Benim için ilginç olmayan ancak sizlere  enteresan gelecek konulardan bahsedeceğim.

Olayın kahramanlarından biri Nihat Doğan,  diğeri ise Niran Ünsal.

Nihat Doğan'ı zaten bilmeyen yoktur. Şarkıcı kimliğinden uzak, sanatı dışında "her şeyi ben bilirim" edalarıyla ortalarda dolaşan biri. Gerçi o bu edalarla dolaşırken yaptığı şeyler insanlara çok komik geliyor. Bir özel TV' de magazin yorumları yapmaya çalışarak dönem dönem "ilgi çekeyim" diye sapıtıyor. Zaten TV kanalının onu alma nedeni  bence bağır-çağır, saçma sapan şeyler yap, dikkat çek mantığından başka bir şey değil. Yine bu mantıkla geçtiğimiz haftalarda evlilik proğramlarına katılan kadınlara bağırıp çağırarak ona verilen görevi yerine getirdi. Bu programlara katılan bayanlar için söyledikleri çok iddialıydı. Onların eskort, hayat kadını olduğunu üzerine basa basa söyledi. Hatta ekrandan "kafamı bozmayın hepsinin fiyatının ne olduğunu da söylerim" dedi. Bunu söylerken suçlu suçsuz herkesin günahını aldı. Bu kadınların hepsi olmasa da bir kısmı eskort olabilir. Ama bunu söyliyecek son kişi bana göre kendisiydi.

Bu arada bu kişilerin fiyatını kimler bilebilir? Tabi ki onlarla işi olan!

Nihat Doğan'ın Ankara' da bir otelde sanatçı abisi ile eskort kızlarla yaşadıklarını  sağır sultan bile duydu. Bu yüzden "Nihat Doğan doğru söylüyor" diyebiliriz. Bu çıkışı yaparken kendisinin eskort kadınlarla otel odasında yaşadığını Türk halkının  unuttuğunu sandı.Nihat Doğan kardeş ses sanatcısı yerine oyuncu olmalıymış. Hoş ses sanatçılıgınıda kimsenin gördüğü yok da neyse....

Birde gecen hafta "Alçak Gardiyanlar" çıkışı vardı. Bu söyleminde de yine iyi bir şey yapıyorum sanarak battı battı çıktı.

Burada yaptığı en büyük hata AKP' ye yakın olduğunu göstermekti. Nasıl yaparım da hükümetten yana olurum bundan ben de nasıl nemalanırım için yıllardır atmadığı takla kalmadı. Neyse bu mantıkla yine birşey yapayım dedi gardiyanlara sövdü ekranda. Ama yine beceremedi. Birileri ona "yanlış sularda yüzüyorsun, sen ne yaptın" deyince  aklı başına geldi. Kendisine de gereken ayar verildi. Yazılı ve sözlü nasıl özür dileceğini şaşırdı.

Ne oldu delikanlı Nihat Doğan?

Normalde lafının arkasında dururdun!

Bir de son olarak yine bu hafta Türkiye' nin yetiştirdiği ender sanatçılarından Müjdat Gezen' e babasının ekranıymış gibi  hiç hoş olmayan cümleler kurdu. Üstelik bunu TV ekranından ailelerin ve çocuklarında izlediğini bilmesine rağmen..

Samimiyetten uzak ezberlenmiş ama yaşam biçimi olmayan sözleriyle her dönem kendini komik duruma düşürmesine karşın pes etmeden devam etmesi de ayrı bir konu.

Gelelim diğer bir isme..

Nihat Doğan gibi " hükümete yakın olayım, şirin görüneyim,  belediyelerden ya da hükümete yakın kurumlardan ben de iş alayım mantığı ile bir dönem kapanan Niran Ünsal!

Geçtiğimiz yıllarda bir karar alarak başını kapatan, ancak ticari kayıp yaşadığı gerekçesiyle tekrar açılan Nisan Ünsal'ın "Kapanmak benim hayatımda aldığım önemli karardı ama kapanarak sanatçı olunmuyor. Ticari olarak çok ciddi bir kayıp yaşadık. Çoğu insan mağdur oldu. Ben yılda 80 konser veriyordum, peruk takmak da çare olmadı." sözleri eleştiri almıştı.  Şimdilerde  eleştirilerin devam etmesi üzerine sosyal medyadan  "Allah'ım sen ne kadar büyüksün. Günahlarımı parayla satsam alan olmazdı. İnsan neler yaşar? Ben neler yaşadım ? Hiçbir şeyi tam anlamıyla bilemezsiniz. Ve yine siz, hiçbir şeyi tam olarak bilmeden beni karalamanız, iftiraya ve hakarete maruz bırakmanız, ne müthiş bir ironi değil mi!? Allah; beni günahlarımdan arındırıyor, sizin sayenizde. Hepinize teşekkür ederim" notunu yazdı.

Vallahi Türk milleti kimin samimi, kimin samimiyetsiz olduğunu çok iyi biliyor.

Bu yüzden kimse boşuna tribünlere oynamasın!!!

Sevgi ve hoşgörü ile kalın