Değerli okuyucularımız bir kaçta hafta boyunca devam edegeldiğimiz Haçlı Seferleriyle ilgili anlatımımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Ancak bu haftaki yazımıza Dördüncü Haçlı Seferinden sonraki seferlere kısaca değinerek geçeceğiz. Dördüncü Haçlı Seferi, geçen hafta okuduğunuz gibi, amacından saparak İstanbul'un Latinler tarafından işgal edilmesiyle sonuçlanmış, Bizans yarım yüzyıl boyunca BatıAvrupalı devletlerin işgali altında kalmıştı. 

IV. HAÇLI SEFERİ'nin bu şekilde sonuçlanması üzerine kutsal yerleri kurtarma projesi yeniden gündeme geldi. 1215' te toplanan konsil, V. HAÇLI SEFERİ'nin dini duygular uyandırılarak hazırlanmasına karar verdi. Bu HAÇLI SEFERİ'ni düzenleyen Macar Kralı II. Andreas, Eyyübilerkarşısında hiçbir başarı elde edemedi. Kahire önlerine kadar ilerlemesine karşın Eyyübiler karşısında yenilgiye uğrayarak ülkesine dönmek zorunda kaldı. Andreas'ın dönüşünden sonra Haçlılar Dimyat'a geldiler. Dimyat'ı aldıktan sonra Kahire üzerine yürüdüler fakat bu yürüyüş felaketle sonuçlandı. Melik Kâmil Haçlıları çok kötü duruma soktu. Bunun üzerine Haçlılar Dimyat'ı ve ellerindeki esirleri geri vererek memleketlerine geri dönebildiler.

VI. Haçlı Seferi ise Alman İmparatoru II. Friedrich öncülüğünde hazırlandı.  II. Friedrich bu Haçlı Seferi'nde Eyyübiler arasında yaşanan anlaşmazlıklardan yararlanarak barış yoluyla Kudüs'ü ve Kudüs'ü denize bağlayan dar bir bölgeyi on yıl boyunca elde tutmayı başardı (1229). Böylece Kudüs 1245'e kadar Haçlıların elinde kaldı.

VII. Haçlı Seferi 1245'te Kudüs'ün tekrar Türklerin eline geçmesi ve Latin Krallığı Ordusu'nun yenilmesi üzerine Lyon konsilinde yeni bir sefer kararlaştırıldı. Fransa Kralı IX. Louis tarafından yönetilen bu seferde, Fransızlar Dimyat'ı aldı ama IX. Louis Mısır içlerine ilerlerken son Eyyübi hükümdarı Turanşah'a Mansure'de yenilerek, ordusunun ileri gelenleriyle birlikte Eyyübiler'e esir düştü. Bir süre sonra Dimyat'ı savaş tazminatı olarak geri veren IX. Louis, ordusundan geriye kalanlarla Akka'ya çekildi 

1268'de Antakya'nın düşmesi ve buna eklenen yeni bozgunlar VIII. Haçlı Seferi'ne yol açtı. Fransa Kralı IX. Louis tarafından yönetilen bu seferde, bu kez Kudüs'e gidilmedi. O sırada Tunus'tan kalkan Arap korsanları Sicilya kıyılarını vuruyorlardı. IX. Louis, Sicilya Kralı olan kardeşine uyarak seferini Tunus üzerine yapmaya karar verdi. Tunus kıyılarına çıktı ve şehri kuşattı ancak burada çıkan bir salgın yüzünden öldü. Ordusu Fransa'ya döndü. Bu arada İngiltere Kralı Edward yönetimindeki başka bir grup Filistin'e gitti ve çarpışmaların son bulmasını sağladı.

Yüz elli yıla yakın bir süre boyunca süren ve Avrupa açısından önem taşıyan Haçlı Seferleri'nin sonuçları şu şekilde özetlenebilir:

Anadolu üstünden Bizans'a doğru yönelen Selçuklular Marmara Bölgesi ile Ege Bölgesi'nin bazı kesimlerini tekrar Bizans'a bırakarak İç Anadolu'ya çekilmek zorunda kaldılar. Bu durum, İstanbul'un Türkler tarafından ele geçirilişini, dolayısıyla da Türklerin Balkanlar'a ulaşmasını birkaç yüzyıl geciktirmiş oldu.

Haçlı Seferleri sırasında yüz binlerce insandan oluşan Haçlı Orduları İngiltere kıyılarından Doğu'ya doğru Avrupa'yı aşmış, böylece feodal dönemin birbirinden kopuk, kendi içine kapalı siyasal ve iktisadi yaşamı bir dereceye kadar son bulmuş, kentler ve şatolar çevresinde ekonomi canlanmış, Avrupalılar birbirlerini daha yakından tanımak ve anlamak imkanı elde etmişlerdi. Bu durum da, Avrupa' da ulusal krallıklara doğru geçişi çabuklaştıran bir etki yapmış oldu.

Avrupalılar gerek Haçlı Seferleri gerekse Doğu'da kurdukları devletler aracılığıyla, Doğu uluslarıyla çok yakından ilişki kurdular; Doğu uygarlıklarını, Doğu'nun bilim, düşünce, sanayi yaşamını yakından tanıma olanağı elde ettiler.