Vücutta günde yaklaşık 15-20 milyar ölü hücre kalıntısı taşındığını belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Doç. Dr. Haluk Saçaklı, “Vücudun tüm bu yüklerin üstesinden gelebilmesi için, kanın yeterli oksijeni organ ve dokulara taşıması gerekir. Dolayısıyla lenf sistemi de çok iyi çalışacak ki, bu kadar büyük hafriyatı atabilsin. Lenf sisteminin iyi çalışması için iyi bir solunuma gereksinim vardır. Kanımızın oksijenle yüklenmesi nefes alma ile gerçekleşir. Doğru ve bilinçli nefes alma kanınızın oksijenle yüklenmesini sağlar, ayrıca hem lenf sisteminin hem de kan dolaşımının düzenini sağlar” dedi.

Doğru nefes tekniği önemli”

Göğüs solunumunun, karın solunumuna oranla daha yorucu olduğunu ifade eden Doç. Dr. Haluk Saçaklı, “Göğüs duvarı esneklik sınırına yaklaştıkça gösterdiği direnç artar ve solunum kasları yorgunluğu daha erken alır. Diyafram nefesi ile ise akciğerlerin savunma sistemi güçlenir. Bunun için doğru nefes alıp verme tekniğinin bilinmesi önemlidir” diye konuştu.

Doğru nefes alıp verme tekniğini hakkında bilgi veren Saçaklı şöyle dedi:

“Nefesi mümkün olduğunca burundan alıp verin. Burundan nefes almak; daha derin, daha dolu ve kontrol edilebilir solunuma olanak verir. Ağızdan nefes almak; şiddeti yüksek egzersizlerde oksijen azlığının söz konusu olduğu durumlarda alınan oksijeni artırmak için kullanılır. Burun, yabancı maddeleri filtre eden karmaşık ve son derece işlevsel bir organdır. Nefes burun deliklerinden girerken nemlenir ve beden ısısına uygun hale gelir.”

Nefesin ilk dolacağı yer karın boşluğudur”

Çoğu insanın nefesi sadece göğüs kefesi ile soluk borusu arasına sıkıştırdığını ifade eden Saçaklı, “Oysa bu hatalı nefes alıp vermedir. Nefesin yolunu uzatılmalı. Öncelikle nefesin ilk dolacağı yer karın boşluğudur. Karnınızı burundan alacağınız derin bir nefes vasıtasıyla hava ile şişirin. Soluduğunuz havayı diyafram kasını da devreye sokarak göğse, oradan da soluk borusuna kadar gönderin. Havayı soluk borusunda hissedin onun lezzetini alın, 2 saniye tuttuktan sonra, burun yolları açıksa yine burundan nefesi yavaşça vermeye başlayın. Önce omuzlar aşağıya iniyor, sonra göğüs kafesi içe çekiliyor, en sonunda karnınızı iyice içeri çekerek tüm havayı boşaltın” dedi.