Küresel Çete'nin, Suriye'deki iç savaştan önce kurduğu birçok mekanizma misyonunu doldurdu anlaşılan. Savaştan önce İngiliz ve Fransızların "sömürge yılları"nda iyi ilişkiler kurduğu aşiretler sayesinde oluşturduğu sözde direnişçiler, "rejim muhalifleri" adıyla başladıkları savaşta, önce El Kaide ve IŞİD saflarında yer aldılar, daha sonra da bir bölümü PKK'nın merkezinde olduğu Suriye Demokratik Güçleri adlı çatının altına girdi.  

Suriye savaşında "psikolojik harp" için bilgi üreterek dünyanın algısını yöneten bir başka örgüt daha vardı: Beyaz Kasklılar... İnsani yardım teşkilatı gibi görünen bu örgüt, taktıkları beyaz kasklardan dolayı böyle anılıyordu. Suriye'de kullanıldığı iddia edilen kimyasal silahlarla ilgili iddialar ve görsel materyaller bu örgüt tarafından servise sokuluyordu.
Daha önce de benzerleri yaşanmıştı ama en akılda kalanı Han Şeyhun'da Sarin gazı kullanılması olayıydı. Çeşitli "cihadist görünen" grupların hakimiyetinde bulunan İdlib yakınlarındaki Han Şeyhun'da Sarin gazı kullanımı sonucu çok sayıda sivilin öldüğü, gazı da Şam rejiminin kullandığı iddia edilmişti. Beyaz Kasklılar, CIA'nın bu iddiasına fotoğraflarla destek vermişti. Fotoğraflarda, Şam yönetiminin attığı bombanın neden olduğu çukurdan numune toplayan şahıslar gösteriliyor, "İşte Sarin gazı yüklü bombanın oluşturduğu çukur" deniliyordu. (Gazın kaynağı olarak Türkiye'yi gösterenler de çıkmıştı.)

Sarin gazının, solunum yoluyla değil, deriye nüfuz ederek zehirlediği biliniyor. Hava ve ışık temasıyla etkisini yitirmesi için haftalarca zamana ihtiyaç duymasına rağmen, yayınlanan fotoğraflarda "Sarin gazı numunesi toplayan" kişilerin kolları vs. açıkta bulunuyor, sadece maske takıyorlardı. "Maske" dünyayı "gaz kullanımı"na ikna için yetiyordu. 

ABD, Han Şeyhun'da bir Suriye üssünü füzelerle vurdu, konu Birleşmiş Milletler gündemine kadar taşındı. Ama Sarin gazı sadece iddiada kaldı. ABD'nin o dönem Savunma Bakanı olan Jim Mattis, Şubat ayı başında bir açıklama yaparak Suriye hükümetinin halkına karşı sarin gazı kullandığına dair kanıta sahip olmadıklarını ancak "sahadaki kişilerden" gelen bu yöndeki iddiaları incelediklerini söyledi. "Sahadaki kişiler" Beyaz Kasklılar'dan başkası değildi. Bazı televizyonlar da iddiayı destekleyecek "kurmaca" görüntüler çekiyordu bölgede.

* * *

Peki, kimdi bu Beyaz Kasklılar?
Beyaz Kasklılar, ağırlıklı olarak El Kaide üyelerinden oluşuyor. Kurucusu ise Birleşik Krallık (Britanya İmparatorluğu veya İngiltere) subayı James Le Mesurier adında bir MI6 ajanı.

Beyaz Kaskılar Almanya, Danimarka, ABD, Fransa, Japonya, Hollanda ve Birleşik Krallık tarafından finanse edildi. 19 Ekim 2016'da, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault ve Millet Meclisinin Dışişleri Komisyonu Başkanı Élisabeth Guigou, Élysée Sarayında, aralarında kendini "Halep Belediye Başkanı" ilan eden Hacı Hasan Brita'nın da yer aldığı bir Beyaz Kasklılar heyetini kabul etmiş, daha da ileri giderek Beyaz Kasklılar'ı Nobet Barış Ödülü'ne aday göstermişti.

Aynı örgüt, "Barada Bildirisi" olarak adlandırılan bildirideki şartlar (kısaca Şam rejiminin teslim olması) gerçekleşmeden Şam ve Barada'ya su veren hattın onarımına izin vermeyeceklerini açıklayan bildiriye imza atmıştı. 6 milyona yakın sivil, bu yüzden haftalarca susuz kalmıştı. 

ABD'nin, küresel mücadeleyi Ortadoğu'dan dünya geneline yayması, ticaret savaşlarına girmesi üzerine BOP'un çökmemesi için İngiltere ve Fransa daha aktif bir şekilde rol almaya başladı bölgede. İki asırlık İslâm dünyası ve Ortadoğu tecrübesi vardı çünkü iki ülkenin "derin" mekanizmalarının.

* * *

Brexit'in ardından daha aktif bir dış politika izleyen ve İngiltere yerine "Birleşik Krallık" olarak medya organlarında geçmeye başlayan Londra, Beyaz Kasklılar örgütünün Suriye'den tahliyesini istedi. Birleşik Krallık'ın bu talebi 11 Temmuz'da gerçekleşen NATO devlet ve hükümet başkanları zirvesinde de gündeme geldi. Sonuç olarak, her ikisi de Brüksel'deki NATO ana karargahında bir irtibat bürosuna sahip olan İsrail ve Ürdün'ün yardımlarıyla 422 Beyaz Kasklı ve aileleri NATO tarafından tahliye edildi. Bu tahliye tabi ki başta İngiliz SAS'ları olmak üzere Batılı özel kuvvetlerin kadrolarını da içeriyordu. Suriye'ye karşı yürütülen gizli savaşa bulaşmış olan tüm Batılı personelin tahliyesi, elbette Başkan Trump'ın yeşil ışık yakması yanında, Helsinki'de bir araya geldiği Putin'in müdahele etmemesiyle mümkün oldu... İki lider bu konuda mutabık kalmıştı.

Sadece Birleşik Krallık ve Kanada değil, aynı zamanda Hollanda ve Almanya'nın Beyaz Kasklılara kapısını açması bekleniyor. Henüz aralarında Türklerin olup olmadığına dair net bilgi yok.

İngiliz Sky News televizyonu 2016 yılında 51 ülke vatandaşı 22 bin IŞİD militanının listesinin ele geçirildiğini ve İngiliz istihbaratına verildiğini açıklamıştı. Ardından, bölgedeki Batılı "paralı cihatçılar" Suriye'den gizlice tahliye edilerek ülkelerine götürülmüştü. Suriye PKK'sı da onların götürüldüğü konvoylara dokunmamıştı. IŞİD'in Batılı militanlarından sonra "derin" yapısı da çekildiğine göre, anlaşılan Suriye'de sadece "yerel halkların" savaşacağı bir döneme geçiliyor...