İda dağlarına yerleşen Tahtacılar, söylenceye göre, yüksek bir zirvede kaz tüyleri ile karşılaşmışlar. Bu tüylerin Sarı Kız’ın kazlarına ait olduğunu öğrenmişler. Kazayağı motifi Şaman inancında kutsal kabul edilmekteymiş. Tahtacılara ait olan kazayağı şekline benzetilerek bir noktadan aşağıya doğru üç çizginin çekilmesiyle oluşturulan kazayağı motifi, cesaret ve kuvvetin de sembolü. Özellikle mezarların baş tarafındaki hece taşına kazımakta, ayrıca iş gömleklerine ve genç kızların gelinlik üçeteklerine işlemekteler. Oğuzlarda da kazayağı eski bir Türk inancının, simgesi. Ölümden sonra ruhun bir kaz üstünde uçtuğu iddia edilmekte.

Tahtacılar bu nedenle, Sarı Kıza saygı beslemişler ve dağın adını Kaz Dağı olarak değiştirmişler.

Yaz aylarında ulaşımı oldukça zor olan Sarı Kız’ın mezarının olduğu söylenen tepe, ziyaretçi akınına uğruyor. Tahtacı Türkmenlerken bir kısmı, Kaz Dağları çevresindeki köylerde yaşıyorlar. Tahtakuşlar köyü de bunlardan biri.

Bir başka söylenceye göre, Kazdağı’nın Tahtacı Türkmenleri; Karesi Beyliği zamanında “Ece Halil” kumandasında Dobruca’dan Gelibolu-Çardak yoluyla gelip Kazdağı Türkmenleri arasına yerleşen Saltuklu  Türkmenleriymiş.

Yusuf Ziya Yörükkan’ın “Anadolu’da Aleviler ve Tahtacılar” adlı çalışmasında değişik bir görüş var: Bu görüşe göre, Tahtacılar, Orta Asya’da bulunan “Tahtah”  Türklerinin Anadolu’daki uzantısı. Bunun delilini Zekeriya Özdemir’in çalışmasında görüyoruz.  Özdemir’in tespitine göre Çamcı ve Hacı Arslanlar köyünün yaşlıları, eskiden Altay Türkleri gibi tepelerinde saç bırakırlarmış. Kaldı ki, buralarda yaşayan insanların beden yapıları ve yüz şekilleri Orta Asya Türkleriyle benzerlik göstermekte.

Yukarıda sözünü ettiğim Yusuf Ziya Yörükkan’ın çalışmasında şu yargıya varılmaktadır:

“Tahtacıların veya benzer bir ad verilen hâkim bir zümrenin etrafında kümelenmiş ve çeşitli Türkmen gruplarından oluşmuş dinî bir topluluktur. Ya da belli bir inanca bağlı oldukları için bir araya gelmiş ve bir zaman için tahtacılıkla uğraşmak zorunda kalmış oldukları için bu adı almış olan Türkmen ve Yörük oymaklarından oluşmuş cemaatler topluluğudur.”

Alevi inancına bağlı olan Edremit Kazdağı Tahtacı Türkmenleri; duaları (gülbankları ve tercümanları), adakları, hayırları, dünyevi gereksinimleri dile getiriyorlar. Murat için kurban vaat ediyorlar. Mezarlıkta kurban kesiyorlar, dilek için ağaç dallarına, türbe kapılarına çaput bağlıyorlar. Yeni doğan çocuk için kurban kesmek, ölülerin canı için aş pişirmek benzeri gelenekleri Türklerin şamanlık döneminin izlerini taşımakta. Diğer yandan eski Türkler gibi dişi hayvan kur-ban etmemeleri, ölenlerin ardından kırk gün süren yasları ve cenaze törenleri yine şamanlık dönemlerinden kalma olsa gerekir. 

Kazdağı Tahtacı Türkmenlerinde keçeden yapılmış çadıra “topev” birkaç top eve ise “alaçık” denilmekte., Tepe saçına “tamrıt”, ağabeye “ede”, yengeye “gelinbi”, halâ’ya “bibi”, anneanneye “eci”, babaanneye “ebe”, yakın arkadaşlara “agi”, erkekler yakın arkadaşlarına “akış”, kızlar yakın arkadaşlarına “nöker-nöküş”, çocukları mart güneşinden korumak için pul, mavi boncuk, veya kırmızı, yeşil, sarı, mavi iplerle yapılan salkıma “yazgara”, köşeye “döngüş”, iki omuz arasına “çeğin”, cam bardağa “pıtır”, Çamın öz suyunun bulunduğu iç bölüme “gamalak” adı verilmekte.

Geliniz küçük bir Tahtacı sözlüğü oluşturalım ve görelim neye ne diyorlar;

Acıktan: Az sonra. Amat: Ahmet. Avırt: Ağız içi. Ayşa: Ayşe. Bibi: Abla. Bibim: Nine, Böçük: Böcek. Bülük: Erkek çocukların cinsel organı. Çepel: Bulaşık. Dılmışık: Ilık. Dolak: Dudak. Duluk: Yanak Ede: Baba. Edem: Küçük çocukları severken kullanılan sevgi sözcüğü. Fıydırmak: Fırlatmak, atmak. Fişfişlemek: Kışkırtmak. Fılkırmak: İşemek. Gastancık, Yalan. Get öteyanına: Defol, kaybol. Gicişmek: Kaşınmak. Gocababa: En büyük amca. Gocadon: Kadın şalvarı.  Golastar: Testere. Göbelek: Mantar. Gurk: Kuluçka. Güccük Bayram: Ramazan Bayramı. Hamamlık: Banyo. Hatmacık: Fatma. Hanay: Balkon. Hemide: Bir durumun, olayın doğruluğunu yada yanlış olduğuna katılmak onaylamak. Hınzır: Kötü, ahlaksız. İrbeem: İbrahim. İlenç: Bed-dua. Iklar olsun: Yemin olsun.  Irbık: İbrik. İşlik: Gömlek. Köncek: Don. Kötü barsık: Yaramaz haydut. Meymenetsiz: Bereketsiz. Ne dudutuyon: Ne yaparsın? Nasılsın? Oku: Davetiye. Öteen: Geçen hafte. Palta: Balta, Patıramak: Hızlı konuşmak. Pırtı: Elbise. Selverce: Seher, tahtacı kız ismi. Sinme: Saklanma. Tiydirme: İşeme. Yaalık: Yazma. Yalım: Ateş. Zaar: Herhalde. Yunaklık: Çamaşır yıkanan yer.

Yarınki yazımda Kazdağları efsanelerinden bir esinti getireceğim.