Bu yıl Helal Turizm başkenti olarak ilan edilen Konya 2. Uluslararası Helal Turizm konferansına ev sahipliği yaptı. Helal turizmin kısa ve uzun vadede hedeflerinin konuşulduğu konferansta " İslamofobi" tehdit unsuru olarak ön plana çıktı. 2020 yılı itibariyle 200 milyar dolar büyüklüğe ulaşması beklenilen Helal turizm pazarının İslamofobi, terör ve mülteci sorunu nedeniyle sekteye uğrayabileceği söyleniyor. Mülteci sorunu Asya ve Avrupa'da, terörizm Avrupa, Asya ve Amerika'da İslamofobi ise Avrupa, Afrika ve Amerika'da helal turizmin geleceğini tehdit ediyor.

İslamofobi nasıl oluştu...

11 Eylül 2001'de ABD'deki ikiz kulelere yapılan saldırıların ardından batıda Müslümanlara karşı zaten var olan hoşgörüsüzlük, ayrımcılık ve ırkçı eğilimler İslamofobi'ye dönüştü. 11 Eylül saldırısının ardından Müslümanlara karşı bilinçli olarak oluşturulan korku, kuşku, endişe ve rahatsızlık hissi, medya kanalıyla yaygınlaştı. Batı toplumu bilinçli olarak İslam alemine terörist damgası vururken; "Allahu Ekber" diyerek Müslüman Müslümanı öldürdü İslam dünyası bu duruma maalesef sessiz kaldı. Suriye'de halen devam eden iç savaş mülteci sorununa ve tüm dünyayı tehdit eden bir terörizme dönüştü. Dünya başkentlerinde sivillere yönelik gerçekleştirilen canlı bomba eylemleri zaten var olan İslamofobi algısını tetikledi.

Görüldüğü üzere İslamofobi, terörizm ve mülteci sorunu sektörün büyümesine ciddi bir engel oluşturuyor. İslam dünyasını ilgilendiren bu önemli tespit üzerine İslam İşbirliği teşkilatının acil bir eylem planı ortaya koyması gerekiyor. Tabii burada işin sadece ticari boyutu önem arz etmiyor. Tüm İslam aleminin kabul ettiği bir Helal standardının ortaya çıkması bekleniyor. Konya'da düzenlenen konferansta bu konuya yönelik herhangi bir somut bilgiye rastlamadım.

"Tek standart, tek sertifika ve tek akreditasyon"

Daha öncede yazdığım gibi tüm İslam aleminin kabul ettiği Helal standardına ihtiyaç duyulmaktadır.  SMICC ( İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü ) bünyesinde tüm İslam ülkeleri standard kuruluşları birleşmeli ve dünya üzerinde yaşayan tüm Müslümanların kabul ettiği bir helal standardı ortaya çıkarmalıdır. Dünya'daki Müslüman nüfus bu standard kapsamında sertifikalandırılan ürün ve hizmetleri güven içerisinde tüketmeli. Burada herhangi bir İslam ülkesinin ön plana çıkması önemli değil önemli olan Yahudilerin " KOŞER" belgesi gibi Müslümanlarında ortak noktada birleştikleri bir " HELAL" belgesi olmalı...