Ses temelli cümle eğitimiyle okuma yazma sürecine başlayan 1’inci sınıf öğrencileri, eğitimlerine canlı derslerle devam ediyor. Her öğrencinin öğrenme sürecinin farklı olduğuna dikkat çeken Mektebim Koleji Rehberlik Bölüm Başkanı Açelya Barut, her öğrencinin kendine özgü öğrenme yöntemi olduğu için kimisinin yarı dönemde kimisinin ise ikinci dönemin sonuna doğru okumayı öğrenebileceğini söyledi. Genel olarak çocukların ilkokula başlamasıyla fark edilen öğrenme zorluğuyla ilgili velilere uyarılarda bulunan Barut, “Öncelikle çocuğun ders esnasındaki dikkati gözlemlenmelidir. En büyük rol uzaktan eğitim süreci olduğu için anne ve babaya düşmektedir. Bir çocuğun dikkati yaş seviyesine göre 15 dakikanın altına düşüyorsa, neden bu düşüşün yaşandığı sorgulanmalıdır” diye konuştu.

Baskı kurmak okuma sürecini geciktirebilir

Okuma yazmayı öğrenme sürecinin öğrencinin hızıyla doğru orantılı olduğunu belirten Barut, “Ailelerimiz başka öğrencilerle kıyasladığında kendi çocuğunun geç kaldığını düşünüyor, baskı ve zorlama yapabiliyor. Bu da öğrenciyi olumsuz olarak etkiliyor. Böyle olunca okuma yazma süreci de daha geç olabiliyor. Ailelere düşen en büyük rol öğrencinin motivasyonunu artıracak eylemlerde bulunmasıdır” ifadelerini kullandı.

1’inci sınıf öğrencileri uzaktan eğitime daha kolay adapte oldu

Çocukların ilk gördüğü sürece daha kolay adapte olduğunu ifade eden Barut, “Onlar online olarak bu sürece başladılar. Şu an için online eğitime 1’inci sınıf öğrencileri, 5. sınıf ya da 8. sınıf öğrencilerine göre daha kolay adapte oldular. 1’inci sınıflar bu noktada şanslı grup içerisinde."

Ödevin maksimum 1 saatte yapılması gerekiyor

Çocuğun ders esnasındaki dikkatinin özellikle veli tarafından çok iyi gözlemlenmesi gerektiğini, uzaktan eğitim sürecinde öğrenme güçlüğünün anlaşılması için velilere büyük bir rol düştüğünü söyleyen Barut, “Bir çocuğun dikkati yaş seviyesine göre 15 dakikanın altına düşüyorsa, neden bu düşüşün yaşandığı sorgulanmalıdır. Çocuğun hangi durumda dikkati dağılıyor, neler dağıtıyor buna bakmak gerekiyor. Bununla birlikte tabi ki yapılan çalışmalar ve ödevlerin süresi de önemli. Bir çocuğun ödevini maksimum 1 saatte yapması gerekiyor. Eğer 1 saatten daha uzun sürüyorsa ödev süresi nerede bir problem olduğu gözlemlenmeli ve öğretmenlerle paylaşılmalıdır” diye konuştu.

Konuya hakimiyet ipucu verebilir

Yapılan ödevlerin doğruluk durumu ve kalitesinin de önemine değinen Barut, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Konuya hakimliği de bize ipucu verecek durumlardan bir tanesidir. Çocuk okuduğu çalışmaları anlayabiliyor mu, yönerge takibi yapabiliyor mu, verdiğiniz yönergeyi aklında tutabiliyor mu ya da tekrarlattırma hissiyatı mı yaşıyor bunları kontrol etmek oldukça önemli. Eğer bunlarla ilgili herhangi bir olumsuz süreç gözlemleniyorsa mutlaka okul ile iletişime geçmelerini öneriyoruz.”

Ekran süresi ders dışında uzamamalı

Ekran süresinin ders dışı faaliyetlerde sınırlanması gerektiğine dikkat çeken Barut, “Ekran süresinde çocuğumuzun ders dışı faaliyetleri ana okul grubunda yarım saatle 40 dakika arasında olmalıdır. İlkokul grubunda maksimum 45 dakika, ortaokul ve lise grubunda ise maksimum 1 saat olması yeterli olacaktır. Daha fazla ekranla uğraşan çocuklarımızda teknoloji bağımlılığı dediğimiz sürece doğru ilerlenebilir” dedi.