öğrenciler hem de akademik kadro için dijitalleşmenin çok önemli olduğunu dile getiren İstinye Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdal Karaöz, “Eğitimde dijitalleşme kavramı, son 5 yıldır hemen hemen bütün üniversitelerin gündeminde olan bir konu ve zaman içerisinde bu alana yatırım yapan üniversiteler bir adım öne çıkmıştı. Biz de üniversite olarak bu pandemi sürecinde proaktif aksiyonlar aldık” ifadelerini kullandı.

1,5 milyonu aşan içerik üretildi

Akademik ve idari personelin bu süreçte eğitime dahil olduğunu ifade eden Karaöz, “Bütün final ve vize sınavlarımızı online olarak yaptık yaklaşık 1 milyon 500 bini aşan içerikle bu eğitim sezonu kapattık. Uzaktan eğitim, dijital üniversite denilen kavramlar aslında sadece bir uzaktan eğitim, online eğitim ile sınırlamayacak kadar geniş kavramlar. Dijital eğitimin en önemli argümanlarından bir tanesi işte VR gözlükler, simülasyon laboratuvarları gibi laboratuvarlara yatırım yapmaya başlamıştık. Bu pandemi süreci bizim bu süreci hızlandırmamıza neden oldu ve biz önümüzdeki dönemin senaryoları için çalışıyoruz” dedi.

Eğitim giderek dijitalleşecek

Dijitalleşme için yatırımlarına devam ettiklerini dile getiren Prof. Dr. Karaöz, sözlerine şöyle devam etti: “Birtakım yazılımları kendimiz yapıyoruz, bazılarını ise yurt dışından satın alma yoluna gidiyoruz.  Bu içerikleri zenginleştirmemiz lazım. Bu dönemde öğretim elemanlarımız laboratuvarlarda birtakım deneylerin video kliplerini çekiyorlar, animasyon yöntemlerini deniyoruz. Eğitim giderek dijitalleşecek. Teorik derslerin büyük bir kısmı artık bu sistemle yapılacak. Artık, üniversiteler teorik derslerin daha az oranda yapıldığı; asıl olarak uygulama ve pratik derslerin ağırlıklı olarak gerçekleştirildiği, AR- GE laboratuvarlarında çok daha fazla sayıda projelerin gerçekleştiği yapılar haline dönüşecek.”

Üniversiteler üretime yönelik çalışacak

Prof. Dr. Erdal Karaöz, dijitalleşme ile üniversitelerin üretime yönelik çalışmalarının artacağını belirterek, “Böylece, daha çok çaba sarf edecek ve ürün geliştirme noktasında daha çok emek sarf edecek. Bu yöntemle daha çok sorgulayan, analiz, sentez, yorumlama yeteneği kazanan öğrenciler yetişmiş olacak diye düşünüyorum. Bu dönemde öğrenci ve öğretim elemanları örgün eğitimden daha çok performans göstermek zorunda kaldılar. Dijitalleşme her şeyin mekanik olacağı bir anlam ifade etmiyor. Şüphesiz daha kısa yoldan daha yetkin bilgilendirme olarak da algılayabiliriz” ifadelerini kullandı.

Tıp eğitimleri de online oldu

Uygulamalı eğitimlerin bu süreçte daha çok tartışıldığını ve tıp fakültesi derslerinin uygunluğunun hep sorgulandığını hatırlatan Karaöz, şunları söyledi:

“Biz Tıp 1, Tıp 2 ve Tıp 3 derslerini online eğitimle gayet güzel bir şekilde başardık. Geçen sene kurduğumuz dijital mikroskopi laboratuvarımız sayesinde öğrencilerimiz evlerinden bu laboratuvarlardaki bilgisayarlara bağlanarak histoloji uygulama derslerine ilişkin dosyalardaki preparatları-objeleri inceleme fırsatı buldular. Patoloji dersinde de aynı yöntemi uyguladık. VR gözlükler vasıtasıyla eğitimin boyut değiştirdiğini göreceğiz. Cerrahlar bile ameliyata girmeden önce bu gözlükler ile ön hazırlıklarını yapabiliyor yani gerçekleştirecekleri cerrahi işlemi öncesinde an ve an yaşayabiliyorlar, hatta olası olumsuz tüm koşulları öncesinde ön görebiliyorlar. Sağlık bilimleri alanında eğitim gören öğrencilerimizin, mutlak surette sahada yani hastanelerde, kliniklerde birebir hoclarının gözetiminde eğitim almaları şarttır. Bir yerde usta-çırak ilişkisi diyoruz bu duruma ve hocalarından feyz alarak mesleklerini öğrenmesi kaçınılmazdır. Ancak, pandemi sürecinde başta tıp eğitimi olmak üzere öğrencilerimiz bu eğitim modelinden mahrum kaldılar. Yaşadığımız günlerin önemli çıktılarından biri de zorunluktan dolayı test edilen birebir-yüzyüze eğitim modelindeki uygulamalı ders sayıları da VR gözlükler, simülasyon laboratuvarlarıyla birlikte oldukça azalacaktır. Öğrencilerimiz 100 saatlik dersin belki de 70 saatini dijitalde, 30 saatini de sahada görecekler.”