Kurumsal ve görsel kimliğinde yeniliğe giden marka, Türkiye’nin en büyük cadde AVM’lerinden biri olarak, ziyaretçilerine yepyeni ve eğlenceli bir deneyim sunacağını duyurdu.

Toplam 600 bin metrekarelik alandaki konumuyla Türkiye’nin en büyük cadde AVM’lerinden biri olma unvanına sahip olduğuna dikkat çeken İsfanbul AVM, klasik alışveriş merkezlerinden farklı mimari yapısıyla 2013 yılından bu yana hizmet veriyor. Açık ve kapalı alışveriş caddelerinden oluşan İsfanbul AVM, şehrin nostaljik sokak detaylarını ziyaretçilerle buluşturduğuna, aynı zamanda sosyalleşmek, özel dinlenme alanlarında kitap okumak, yürüyüş veya spor yapmak ve doğal ortamında hayvanlarla vakit geçirmek için de keyifli bir yaşam alanı olduğuna dikkat çekiyor.

Kurumsal ve görsel kimliğinde de değişime gitti

Ziyaretçilerine daha fazlasını sunmak amacıyla fiziksel olarak da yenilenmeye başlayan AVM, pandemi süresince kapalı olduğu zaman dilimini değerlendirerek kurumsal ve görsel kimliğinde de değişime gitti. Misafirlerine müşteri deneyimini en üst derecede sunmayı hedeflediklerini belirten İsfanbul AVM, bundan böyle İsfanbul Alışveriş Caddeleri olarak hizmet vermeye devam edecek. İsfanbul AVM yaptığı açıklamada geniş caddeleri anımsatan çizgiler ile özgürlüğü ve temiz havayı sembolize eden mavi ve beyaz renklerin kullanıldığı yeni logonun, “alışverişe açıklık getirdik” sloganı ile de açık alanda alışveriş yapma kültürünü temsil edeceğini belirtti.

Alışveriş kültürünü yeniden tanımlıyoruz”

AVM sektörüne yenilikçi yaklaşımlar kazandırdıklarını ve bunun da şirketin vizyonu olduğunu söyleyen İsfanbul AVM Yönetim Direktörü Kemal Baştürk, İsfanbul  AVM’nin kurumsal kimliğine yönelik farklılaşmanın bir değişiklikten ziyade yeniden tanımlama biçimi olduğunu ifade etti. Kemal Baştürk, “İsfanbul Alışveriş Caddeleri tanımlamasını bugüne değin sektör içinde ayrışmak üzere attığımız proaktif adımların bir uzantısı olarak görüyoruz. 2013 yılında kurulduğumuzdan bu yana zaten Türkiye’nin en büyük cadde AVM’lerinden biri olarak nitelendiriliyoruz ve bu yönümüzle gerek sektör gerek ziyaretçilerimiz nezdinde alternatif bir deneyim noktasıyız. Caddelerimize sadece alışveriş için değil sosyalleşmek, havuzun başında oturmak, yürüyüş veya spor yapmak, nostaljik tramvayımız ile gezintiye çıkmak için gelen birçok insan için zaten keyifli bir yaşam alanı oluşturuyorduk.” dedi.

Kemal Baştürk şöyle devam etti;

“Yeni sürecimizle temel hedefimiz bir kenti kent yapan en önemli dinamikler olan meydan, cadde, sokak algısını yeniden yükseltmek. İstanbul gibi büyülü bir şehri kapalı kapıların ardında değil açık alanlarda özgürlük duygusuyla yaşatmak; misafirlerimizin alışverişlerini yaparken kendilerini hem 60’larda, 70’lerde hem şu anın tam içinde hem de bir gelecek projeksiyonu içinde hissetmelerini sağlamak yönünde bir girişim bu. Tüm bunları kurumsal kimliğimize daha içkin bir şekilde yansıtmak niyetindeyiz. Tıpkı İstiklal Caddesi veya Bağdat Caddesi gibi köklü bir kamusal alan olmaya doğru hızla ilerliyoruz. Alışveriş kültürünü yeniden tanımladığımıza dair çok güçlü argümanlar bunlar. Ülkemizin ve kültürümüzün alışveriş merkezlerine yönelik böyle yenilikçi bir bakış açısına ihtiyacı vardı”