Sonunda CHP net tavrını koydu ve Abdullah Gül'ün adaylığına kapıyı tamamen kapattı. Benim açımdan iyi oldu. Çünkü son 2 yazımda "Abdullah Gül kesinlikle Millet İttifakı'nın adayı değil" iddiasında bulunmuştum. Ardından "Olsa ne olur"dan tutun da "Kılıçdaroğlu sizi de uyutmuş. Meral hanımı ikna ederse aday yaparlar" gibi birçok tepki almıştım.

Millet İttifakı'nın adayı, (olağanüstü gelişmeler olmazsa) kesinlikle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu olacak. Bu iddayı, sadece İmamoğlu destekçisi işadamlarının yeni medya organlarına yatırım yapmasına dayandırmıyorum. Halinden hoşnut olmayan vatandaş, Ekrem İmamoğlu adına özellikle hazırlanıyor değişik çevreler tarafından.

Kamuoyu araştırma şirketleri, "Cumhurbaşkanı adayı olarak Recep Tayyip Erdoğan'a karşı kim aday olursa oy verirsiniz" sorusunu soruyor seçmene. Yayınlanan sonuçlara göre Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu başabaş gidiyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakın oranda oy alıyor. Ortada henüz seçim havası yokken bu tür araştırmaların sipariş edilmesi ya da şirketler tarafından abonelerine servis edilmesi boşuna değil.

Anketler yanında "İstanbul'u alan Türkiye'yi alır" sözü de iki seçimle ancak koltuğa oturabilmiş İmamoğlu'nu motive ediyor.

İETT ZARAR EDİYOR

Ekrem İmamoğlu, İstanbul dışındaki seçmenlerin de kadrajında pozitif bir şekilde yer almak için özel bir çaba sarfediyor. Her siyasetçi gibi hedefinin olması ve bunun için çalışmalar yapması en doğal hakkı. Ancak bunu yaparken 16 milyonluk İstanbul'un önemli bir kesimi ihmal ediliyor.

Kimleri mi? Özel aracı olsun olmasın toplu taşımayı tercih eden vatandaşları... Tüm şehiriçi seyahatlerini toplu taşıma ile yapan nadir gazetecilerden biriyim. İmamoğlu ve kurmayları tespitlerime kulak kapatmasa iyi olur. Başka türlü doğru bilgilere ulaşmaları çok zor.
İETT, 2019 yılında 1 milyar 364 milyon 838 bin 191 kişiyi taşıdı. Özellikle çalışan ve dar gelirli kesim tercih ediyor toplu ulaşımı. Akaryakıt fiyatları arttıkça toplu ulaşıma ilgi de artış gösteriyor. Mavi renkli Özel Halk Otobüsleri, ergüvan renkli Otobüs A.Ş.'ye ait otobüsler yanında mülkiyeti de İETT'ye ait sarı otobüslerle veriliyor bu hizmet.

İşte olay gelip bu sarı otobüslerde düğümleniyor. Diğer 2 grup otobüsler, İstanbul'un en fazla yolcu taşımacılığı yapan, yani günün her saati tıklım tıklım olan hatlarda sefer yapıyor. Sarı otobüsler ise sabah ve akşam saatleri hariç, koltuk sayısından biraz fazla yolcunun bulunduğu hatlarda... Yani bu otobüsler bir anlamda zararına çalışıyor. Diğer otobüslere ayrıca bedava yolculuk yapanlar için İETT ayrıca ödeme yapıyor.

OTOBÜSLER DÖKÜLÜYOR

İETT'nin demirbaşında bulunan bu sarı otobüsler, sık sık arıza yapıyor. Çünkü Anadolu Garajı'ndakiler 4 yıl, Beykoz garajındakiler 14 ay seferden çekildi ve bakımsız bir şekilde bekletildi. Neredeyse 15 yaşına ulaşan otobüsler sürekli arıza yapıyor. Bu otobüslerin bakımı için geçtiğimiz aylarda bir ihale yapıldı. Ancak arıza onarım ve bakım hizmeti "yan sanayi" parçalarla yapıldığı, bazen palyatif çözümlerle otobüs yürür vaziyete getirildiği için sefer aksamaları yaşanıyor. Bu otobüslerin sefer iptal oranları hayli yüksek. Sefer sırasında tutuşup alev topuna dönenleri de aklınıza getirin.

Bu otobüsler sabah kontak açınca bile "arıza" sinyali veriyor ön panelde. Bazı sürücüler, her gün o "arıza" göstergesini fotoğraflayarak başlıyor mesaiye. Bir kaza anında kendilerinin sorumlu tutulmaması için.

Bakım ve onarım hizmetini veren ekip sayısı da yetersiz. Örneğin yaz aylarında Harem Garajı'nda tek bir "bakım onarım" ekibi görev yaptı ve çok sayıda sefer iptal edildi. 

Peki İETT neden yasaları çiğneyerek "yaşlı" otobüs çalıştırıyor? Yeni otobüs alınmıyor mu?

OTOBÜS HEDİYELİ ÖZELLEŞTİRME

Alındı eski dönemde. Bir yerli otobüs firmasından yüzlerce yeni otobüs alındı. Ama gelin görün ki, bu otobüsler İETT'nin garajıyla birlikte özel bir şirkete devredildi. İmamoğlu'ndan önceki dönemde yapıldı bu. Ayazağa ve Kurtköy Garajları, otobüsleriyle birlikte yolcusu yoğun hatlarda hizmet vermek üzere bir firmaya devredildi.

Kamu İhale Kurumu (KİK) 2020'nin başında bu ihaleyi iptal etti. İhaleye tek firma katıldığı için değil. Şartnamedeki cezalar ve işçilere ödenecek ücret konusundaki düzenlemelerin toplu taşıma mevzuatına aykırı olması sebebiyle. Sadece 1 haftalık eğitimden geçirilen sürücülerin kaza oranının yüksek olması nedeniyle Ayazağa Garajı'nın ilk verildiği firma zaten devre dışı olmuştu.

Peki, KİK ihaleyi iptal edince ne oldu? Hiç... Otobüs hediyeli özelleştirmeyi alan şirket yolcu taşımaya devam ediyor.

Peki tüm bunlar bir dönem vekaleten Genel Müdürlük yapan ve şu an genel müdür yardımcısı olan Alper Kolukısa ile geçtiğimiz Haziran ayında Genel Müdürlük koltuğuna oturan Alper Bilgili'ye yansıyor mu? Sanmıyorum. Çünkü, şu anda "sabah tam sayıda otobüs sefere çıksın, gün içinde ne olursa olsun" mantığıyla yürüyor işler.

Sefer iptalleri nedeniyle yolda kalan vatandaş ise "Hani herşey güzel olacaktı" diyerek faturayı Ekrem İmamoğlu'na kesiyor.

İETT şoförleri Genel Müdür Alper Bilgili'nin uygulamaları nedeniyle barut fıçısı. Onların durumunu da bir sonraki yazımda anlatacağım.