Ortadoğu'da yıllardır çok büyük bir oyun oynandığını sürekli yazıyoruz. Amerika'nın başı çektiği Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde Irak'tan sonra İsrail için en önemli tehdit Suriye'ye de yerle bir edildi ve parçalara bölündü. Şimdi sıranın İran'a geldiğini görmekteyiz. İran üzerindeki kara bulutlar her geçen gün yoğunlaşıyor.

Şu noktaya dikkat:

İran, Suriye'de yer edinmeye ve güçlenmeye doğru adımlar atıyor. İşte, İsrail'in en büyük rahatsızlıklarından biri de bu gelişmedir.

Nitekim İsrail jetleri Suriye'deki bir İran üssüne saldırı düzenleyerek bu rahatsızlığını ortaya koymuştur. İran'ın Suriye'de ve bölgedeki etkinliğinin önüne geçmek için bu tür hava saldırılarının da devam edebileceğini tahmin ediyoruz.

İsrail'in bir gözü de Lübnan üzerinde yoğunlaşıyor. Lübnan'daki İran destekli Hizbullah güçleri bugün için İsrail'in en büyük düşmanı olarak görülüyor. İsrail, bugüne kadar yaptığı savaşlarda sadece Hizbullah karşısında yenilgiye uğradı.

Zaten, Trump, İran'ı hedef tahtasına oturtarak doğrudan İsrail'in yanında yer almakta ve açıklamalarında da "Hiçbir müttefikimiz, İsrail kadar bize yakın değildir" diyerek Ortadoğu'da İsrail'in yanında yer aldıklarının altını çiziyor.

BOP, Ortadoğu'da İsrail'in büyümesinin önünü açmak için devreye sokulmuş sinsi bir projedir. Bu proje ile İsrail'in düşmanları yok edilecek, parçalanacak, tehdit olmaktan çıkarılacak ve vaat edilmiş topraklar İsrail'in egemenliğine geçecek.

İsrail'in önünün açılması, Arapların birbirine düşmesi ile Kudüs'ün de tamamen İsrail egemenliğine geçmesi için de gün sayılıyor. Nitekim Amerika'nın Büyükelçiliğini Kudüs'e taşımaya hazırlanması bunun önemli bir ayağını oluşturuyor.

Dünya medyasına yansıyan haberlere göre iç siyasette sıkışan Başkan Donald Trump dışarıda "çok tehlikeli" adımlar atmaya hazırlanıyor. Reuters'a konuşan üst düzey Amerikalı kaynaklara göre Trump, Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan edebilir.

Filistinliler 1967 yılında İsrail tarafından işgal ve daha sonra da ilhak edilen Kudüs'ün doğu kesimini, kurulacak Filistin devletinin başkenti yapmayı planlarken, İsrail bütün Kudüs üzerinde hak iddia ediyor.

Özetle ortalık karışacak ve İsrail'in yayılmacılığının da önü açılmış olacak.

Filistinliler Doğu Kudüs'ü gelecekte kurulacak kendi devletleri için başkent olarak kabul ettiklerinden, İsrail'in tüm şehir üstünde hak iddia etmesine karşı. Uluslararası toplum da Kudüs'ü İsrail'in başkenti saymıyor, bu yüzden büyükelçilikler Tel Aviv'de yer alıyor. Bu nedenle Amerika'nın atacağı adım çok büyük önem taşıyor.

Şu konuyu da gözlerden uzak tutmayalım:

Uzun zamandır Körfez başta Araplar birbirine düşmüş durumda. Bundan sonra da Araplar arasındaki sıkıntıların büyüyerek süreceğini gözlemliyoruz. Amerika ve İsrail, Araplar arası sıkıntıların artması ile sahada rahat hareket imkânına kavuşuyorlar.

Yeni bir iddia var. Gerçekse bunun Körfezi kan gölüne çevireceğini şimdiden söyleyebiliriz.

Suudi Arabistan'ın Katar'a askeri harekât düzenleyebileceği, bunun için "yeşil ışık" yakıldığı söyleniyor. Ortadoğu uzmanları  "Böyle bir hamlenin öngörülemez ve çok tehlikeli sonuçları olabilir. Rusya ve Türkiye ile gerilim yaşanır. İran buna silahla karşılık verebilir veya Lübnan'da İran destekli Hizbullah'tan İsrail'e yönelik füze saldırıları yapılabilir" yorumunu yapıyor.

İçinde bulunduğumuz coğrafyada sıkıntılar bitmeyecek gibi.