Hiking İstanbul, İki Deniz arası ve Kuzey Ormanları Savunması gruplarında yer alan aktivistlerin düzenlediği Kanal İstanbul güzergahında bulunan 15 kilometrelik alan gezildi. Toplamda 45 kilometrelik bir alanı kaplayan, kuzeyde Karadeniz ve güneyde Marmara Denizi arasında yapılması planlanan projeyi İstanbullular ilk kez 2011 yılında duydu. Çılgın proje olarak kamuoyuna tanıtılan projenin yapılan itirazlara rağmen ÇED süreci başlatıldı. Çevrecilerin İstanbul'un felaketi olarak nitelendirdiği projeyi, Küçükçekmece, Bostanlar, Altınşehir, Yarımburgaz ve Bathonea güzergahı olarak gezdik.

İki deniz arası rotasının büyük bir kısmını barındıran ve ağırlıklı olarak Küçükçekmece Havzası'nın gezildiği yürüyüşün ilk durağı Yarımburgaz oldu. Yarımburgaz'dan başlayan yürüyüş, Halkalı-Edirnekapı tren istasyonunun bulunduğu güzergahtan devam etti. 

BATAKLIK VE SAZLIK

Bölgede bulunan ve hala doğal bir hayatın İstanbul'da var olduğunu bizlere hatırlatan sazlıkların içerisinden geçerek yürüyoruz. Burada, kaplumbağalar, kuşlar ve yaban ördekleri yaşamlarını sürdürmeye devam ediyor. Yer yer bataklık ve insanın boyunu aşan sazlıkların içerisinde ilerlemeye devam ediyoruz. Arada, haritamızı açarak yönümüzü bulmaya çalışıyoruz. Yol üzerinde karşımıza uçucu bir madde olan ve bağımlıların kullandığı bali kutuları ve alkol şişeleri de çıkıyor. Tren istasyonu güzergahı incelendikten sonra, 70'li yılların büyük göç dalgasından nasibini alan Altınşehir ve civarındaki yerleşim alanlarını gezmeye başlıyoruz. 

YÜZDE 7 SU KAYBI

Bu bölgede yaşayan insanların çoğunun geçim kaynağı küçükbaş hayvancılığa dayanıyor. Çevredeki yeşil alanlarda hayvanlarını otlatabilmek ve sulak bölgeleri de görünce, insanın aklına burada yapılacak en iyi işin hayvancılık olduğu fikri geliyor. Altınşehir güzergahı geçildikten sonra, Sazlıbosna Deresi'ne doğru ilerliyoruz. Dereye ilk vardığımızda burnumuza keskin bir lağım kokusu geliyor. Kanal İstanbul projesinin gerçekleşmesi durumunda, sular altında kalması planlanan alanda Sazlıbosna Barajı'nın da bulunduğunu ve İstanbul için yüzde 7'lik bir su kaybının felaket olacağını öğreniyoruz. 

İLK İNSANIN YAŞADIĞI YER

Sazlıbosna Deresi'nden sonraki güzergahımız ise, dünya çapında büyük öneme sahip, 1. derece arkeolojik sit alanı olarak kabul edilen Yarımburgaz Mağaraları oluyor. İstanbul'un en eski yerleşim alanlarından birisi olan mağaralarda, ilk insanların yani homo eractusların yaşadıkları biliniyor. Mağaranın vadiyi gören yüksek bir tepede olması ve sulak alanlarının yakın olması sebebiyle tarih boyunca insanlar tarafından kullanıldığına kanıt olarak gösteriliyor. Mağaranın bulunduğu bölgenin Anadolu ve Balkanlar için bir geçiş güzergahı olduğu da biliniyor. 

Mağaradaki ilk arkeolojik kazıların Cumhuriyet'in ilk yıllarında yapıldığı ve bu kazılardan elde edilen eserlerin Arkeoloji Müzesi'nde sergilendiği mağara, 1960'lı yıllardan sonra kaderine terk edilmiş. En son Bizans Manastırı olarak kullanılan yapı, bir dönem dizi ve filmlerin gözdesi iken, 90'lı yıllardan sonra tamamen unutulmuş. Yürüyüş, Avcılar'da Bathonea olarak bilinen Küçükçekmece Gölü'nün yeşil kalan tek bölgesinde son buluyor. 

Sibel GÜLERSÖYLER