Kadın girişimciliğini desteklemek için 16 yıl önce 37 kadın tarafından kurulan Kadın Girişimcileri Derneği'nin (KAGİDER) geleneksel aylık toplantısına konuk olan Azra Kohen, Türkiye'de kadın girişimci olmanın zorluğunu anlattı ve "Bunu başaran kadınlar iyi ki var" dedi. KAGİDER Başkanı Sanem Oktar ise Türkiye'de 30 milyon kadından sadece 8,9 milyonunun iş hayatında aktif bir şekilde yer aldığını açıkladı. KAGİDER, bugün 300'ü aşkın üyesiyle daha yaşanılabilir bir dünya için çalışmalar yürütüyor. Kadın erkek fırsat eşitliği sloganı ile yola çıkan kadınlar, varlıklarını özgürce ortaya koyabilecekleri bir dünya yaratmak amacıyla hareket eden dernek, kendi işini kurmak isteyen ya da işini büyütmek isteyen kadınlara başka bir dünyanın mümkün olduğunu hayal etmelerini sağlayarak, yol gösterici çözümler ile ilham kaynağı oluyor.

GELENEKSEL TOPLANTILAR

KAGİDER, her ay geleneksel olarak düzenlediği toplantılar ile daha çok kadının hayatına dokunmayı hedefliyor. Girişimcilik yoluyla kadının güçlenmesini hedefleyen bir sivil toplum kuruluşu olan KAGİDER, kadının sadece ekonomik olarak değil politik ve sosyal olarak da güçlenmesinin önünü açıyor. Kadınların eşitsiz ve dışlanan toplumsal konumlarının değişmesi ve bu sayede ekonomik güçlenme ile kadının güçlenmesini sağlamaya çalışan KAGİDER, bu kapsamda kadın girişimcilere eğitim, rehberlik ve mentörlük desteği veriyor, kadının ekonomik konumunun güçlenmesi ve kadın-erkek fırsat eşitliği konusunda önemli çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda dernek her ay düzenli toplantılar düzenleyerek girişimci kadınlara ulaşıyor. 

EKONOMİNİN DIŞINDA

Toplantının Nisan ayı oturumunda konuşan KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, her şeyin farkındalık ile başladığını belirterek Türk kadınlarının çalışma oranlarına dair bilgiler verdi. Oktar, "Türkiye'de yaşayan 40 milyon kadından 15-65 yaş arasında olan 30 milyonunun sadece 8,9 milyonu iş hayatında aktif bir şekilde yer alıyor. Bu çok çarpıcı bir rakam. Bu bilgilere göre, Türkiye'de 20 milyon kadın ekonominin dışında yer alıyor. İşte bizler bu oranı yükseltmek için buradayız" şeklinde konuştu. 

Oktar, toplumda farkındalık oluşturduktan sonra kadınların mutlaka bir hayalleri olması gerektiğinin altını çizerek, "Hayalleriniz olsun ki onlara gidecek yolunuz da olsun. Bu yolda sabırla yılmadan devam edebilmek de çok önemli. Yılmak için çok neden olsa da devam etmenin heyecanı ile yola çıktığımızda dünyayı değiştirebileceğimize inanıyorum" ifadelerini kullandı. 

BÜYÜK CESARET İSTER

KAGİDER toplantılarının Nisan ayı konuğu ise, Fi-Çi-Pi kitaplarının yazar ve psikolog Azra Kohen oldu. 3 milyonu aşkın baskısı yapılan kitap serisi ile bugüne dek Türkiye'de en çok okunan kadın yazar olma unvanını da taşıyan Kohen, "Her şey okumakla başlar. Bilgiyi öğrenin ama onun kölesi olmayın" dedi. Kohen, bu topraklarda kadın girişimci olmanın büyük cesaret gerektirdiğini belirterek, tüm cesur kadınlara teşekkür etti. 

Kohen, "Bir kadını eğitirseniz ailesini ve toplumu eğitmiş olursunuz ancak bir erkeği yetiştirirseniz sadece bir erkeği yetiştirmiş olursunuz" dedi. Kadınların ilham kaynaklarının inandıkları şeyin peşinden gitmek olduğunu belirten Kohen, "İnandığınız bir şey için savaşmaktan asla vazgeçmeyin. Çocuklarınıza erken yaşlardan itibaren sorumluluk almayı öğretin" şeklinde konuştu.

KOHEN'İN Fİ DİZİSİ MERAK KONUSU OLDU 

Program sonunda soru-cevap bölümüne geçildi. Programa katılanların en çok merak ettiği soruların başında ise, ilk internet dizisi olan şimdilerde ise özel bir televizyon kanalında yayınlanan Fi isimli dizi oldu. 3 kitaptan oluşan serinin ilki olan Fi kitabında, cinselliğin neden ön planda olduğu sorusu kitabın yazarı Kohen'e soruldu. Kohen, "Bana en çok sorulan soruların başında bu geliyor. Cinselliği yazmam benim sürekli cinsellik düşündüğüm anlamına gelmiyor. Dikkat çekmek için de yazmadım. Bunları o karakterin yaşaması gerekiyordu yoksa o karakter havada kalıyordu. İşte bu yüzden yazdım" dedi. Kohen, gerçekte olduğumuz kişiden utanmamaya başladığımız zaman gerçek huzuru bulabileceğimizi de sözlerine ekledi. 

Kohen, evrenin büyüklüğünden de bahsederek, "Ne zaman mutsuz olsam dünyanın ne kadar küçük olduğunu ve hepimizin bu dünyada bir zerre olduğunu düşünürüm ve dünya komple yok olsa da bu koca evrene bir zarar gelmeyeceğini düşünerek sevinirim" dedi. 

Sibel GÜLERSÖYLER/ ÖZEL HABER