Siyahi Amerikalı George Floyd'un gözaltına alınırken öldürülmesi olayından sonra Amerika'da başlayan protestolar dünya genelinde de birçok ülkede yankı bulmuş görünüyor. Avrupa ve Asya'da da birçok ülkede binlerce kişi ırkçılığa ve polis şiddetine karşı protesto düzenlemek için sokaklara taştı.

Şimdi soru şu:

Irkçılığa karşı sokaklara dökülenler karşılığını alabilecek mi?

Uzmanlara göre sokakları kaplayan protestolar, aslında bir yardım çağrısı. Yıllardır seslerini duyuramadığına inanan öfkeli halk için George Floyd'un ölümü bardağı taşıran son damla oldu. Yine uzmanlara göre yaşanan son olaylarla dikkati çekmeyi başardılar artık yapmaları gereken somut talepler ortaya koymak.

George Floyd'un ölümünün tetiklediği protestolar Amerikan toplumu açısından birçok gerçeği de bir kez daha su yüzeyine çıkardı. Hak ve adalet isteyen siyah Amerikalılar, seslerini duyurmak için sokağa döküldü, görünen o ki bu kez amaçlarına ulaştılar. Georgetown Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Elif Andaç Jones'a göre, eğer bu noktada taleplerini net bir şekilde ortaya koyabilirlerse, protestolar da amacına ulaşmış olacak.

George Floyd'un ölümünün ardından başlayan protestolar, Amerika genelinde birçok kentte şiddet eylemlerine dönüştü. Polis memurunun beyaz, hayatını kaybeden Floyd'unsa siyah olması, başta Afrika kökenli Amerikalılar olmak üzere birçok kişinin bir kez daha sokaklara dökülmesine neden oldu. Barışçı gösterilerle seslerini duyurmaya çalışanların yanı sıra, bu eylemleri yağma ve yıkım için fırsat olarak görenler de oldu.

Barışçı başlayan protestolar zaman zaman şiddet olaylarına dönüştü. Beyaz Saray çevresindeki birçok bina da bu olaylarda zarar gördü. Beyaz Saray'a bir blok ötedeki bu otel de olaylardan nasibini almış görünüyor.

Uzmanlara göre, protestocular şikâyetleri geçmişte pek çok kez dillendirildi ancak yeterli ilerleme kaydedilemedi. George Floyd'un ölümüyse bu olayları tetiklemiş görünüyor.

Bir başka ayrıntı:

Amerika'da polis şiddetinin de artmakta olduğu görülüyor. Protestolar ırkçılığa karşı ama, bunun yanında polis şiddetinin de aynı amaçlarla protesto edildiğini görmekteyiz.

Elif Andaç Jones'in açıklamalarına bakacak olursak, bu olayın kolaylıkla kapanamayacağını görmüş oluyoruz. Kendisini dinleyelim:

''Amerikan tarihine baktığımız zaman siyahlara, aslında azınlıklara ama özellikle siyahlara yapılan ayrımcılık, eşitsizlik, haksız polis şiddeti, orantısız hapse atma, orantısız ceza verme suç sisteminde, ceza sisteminde yıllardır devam eden çok çok önemli bir sorun. Her tür eşitsizlik, haksızlık yaşandığı zaman sosyal medyada olsun, haberlerde olsun farklı farklı muhitlerde olsun, bu tür ufak çapta ayaklanmalar, haykırışlar oluyordu. Fakat hem son aylarda yaşanan Corona'nın getirmiş olduğu aşırı stres özellikle azınlıkları dengesiz bir şekilde etkilemiş, orantısız bir şekilde etkilemiş olması, çok daha fazla etkilemiş olması bardağı taşıran son damla etkisi yaptı son derece gergin siyasi bir ortamda sanırım bir şekilde artık yeter deme gereğini hissetti insanlar sokağa dökülerek. Sistemin izin verdiği ölçüde eylem yaparak, hiç kimsenin dikkatini çekip, hiçbir şeyi değiştirme şansına sahip değilsiniz. Ne zaman ki yaptığımız hareketler, gösterdiğiniz eylemler hakikaten 'ya bir dakika ne oluyor?' deyip, yeterli ölçüde hem kurumun hem devletin hem de beyazların ve diğer nüfusun dikkatini çeker noktaya geliyor, o zaman bir şey yakalama, belki karşılıklı bir masaya oturup bir şeyler konuşmak bir şeyleri çözme şansımız var ya da en azından yaptıkları iddia bu. Susarak sizin sözünüzü dinleyerek beyazların sözünü dinleyerek sermaye sahiplerinin büyük marka market zincirleri sahiplerinin bize yaşattığı ayrımcılığı eşitsizliği fazla sesimizi çıkarmadan onların istediği gibi davranarak sona erdirmemiz mümkün değil diyorlar. Dolayısıyla da şiddet beklenmedik tatsız bir şekilde beraberinde geliyor ama genel itibarıyla bir amaca yönelik şiddet bu noktada en önemli şeylerden bir tanesi yapılması gereken bu grupların ciddi bir manifesto ile, talep listesi ile hem devlete hem de genel Amerikan nüfusuna seslerini yükseltmeleri yani Target'ı Walmart'ı mağazaları, camlarını kırıp, indirip, o noktada kaymak değil, 'Dikkati çektik. Tamam. Şimdi bunları istiyoruz. Bundan sonra polisin işte bize şöyle davranmasını istiyoruz. Yasalarda bu tür değişiklikler istiyoruz şeklinde somut isteklerle masaya oturabilirlerse sanırım diğer nüfusun geri kalanını d azınlık statüsünde olmayanları da sempatisini kazanıp oylarını alma şansları da o noktada artacaktır."

Protestolar bir süre daha ülke gündemini meşgul edecek gibi görünse de genel kanı, artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yönünde.