Türkiye mahkemeleri tarafından ceza verilerek masumiyet karinesi ortadan kalkmış Uluslararası Trakya ve Anadolu Otobüsçüler Derneği ve Avrasya Terminal İşletmeleri A.Ş.'nin sahibi Galip Öztürk'ün avukatları kanalıyla Esenler Otogarı otoparkının işletmesinden kazanılan paranın yüzde 25'inin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na devredilmesine ilişkin alınan meclis kararının iptaline ilişkin yaptığı başvuruyu kabul etti. İstanbul 3. İdare Mahkemesi, Öztürk'ün avukatlarının talebini değerlendirip, yürütmeyi durdurma kararı verdi. İBB'nin mahkeme kararına itirazı reddedilirse yine mahkemeler tarafından kesin suçlu ilan edilmesinin ardından Gürcistan'a kaçan Galip Öztürk bu işten en karlı çıkan kişi olacak. Kararın ardından 2886 sayılı devlet ihale kanununun 75. maddesine göre otogardan Galip Öztürk'ün işletmesini tahliye etmeyi reddeden Bayrampaşa Kaymakamı da bu işten sorumlu. Zira görevini yapmayan kaymayak, Galip Öztürk'ün avukatlarına "bilerek ya da bilmeyerek" gün kazandırmış ve itirazlar yapılmış buradan çıkan sonuca göre. Tabii ki bu işten kaymakam da yırtacak... Zira mahkeme yürütmeyi durdurma kararını kaldırsa bile İstanbul Valiliği devreye girmeden Galip Öztürk'ün otogarı işleten şirketi Avter'in tahliye edilmesi zor. Yani durum tamamen İBB'nin avukatlarının becerisine ve Vali Ali Yerlikaya'nın insafına kalmış... Kışın bin 200 yazın ortalama 2 bin otobüsün, 20 bin özel aracın girip çıktığı otogarın otopark rantının ne kadar büyük olduğu ortada. Eski parayla günlük yaklaşık 1 trilyon gibi korkunç bir sıcak paranın döndüğü otogarın otoparkını elbette kimse kimseye bırakmak istemiyor. Ancak Öztürk'e suçlu olduğu için hapis cezası veren ve bu kadar medyatik olmasına rağmen Gürcistan'a kaçmasını ve hatta bu ülkeden vatandaşlık almasını engelleyemeyen iktidar ve ortakları daha da önemlisi Türk mahkemelerinin bu durumda ne yapacağı merak konusu elbette.

Bir gün bile kıymetliydi

Ne demişti İBB'nin çiçeği burnunda belediye başkanı Ekrem İmamoğlu, "İstanbul'un bir gün bile kaybetmeye tahammülü yok". Ya da o minvalde bir şey. Hatta göreve gelir gelmez çalışanların haftalık izinlerini kaldırmış, yıllık izinlerini vs iptal etmiş, gece-gündüz çalışacaklarına dair halka söz vermiş bir belediye başkanı bu duruma nasıl tepki verecek henüz bilmiyoruz. Zira kendisi tatilde... İmamoğlu, seçimlerin üzerinden henüz 1 ay geçmişken tokalaşma, öpüşme, ziyaret ve iade-i ziyaret merasimlerinden yorulmuş olacak ki soluğu Bodrum'da aldı. Başta inanamadık tabii. Birçok insanın yaptığı gibi haftasonunu değerlendirmek için Bodrum'a gittiğini sandığımız başkan, meğer yerine vekalet edecek kişinin ismini kurum çalışanlarına bırakarak "yıllık izne" çıkmış. Tabii bu durumdan da vatandaş sosyal paylaşım sitelerinde ıslak imzalı izin kağıdını paylaşınca haberdar oldu. Önce feyk sanıldı ancak sosyal medyayı sık kullanan CHP'liler "Ne ayıp kurum içi yazıların internetten paylaşılması" şeklinde tepkiler gösterince gerçek olduğunu anladık.

AKP uyarmıştı

İmamoğlu, Bodrum tatilini yarıda kesip CHP'li belediye başkanlarının Afyon'da yapacağı kampa katılacak. Türkiye genelinde 11'i büyükşehir, 10 il olmak üzere toplam 252 belediye başkanından fırsat bulursa İstanbul'un dağ gibi birikmiş sorunlarını anlatacak ve hep birlikte çözüm yolları aranmaya çalışılacak. Ne demişti bir Türk büyüğü: "Seçilen başkanları doğru iş yapmazlarsa çalıştırmayız. Doğru iş yaparlarsa destekleriz. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin büyük bir bölümü, komisyonların tamamı, başkan vekilliklerinin tamamı AK Partili. Zaten, bu sadece vitrin süsü olarak seçilse bile belediye başkanlığı yapacak, o kadar. Vitrin süsü. En ufak bir yanlışta karşısına kim dikilecek? Meclis dikilecek." AKP'lilerin yönettiği belediyelerde para kalmadığını da hatırlarsak Ekrem İmamoğlu'nun işi oldukça zor görünüyor. Hele bir de Türk mahkemelerinin bağımsızlığı ve tarafsızlığının sık sık tartışıldığı şu günlerde. Bekleyelim çünkü önümüzdeki günler "her şeyin nasıl olacağını gösterecek..."