Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Salgının ilk günlerinden itibaren Bilim Kurulumuzun tavsiyeleri doğrultusunda, sağlık tedbirlerini eksiksiz hayata geçiyoruz. Sağlık altyapımız, gerek personel gerek ilaç ve malzeme gerekse yoğun bakım yatağı açısından diğer ülkelere göre oldukça iyi durumdadır. Mevcut hastanelerimizi güçlendirme yanında, yeni hastanelerimizi de süratle hizmete açıyoruz. KOVİD-19 hastalığı sürecinde tedbirlerimizi, hamdolsun, pek çok ülkeden daha erken aldık ve hayata geçirdik. Aşama aşama ilave tedbirleri de yürürlüğe sokuyoruz. Gıda konusunda da herhangi bir sıkıntımız yok. Ülkemiz, tüm temel gıda maddelerini kendisi ürettiği için, hem stoklarımız, hem de tedarik zincirlerimizin işleyişi, ihtiyacımızı karşılayacak düzeydedir. Salgın sürecinde en önemli hususlardan biri sağlık sistemimizi ayakta tutmaktır. Sağlık kuruluşlarının personel ve araç-gereç imkanlarını ne kadar yüksek oranda mücadeleye tahsis edersek, o derece etkili baş edebiliriz. Vatandaşlarımızın, gerçekten acil olmayan durumlar dışında hastaneye gitmemelerini hassaten rica ediyorum. "Gerekirse, şehir içi ulaşımda da benzer yöntemleri (sınırlandırma) devreye sokabiliriz. Virüsün yayılmasını önlemek için her yola başvurmakta

kararlıyız. Üretimini sürdüren şirketlerin çalışanlarının sağlığını koruması için gereken tedbirleri en sıkı şekilde almalarını sağlayacağız. Benzer örneklerin yaygınlaşmasının önüne geçmenin tek yolu, her birimizin kendi karantinasını kendi uygulamasıdır. " dedi.

"HİÇBİR TEHDİT BİZİ HEDEFLERİMİZE VAZGEÇİREMEZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, her hal ve şart altında üretime devam etmek, çarklarının dönmesini sağlamak zorunda olan bir ülkedir. Vatandaşlarımız gönüllü karantina ile kendilerini ne kadar evde tutarlarsa, hayatımızın normale dönme süreci o kadar kısalacaktır. Hiçbir virüs bizim birliğimizden, beraberliğimizden, kardeşliğimizden daha güçlü değildir. Hiçbir hastalık önümüzdeki aydınlık yarınların önüne geçemez. Hiçbir tehdit bizi hedeflerimize vazgeçiremez. Çünkü biz Türkiye'yiz. Reeskont kredilerinin geri ödemelerini 90 gün daha uzatarak 50 milyar liralık bir kaynağı ihracatçılarımızın kullanımına sunduk. Esnafımızın hem nisan, mayıs, haziran ayı ödemelerini faizsiz öteledik, hem de yüzde 4,5 maliyetli 36 aya kadar vadeli bir kredi paketini hayata geçirdik. Kredi Garanti Fonunun limitini 50 bin liraya ve kapasitesini de 850 bin kredi talebini karşılayacak şekilde 450 milyar liraya yükselttik. Sosyal yardım programlarımızda kayıtlı 2 milyon haneye biner lira nakit yardımı yapıyoruz. Emeklilerimizin bayram ikramiyesini öne çektik. Asgari ücret desteğini yaygınlaştırdık. Yükseköğrenim yurtlarında kalan öğrencilerden, mart ayında yurtta kalmadıkları günlerin ücretlerini iade ediyor, nisan, mayıs ve haziran ayları için de ücret almıyoruz. Sağlıkçılarımıza, 6 milyar liralık ilave bir destekle performans ödemelerini en üst tavandan yapıyoruz. Bakliyat, makarna, temizlik malzemesi, yağ gibi ürünlerin üretimlerinde 3 katına varan artışlar sağladık. Gerekirse bu kapasiteleri artırma imkanına sahibiz. Devletin öncülük etmesi gerektiğini gördüğümüz için Milli Dayanışma Kampanyası başlatıyoruz. Amacımız alınan tedbirlerden dolayı mağdur olan dar gelirli vatandaşlarımıza ilave destek sağlamaktır. Muhtarlıklarımızı da devreye alarak, kampanyada toplanan paraların en doğru şekilde yerine ulaşmasını temin edeceğiz. Meclis'teki tüm milletvekillerimizi, AK Parti başta olmak üzere tüm partilerimizin teşkilatlarını, tüm belediye başkanlarımızı, bürokratlarımızı kampanyaya katılmaya davet ediyoruz. Bu süreç içinde en büyük katkıyı da iş adamlarımızdan, hayırseverlerimizden bekliyoruz." diye konuştu.

"7 AYLIK MAAŞIMI BAĞIŞLAYARAK AÇIYORUM"

"Biz Bize Yeteriz Türkiyem" diyerek başlatılan kampanya için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca yardım hesabı açıldığını bildiren Erdoğan "Kampanyayı, şahsım olarak, 7 aylık maaşımı bağışlayarak açıyorum. Zekatlarını Ramazan ayında dağıtmayı düşünen vatandaşlarımız da bu kampanyaya katılarak, hayır yarışında yerlerini alabilirler." ifadelerini kullandı.