Kadın Kadına köşemin bu haftaki konuğu PR sektörünün aranan isimlerden işletmeci Aslı Yörükoğlu. Annesi ressam babası da kültür danışmanı olan Yörükoğlu'nun aynı zamanda yeğeni Duygu Onur ile kurduğu Props&CO isimli bir PR ve tasarım şirketi de bulunuyor. Türkiye'nin ilk soyut ressamlarından biri olan, Cumhurbaşkanlığı kültür ve sanat ödülünün yanı sıra Sedat Simavi Sanat ödüllü ressam Ferruh Başağa ile yurtiçi ve yurtdışında çok önemli sanat dergilerinde köşe yazarlığı yapan, modern dans eleştirmeni Nermin Başağa'nın torunları olan Aslı Yörükoğlu, üretici ve çılgın bir ailenin içinde büyümüş. Sürekli kültür sanat sohbetlerinin yapıldığı bohem bir hayat tarzı olan evlerinde sanatla iç içe bir çocukluk geçiren Yörükoğlu, "Bebeklerle oynamazdım. Onun yerine evde seramikler, heykeller yapardım, cam boyardım" diyor. Anne ve babasının arkadaşları olan pek çok ünlü isim ile çocukluk yaşlarından itibaren tanışan Yörükoğlu, evlerinde sürekli caz müzik çaldığını ve kaliteli müziğin tadına o yaşlarda vardığını söylüyor. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunu olan Yörükoğlu, işine aşık bir kadın. Tutku ile bağlandığı işinden bahsederken gözlerinin içi gülüyor.

Bohem bir hayat tarzında geçen çocukluğunuz ve içinde yaşadığınız kültür sanat ortamı hayatınızı nasıl etkiledi?

"Çocukluğumda sokağa karışmadan kültür ve sanat sohbetlerinin yapıldığı bir ortamda büyüdüm. Babam Galatasaray Liseliydi. Evde sürekli onun gazeteci arkadaşları, yazarlar, çizerler olurdu. Normal bir evde bebekler ile büyümedim. Evde sürekli caz çalardı. Pazar günleri ise klasik müzik konserlerine giderdik. Şu andaki hayatıma baktığımda ise o dönemler sayesinde diğer insanlardan çok farklı bir görüye sahip olduğunu düşünüyorum. Dedem Ruhi Su ve Nazım Hikmet gibi Türkiye'nin en önemli sanatçılarının arkadaşıydı ve birlikte sanat üretirlerdi. Cem Karaca, Erkin Koray, Okay Gönensin gibi ünlü isimler evimize misafir olurlardı. Ben başka bir hayat görmediğim için çocukken herkesin bu şekilde bir hayat sürdüğünü sanıyordum.  Çünkü, sanatçı olmayan insan tanımamıştım. Hayata bir sanat insanlara da sanatçı gözüyle bakardım. Tek hayalim Mimar Sinan'da okumaktı. Sonra Güzel Sanatlar'da okudum ve mezun oldum."

İÇİ DIŞI CAZ BİR KADIN

Peki mezun olduktan sonra neler yaptınız?

"Moğolların kurucusu ve davulcusu olan amcam Engin Yörükoğlu ile bir mekan açmaya karar verdik. 1997 yılında Beyoğlu'nun ilk rock barlarından birini açtık. İsmi Jazz Stop. Şu anda tanıdığım müzisyenleri ve rockçıları ben hep oralardan tanıdım, çok iyi müzik dinledim. Hayatını müziğe adamış insanlar tanıdım. 2007 yılına kadar o mekan açık kaldı. Ben o dönemler Beyoğlu'nda  Andon isimli bir mekanın da işletmeciliğini yaptım. Sonrasında ise kendi mekanım olan Makarnacıyı açtım. Makarnacı menüsünde sadece makarna olan özel consept ilk mekan. Sonrasında ise mekanımı tanıtmak için görseller çektim ve bir basın bülteni de hazırlayarak tüm basın kuruluşlarına ve köşe yazarlarına gönderdim. O zamanlar Türkiye için yeni bir oluşum olan PR sektöründen habersizdim. Sonrasında ise hayatımda çok özel bir yeri olan amcam Engin Yörükoğlu'nu kaybettik."

PR sektörüne girişiniz nasıl oldu?

"Yakın arkadaşlarım sayesinde PR sektörüne girdim ve hızla ilerledim. Yeğenim Duygu Onur ile Props&CO isimli PR ve tasarım şirketimizi kurduk. PR, tasarım, menajerlik ve organizasyon olarak hizmet vermeye devam ediyoruz. Kürşat Başar, Zeynep Talu ve Zeynep Özyılmazel ile çalışıyorum."

MOTTOM İYİ BİR İNSAN OLABİLMEK

PR sektöründe olmak size neler kattı?

"Öncelikle bu sektöre girmemin temelleri çocukluk yıllarımdan itibaren atılmış. İletişimim çok kuvvetli. Bu sektöre girdikten sonra da her sorunu daha hızlı çözmeye başladım. Bir bütündeki eksik parçayı çok rahat bir şekilde görebiliyorum. İşimi gerçekten çok seviyorum. Yanlış insanlar da hayatımdan bir şekilde uzaklaşıyor. Sistem yanlış yolda olmama izin vermiyor. Her zaman doğru bir hayatı doğru bir şekilde yaşamaya çalışıyorum. Mottom, iyi bir insan olabilmek."

Hayatınızın olmazsa olmazı neler?

"Ailem, kendim, arkadaşlarım ve erkek arkadaşım. Bir de Köpeğim Penne. Ne yazık ki kendisini kaybettik. Canımın içi iki de yeğenim var."

Önümüzdeki süreçte ne gibi projeleriniz bulunuyor?

"Kürşat Başar ile projeler yaratıyoruz. Bu kapsamda konserler ve programlar düzenliyoruz. Gece hayatındaki mekanlara ve diğer pek çok sektöre de PR ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. Galeri Diani isimli sanat galerisine de PR hizmeti veriyoruz. Orada da çok sevdiğim arkadaşım Telga Südor Mendi ile çalışmalar yürütmekteyiz."

DÜNYAYI GEZMEK İSTİYORUM

En büyük hayaliniz nedir?

"Dünyayı gezmek istiyorum. Maviyi ve doğayı çok seviyorum. Daha doğrusu kalbimi yumuşatan her şeyi çok seviyorum."

Çocukluğunuzdan itibaren pek çok ünlü isim ile bir sürü hatıranız olmuştur. Bunları kitaplaştırmayı düşünüyor musunuz?

"Neden olmasın bu konu üzerinde düşüneceğim."

ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜNE KARŞIYIM

Ülkemizin kanayan yarası kadına yönelik şiddet ve taciz olayları ile ilgili topluma ne mesajı vermek istersiniz?

"Ben kadın ya da erkek değil insanlara ve hayvanlara yönelik şiddetin her türlüsüne karşıyım. Şiddet olayını eğitimli insan da eğitimsiz insan da yapabiliyor. Bu şiddet meselesi kültürümüze işlemiş. Bu durumu aşmamız gerekiyor. Çocuk ailesinden şiddet görürse yarın o da eşine şiddet uygular ve şiddet normalleşir. Kadına yönelik taciz olayları da canımı çok sıkan bir konu. Ülkemiz cinsel açlığın Afrika'sı. Bu sorunu da eğitimle aşabileceğimize inanıyorum."

Kadınların çalışma hayatında daha aktif bir şekilde yer alabilmesi için neler yapılmalı?

"Kadınlar için teşvik edici çalışmalar yürütülmeli. Aslında kadınlar Batıda çalışma hayatında varlar ancak bu durum Doğu bölgeleri için geçerli değil. Biz Batıda doğduğumuz için şanslı, onlar Doğu da doğdukları için şanssız olmamalılar. Herkese eşit yatırımlar yapılmalı."