Atalar "Terzi söküğünü dikemez" derler. Başka meslekler için de benzer örnekler verilir. En yaygın olanı da "Kelin merhemi olsa kafasına sürer" özdeyişidir. Biz gazeteciler de, ülkenin, şehrin birçok sorununu ve bulunan çözüm yollarını haberleştiririz ama kendimize faydamız dokunmaz. Yaşadığımız "kamusal" sorunları dile getirmeyi "olayı kişiselleştirmek" olarak gördüğümüz için olsa gerek, haberlerimize, yazılarımıza konu etmeyiz.

Önceki gün gazetemizde yer verdiğimiz bir haber tetikledi aslında bu yazıyı. Haberde, Sarıyer'in Ayazağa Mahallesi'nde yaşayan bazı vatandaşlar, kendileriyle sözleşme yapan bazı firmaları Cumhurbaşkanı'na şikayet ettiği anlatılıyordu. Sözleşme yapan firmalar, taahhütlerine uymadığı gibi, mevcut sözleşmeleri başka firmalara devretme hazırlığındaymış. Vatandaşlar, aralarında AK Partili meclis üyesine ait inşaat şirketinin de bulunduğu bu firmaları Cumhurbaşkanlığı'na şikayet etmiş. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, İstanbul Valisi'ne "olay soruşturulsun" deyince konu inceleme altına alınmış. Soruşturmayı, Sarıyer Kaymakamı yapacakmış...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul'da kurduğu Beyaz Masa (Alo 153) ile başlattığı "halkın derdini anlatabileceği" uygulamalar, Başbakanlık'ta BİMER, Cumhurbaşkanlığı'nda da CİMER olarak vücut buldu. Ayazağa'daki vatandaşın şikayetini anında ele alan CİMER'in, Alo 153'te veya İETT'de çözülemeyen sıkıntılara da el atacağına inanıyorum.

* * *

İstanbul'da gerek şehrin aşırı büyümesi, gerekse sorunların artıp, bürokrasinin işi "adet yerini bulsun" kabilinde ele alması yüzünden Alo 153 eskisi kadar "çare" olmuyor. Vatandaşlar, "Arıyorsun, hep aynı şeyleri söylüyorlar ama çözüm yok" diyerek şikayetini dile getiriyor.

Özellikle İETT ile ilgili şikayetler ise neredeyse "klişe cevaplar" ile geçiştiriliyor, sorunların çözümü pek mümkü olmuyor.

İETT, televizyonlarda döndürüle döndürüle yayınlanan sorunlar dışındakilere genellikle kayıtsız kalıyor. Örneğin, otobüs seferlerinin aksaması ancak vatandaş eylem yapınca İETT'nin gündemine geliyor. Aksi taktirde, Alo 153'e veya kurumun sosyal medya hesaplarına yaptığınız şikayetler "geçiştirilerek" kulak ardı ediliyor.

Önce "genel" bir konuyu dile getireyim, devamında özel olandan da bahsedeceğim.

Hükümet, toplu ulaşım araçlarının engelli vatandaşların erişimine uygun hale getirilmesi için 2005 yılında bir yasal düzenleme yaptı. 10 yıl da uyum süresi konuldu. Bu yasal mecburiyet, İETT otobüsleri yanında minibüs ve dolmuşları da bağlıyor. Yasanın verdiği uyum süresi 2015 yılında doldu. İstanbul'da yüzlerce basamaklı Özel Halk Otobüsü yasaya aykırı şekilde yolcu taşıyor. İstanbul Gazetesi'nde konuyu defalarca manşetten duyurduk. Ama basamaklı Özel Halk Otobüsleri engellilere, yaşlılara ve bebek puseti bulunan yolculara çile çektirmeyi sürdürüyor. İETT de göz yumuyor.

* * *

Gelelim "özel" şikayetime...

Başkaları gibi  bazı bankalardan milyon dolarlık krediler alıp konut sahibi olamadığım için kirada oturuyorum. 3 yıldır Beykoz'a bağlı Çavuşbaşı'nda oturuyorum ve her gün toplu taşıma araçlarıyla işime gidip geliyorum. Tek alternatifim 15KÇ Çavuşbaşı-Üsküdar otobüsü. Bu hatta otobüs seferleri sık sık aksıyor. İETT, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne araç tahsis edecekse, ya da başka bir görev aracı ayrılacaksa ilk önce 15KÇ'den araç eksiltiliyor. Haftada 3-4 gün sefer aksamalarının işe gidiş geliş saatlerinde yaşandığı dönemler oluyor. Bir de yaz saati uygulamasına geçilince, pazar günleri iki sefer arası 2 saat 45 dakikayı bile buluyor. 153'ü arıyorsun, 20-25 gün sonra "yoğun trafik" veya "araç arızası" gibi gerekçelerle "klişe" cevap geliyor. Sürekli sorun çıktığı ve vatandaş tepki gösterdiği için Üsküdar'daki 15KÇ durağı, Hareket Amirliği'nden uzağa taşındı. Şu anda tabelasız, bekleme kabinsiz bir duraktan kalkıyor 15KÇ. Aynı noktadan 15ŞN otobüsleri de kalktığı için sıra karmaşası da yaşanıyor tabii... Beykoz'u AK Parti'ye kazandıran Çavuşbaşı, referandumda yüzde 67'ye varan oranda destek veren Çavuşbaşı, İETT ve belediye hizmetlerinden "mahrum" kalan da Çavuşbaşı...

Otobüsü MOBİETT uygulamasından takip etmeye kalkıyorsun, inceleyin o da bozuk. Çavuşbaşı'ndan Üsküdar'a kadar olan durak sıralaması karışmış, bazı duraklar mükerrer olarak alakasız yerlere yazılmış. Dolayısıyla otobüsten sinyal de alamıyorsun, takip de edemiyorsun.

İETT'ye ait otobüslerin bakım-onarımı özelleştirildi, bilgi işlem hizmeti özelleştirildi, şoförlerin büyük bölümü "taşeron" işçi. Kurumu tamamen özelleştirmeyi hedeflediğinizi biliyoruz. Bari satana kadar hizmetinizi düzgün yapın da, koltuğunuzun hakkını verin. Verin ki, kazancınız "helal" olsun...