Cumhurbaşkanı adaylarından Muharrem İnce, sahalara indikten sonra hem kendisin, hem partisi CHP'yi adeta şaha kaldırdı. Yapılan kamuoyu araştırmalarında da İnce'nin oy oranının % 30'lara tırmandığı söyleniyor.

Bu da adayların yarışında dengeleri değiştirecektir.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da İnce'nin gösterdiği performanstan son derece memnun. "Cumhurbaşkanlığı adaylığı için isabetli bir isim seçmişiz, hata etmemişiz" diyor.

Rüzgârı arkasına alan İnce, son günlerde yaptığı açıklamalarda da" Açık söylemek gerekirse Tayyip Bey ile benim 2. tura kalacağımızı ve kozlarımızı 2. turda paylaşacağımızı düşünüyordum başlangıçta. Ancak Anadolu'yu gezdikçe müthiş bir hava sezinliyorum. CHP'nin yanından bile geçmez diye düşündüğümüz vatandaşlarımızla kucaklaşıyorum, dinliyorum. Muazzam bir ilgi var, teveccüh var. Çok büyük bir sürpriz olursa kimse şaşırmasın. İlk turda işi bitirmemiz bile mümkün. Öyle bir hava yakaladığımızı görüyorum. Millet benim içlerinden biri olduğumu görüyor. Bu sandığa da yansıyacak, göreceksiniz" diyor.

24 Haziran'da yapılacak olan seçimler gerçek anlamda heyecanlı ve renkli geçeceğe benziyor.

Ancak, sahaya çıkanların rakiplerini içi boş şeylerle yıpratmaya kalkması da siyasi terbiyeye uymuyor. Bunu hangi aday ya da siyasi rakibi için yapıyorsa onun için de aynı görüş ve düşünce içinde olduğumuzun altını çizelim.

Bunları neden yazmak durumunda kaldık, ona değinelim:

Şimdi bazı yayın organlarında Muharrem İnce'nin CHP'liler tarafından yalnız bırakıldığına dair haberler ve analizler yayınlanmaya başladı.

Çokları "Muharrem İnce yalnız mık bırakıldı?" diye soruyor.

İnce, yaptığı açıklamada kendisinin yıpratılmaya çalışıldığını söyledi. Partisinden de sürekli destek aldığının altını çizdi. Söylediklerini özetleyelim:

"Kendimizi hiç yalnız hissetmiyoruz. Tam aksine, gittiğimiz her ilde partili arkadaşlarımızdan büyük destek görüyoruz. Hazırlıklarımızda yardım ediyorlar, her işe koşturuyorlar, organizasyonlarda her zaman yanımızda oluyorlar. Açık söylemek gerekirse eksiklik yok, fazlalık var. Bazen beklediğimizden daha fazla destek görüyoruz. Ankara'ya her gittiğimde mutlaka Kemal Bey'le bir araya geliyoruz. Ben ona çalışmalarımız hakkında bilgi veriyorum. O da bizim ihtiyaçlarımızla ilgileniyor. Partiden yana hiçbir sorun yok, ama başka sorunlarımız var. Vatandaş, beklediğimizden daha ilgili. Bizi yalnız bırakmıyorlar, ama ne yazık ki medyamız için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Medya bize uzak duruyor. Mitinglerimiz yayınlanmıyor, etkinliklerimiz gösterilmiyor, projelerimizden söz edilmiyor. Bizi asıl yalnız bırakan basındır. Bu ülkede en zor durumda olanlar kimler? Çiftçi mi, esnaf mı, işçi mi? Bunların hiçbiri değil. En zor durumda olan basın... Acıyorum hallerine. Bakın İngiliz, ABD, Japon, Alman  gazetecileri röportaja geliyor. Gelip Türkiye'de bir değişim oluyor galiba deyip benimle konuşmak istiyorlar. Türk medyasına bakıyorum "CHP Muharrem İnce'yi yalnız bıraktı" yazıyor. İnsafsızlar, vicdansızlar. Şu anda burada 20 civarında milletvekili arkadaşım var. Partinin Grup Başkanvekili arabanın içinde yatıyor. Bana getirilen suya sıcak mı soğuk mu diye bakıyorlar. Partinin genel başkanıyla her akşam durum değerlendirmesi yapıyoruz."

24 Haziran'da yapılacak olan seçimler için gerek Cumhurbaşkanı adaylarının, gerekse Parti yetkililerinin artık ortaya somut çözüm yollarını ve yapacaklarını açıklamaları daha doğru olacaktır.

Artık "çamur at izi kalsın" gibilerinden açıklamalara ve sözlere seçmen itibar da etmiyor, tam aksine tepki gösteriyor.

Kavga, siyasi terbiye dışına çıkma, ağır suçlamalar yerine ne yapacaklar? Ülkenin önünü nasıl açacaklar? İçinde bulunduğumuz ağır yükten düzlüğe nasıl çıkılacak bunların ortaya konulup tartışılması daha doğru atılmış adımlar olacaktır.

Biz, kim kazanırsa kazansın hiç kuşkusuz saygı duyacağız.

Önemli olan ülkemizin ve insanlarımızın kazancıdır.

Gereksiz dedi-kodular, karalamalar, içi boş iddialar bir kenara bırakılsın.

Onca sorunlar yumağı varken, koskoca siyasilerin gereksiz şeylerle uğraşmaları gerçekten tepki topluyor. Seçmen tünelin uçunda ışık görmek istiyor. Umut bekliyor. Bu beklentilere yanıt vermek, umut olmak sahaya çıkmış olanların görevi olmalıdır.